• belinde, karlayz* taşıyan (simit değil), ablasının ablası, olgun ama aynı zamanda çocuksu, çok konuşur ama o huzur veren ses tonuyla daha da konuşsun istersiniz, yaz yaz bitmez, öyle biri işte.
  • virginia woolf kişisidir, absürd sanatın doruğundadır, nargile içerken bir şehirden diğerine nanik yapandır, sayıları çok olsa bunların anarşist, poe sever deniz çocukları koşturur durur ortalıkta*.
  • hayatımın baş kahramanlarından biridir.

    biz* çok küçükken o, hem kendisinin hem de benim anlamakta zorlandığım kelimeleri kurmakta olduğu cümlelerin bir taraflarına itina ile sokuşturdu. "ne diyosuuoaaan?" derdim de cevap bile veremezdi, hıh! bu artistik hareketlerinin altında kalmamak için ben de boş durmaz, uydurduğum hikayelerimle* onu kandırırdım bir güzel*.

    düşündüm de, o günlerden bu yana biz çok da fazla değişmemişiz. o, hala zor anlaşılacak türden cümleler kurmaya gayret ediyor, ben de uydurma hikayelerimi o'na anlatırken nefessiz kalıyorum hala. ve hala içimizde yaşamaya devam eden çocukluk kırıntılarımızın neden olduğu minik, minicik arızalar sonucunda çığlık çığlığa tepiniyor, yerlerde yuvarlanıyoruz, hah-haa.

    zekası, yeteneği, karizması... bütün bunlar bir yana, o'na beslediğim sevginin ve saygının asıl nedeni; bunca yıldır bir kerecik bile olsun o'nu burnunu karıştırırken yakalayamamış oluşumdur*.

    o benim kız kardeşim.
hesabın var mı? giriş yap