37 entry daha
  • az önce bitirdim, şimdi toparlanmaya çalışıyorum.
    aslında doğru değil, bitireli birkaç saat oldu, hakkında biraz araştırma da yaptım. biraz okuma, azıcık çeviri falan.
    ama yazmak yine de çok zor geliyor. nereden başlayacağımı bilemiyorum sanırım.
    film bir saatten biraz fazla. ama saate bakmak aklınıza bile gelmiyor zaten. öylece akıp bitiveriyor. yalnız filmi izlediğim site fazlasıyla edepsiz ve saldırgandı. arada çıkan cima tekliflerini silmekten dikkatimin dağıldığını da söylemek zorundayım.
    bu film iki yönetmenli bir belgesel. zana briski, ross kauffman belgeselin yönetmenleri. ama zana briski aynı zamanda filmde görünen en önemli şahıslardan biri.
    bu film-belgeselde oyuncu(lar) yok tabii.
    gerçek kişiler var.
    sekiz çocuk.
    belgesel bu sekiz çocuğu temel alıyor.
    bu çocuklar, kalküta'da 'red light district' olarak nitelendirilen bir genelev mahallesinde yaşıyor. anneleri, anneanneleri hatta büyük nineleri hepsi bu genelevlerde yaşamış, çalışmış. hepsi orospu çocuğu yani. gerçek anlamda. bu sokakta erkekler de var. bu erkekler çocukların babaları da olabilir, annelerinin pezevengi de ya da orada yaşayan uyuşturucu müptelaları veya satıcıları.
    zana briski bir fotoğraf sanatçısı. başlangıçta, 1988'de, yalnız burada çalışan kadınların fotoğraflarını çekmek için gelmiş bu sokağa. ama daha sonra bakmış, yetişkinler fotoğraflarının çekilmesinden hiç hoşlanmıyor ve karşı çıkıyor. kendisini tanıtması ve hatta sevdirmesi gerektiğini düşünmüş ve onlarla birlikte yaşamaya başlamış. bu sureçte oradaki çocukları tanımış, sonra bu birbirinden renkli, meraklı ve sempatik çocukları sevmeye başlamış. onlara nasıl yardım edebilirim, hayatlarına olumlu anlamda nasıl dokunabilirim diye düşünmeye başlamış. sonra bu çocuklara, en iyi bildiği işi öğretmeye karar vermiş. fotoğraf çekmeyi. bu çocuklara ucuz ve basit de olsa birer fotoğraf makinesi bulmuş ve dağıtmış. sonra da onlardan gördükleri, yaşadıkları hayatın fotoğraflarını çekmelerini istemiş. onlarla sürekli bir araya gelip, çekilen ve kendisi tarafından çoğaltılan fotoğraflar üzerine dersler vermeye başlamış. zaman ilerledikçe kafasındaki proje çocuklara yönelmiş. belgesel film bize, çocuklar üzerinden oradaki hayatı, ortamı, durumu anlatıyor. ve film-belgesel bu anlamda görevini başarıyla yerine getiriyor. çocukların bütün doğallıklarıyla belgesele katkıları, çektikleri fotoğraflar, yerel müziklerle de desteklenerek ve başarıyla kurgulanarak ortaya gerçekten etkileyici bir belgesel-film çıkarılmış. filmi hem filmi yapanların gözünden izleyebiliyorsunuz hem de filmin odağındaki çocukların gözünden.

    çocuklarla zaman geçirdikçe, onlarla fotoğrafçılık derslerinin dışında da ilgilenen zana, onların bu hayattan uzaklaşması için de mücadele vermeye başlıyor. arıyor, soruyor, araştırıyor. ama hiçbir okul bu fahişeler mahallesi çocuklarını almak istemiyor. sonunda bulabildiği yerler için de kendisi tek tek uğraşıyor. belgeselde biz bunları kısacık izliyoruz ama o yoksul coğrafyanın devlet dairelerinden tutun da sağlık ocaklarına kadar gitmediği yer, uğraşmadığı iş kalmıyor. belgeler, belgeler... defalarca aynı yerlere gidip hantal bürokrasinin istediği belgeleri en sonunda toparlayabiliyor. sonra bunların gerekli yerlere verilmesi. çocukların bu okullara gidiş hikayesini de izliyoruz. hepsi mutlu sonla bitmese de.
    aslında belgesel-film, fazlasıyla iç karartıcı bir konuyu ele almasına rağmen, içimizi sıkmıyor. zaman zaman içimizde burkulmalar oluyor ama asla bizi karamsarlığa boğmuyor. bu da filmin belki de en olumlu özelliklerinden biri. fimde vicdan mastürbasyonu yok. o çocuklar gerçek mağdurlar olmalarına rağmen bir mağduriyet ağlaklığı da yok. yani kısaca belgesel, duygu sömürüsü yapılmadan da, acındırmadan da dünyanın belki de en aşağı, en haksızlıklarla dolu ortamında 'nasıl hayatta kalınır'ın dersini veriyor bize.
    aslında yukarıda adını yazdığım çocuklardan ve onların çektiği o olağanüstü fotoğraflardan da söz etmek gerekir uzun uzun. o zaman da bütün sözlük 'limit'leri aşılmış olacak.

    belgesel, 2005 yılında, 'best documentray feature' dalında oscar ödülü almış.

    bu belgesel hakkında ulaşmak istediğiniz her şey
    (çocukların dünyanın pek çok yerinde sergilenen fotoğraflarına da bu verdiğim linkten ulaşabiliyorsunuz.
    bu da belgeselin imdb sayfası:

    bunca uzun yazmama rağmen, belgeseli yine de yeterince tanıtamadığımı hissediyorum. yaptığım araştırmalarda belgesel hakkındaki en iyi yazılardan birine yine ekşi'de rastladım. yazının linkini de vermek istiyorum. aranızda özellikle fotoğraf ve belgesel fotoğrafçılığı ile ilgili olanlarınız yazıdaki detaylardan yararlanabilirler: işte burada
hesabın var mı? giriş yap