• kimi insanların biten ilişkisinin ardından o dönemi iyi niyetle irdeleyip güzel yanlarını görmekten şiddetle imtina ettiği bir tanımdır aslında bu. hep acı vardır, hatta pişmanlık ve öfke... tüm bu hislerin arasından şöyle bir aralayıp baksa aslında yaşadıklarına, söyleyebileceği şey sadece bu iki kelimedir... (taraflardan biri öküz ise tenzih ederim, o ayrı)
    teoman'ın şarkısına indirgersek mevzuyu, anladığım şey erkeğin çok sevdiği kadından bir şekilde ayrılmış ama halen seviyor olması, bir taraftan da geri dönüşünün olmadığını bilmesidir. kadın ise, doğası gereği çok daha fazla irdeleyen, duygularının peşinden koşan, onlara bir umutla sarılan, ta ki o umudun bittiğini anladığı ana kadar bırakmayan; şarkıda söylediği gibi kesilene kadar yüzendir :

    ben kesilene kadar yüzdüm ama,
    görünmeyince karan,
    bıraktım kendimi battım,
    bir taş gibi...
    yanmıştı , çizilmişti ama,
    seyrettim ağlayarak
    sabredip
    çok sevdiğim bir filmi...
    artık yalnız senin için
    üzülüyorum...
    bitti,
    zor oldu ama,
    bitti.

    kadın ile erkek arasındaki aşka dair keskin farkı hissettirir bu şarkı bana her defasında...
    erkek, öylece bırakıp giden ama bunu "en güzel hikayesi" olarak adlandırabilen... kadın da tüm içtenliğiyle son bir kez sarılan, ama sonunda çaresizce bırakan... belki de en güzel hikayesi olduğunun farkında olmayan; sırf hissettikleri içinde boğulduğundan... ama yine farkında olmayarak aslında kalbinin bir köşesinde en güzel hikayesi olarak saklayan.
  • teoman:kulaklarım patlıyor sessizliğinden
    yorgunluğundan ölüyorum
    sinekler yapışıyor vücuduma, gitmiyorlar
    yayılıyor kanları,vurduğumda
    denizi araladım geçtim bir aşktan
    attım kum torbalarımı
    döktüm yapraklarımı
    ama uzandıntenime, hissettim
    tenim aktı parmak aralarından
    bazen ne yaparsan yap olmuyor
    kanım hızlanıyor bazen damarlarımda
    kan çanaklarım aynada levham boynumda
    bir yapbozu tamamlarken bakıyorum
    büyük parçan eksik kalbin olduğu
    bazen bir vücuda sarıyorum
    banıp parmağımı, tadına bakıp
    gözümü sevmeye karatıp
    yapamıyorum
    bazen ne yaparsan yap olmuyor
    acı bir tat kalıyor ağzımda
    bazen yutup unutup
    bazen tükürüyorum
    bazen ayılıp uyanıp bir nefesle yanımda
    adı yok, sırtı var, bana dönük, bükük
    soğuğa çeviriyoru suyu
    ağlıyorum bakıp içime
    ayılamayıp anlıyamıyorum bazen
    derimin altında başarılı ayrılık notları
    yazılmış çöpe atılmış intihar mektupları
    vuruyorum sokaklara bedenimi, hayallere
    hayatımı yine omuzlarıma
    acımı alsın diye sığınıp
    kurtaracak kadınlara 15 dakika
    bazen ne yaparsan yap olmuyor

    şebnem f:
    bitti zor oldu ama bitti
    yapamadım benim başka bir kalbi
    bedenim zayıftı kalbim güçlüydü
    haritası ama çok silikti
    sert bir şeydi iliklerimde aşk
    dayandım, ittim, sığmadı, kanırmadı girmedi
    ama sıktım pis kanı
    akıttım yaramdan
    iyileşmeye yaladım geçmişti sanki
    soktum neşteri göğsüme
    inanmaya halim kalmadı diye
    bitti zor oldu ama bitti

    teoman:korkma bilirim acıyı tedaviyi
    imkansızlığın kekremsi tadını
    dün insanlara baktım kendi kirli camımdan
    terkedilmişler çoktan yaradan tarafından

    şebnem f:
    ben kesilene kadar yüzdüm
    ama görünmeyince karan
    bıraktım kendimi bıraktım bir taş gibi
    yanmıştı çizilmişti ama
    seyrettim ağlayarak sabredip
    çok sevdiğim bir filmi
    artık yalnız senin için üzülüyorum
    bitti zor oldu ama bitti

    teoman: benim de zaten hiç gücüm yok, yüzüm yok hiç
    umudum yok
    ama bil ki farklı bir hayaldi
    işkenceydi bazen çok güzeldi
    ama anlıyorum sesinden
    kurtulmuşsun sen
    nokta konmuş, bitmiş
    en güzel hikayem
  • yerine göre adamın anasını avradını sülalesini soyunu sopunu feriştahını yedi ceddini gelmişini geçmişini ölüsünü dirisini sikebilecek bi' şarkıdır.

    edit: ecdat da varmış diyorlar.
  • bir cok insana "abartilmis aci" gibi gelebilecek sarki..

    normal..

    eger bu "yasanabilmis" olabilseydi, kim katlanabilirdi, kim yasayabilirdi bir sarki yazmadan boyle? diye sormak, baska sorulacak bi sorudur bu sarki ile ilgili..

    insanlar mutlu iken, yasamadigi ve duymadigi, gormedigi acilar anlatiliyor iken, elinin tersiyle iter, "hadi canim" der, oysa hayatin dengesi oyle sacma anlara baglidir ki.. bu kadar ukala olmamak lazimdir "soylenmis, yazilmis" acilara..
    bi gun, yasayipta anladiginizda, kusmak istediginizde sonra.. kendinizle barisamazsiniz.. ha bazilarimiz vardir, hakikaten aci duymaz.. oyle bencilce yasar gider hep kendisi gibi.. ya da bazilari "yeterince" seviliyordur..

    sarkida sadece "kekremsi" denilmesi, birden o acinin samimiyetini almis, zorlanmis olmus sanki o umutsuzluk..

    yoksa bu hikaye, yasanan, yasanabilen, allah korusun kimse yasamasin bu sarkiyi ve sevmesin sarkisi.. ne kadar sevmeyen olursa, o kadar mutlu olunacak, umut dolunacak bi sarki.. bi hikaye..
  • banyonun sıcağı yerini odanın nemine kendini bırakırken koltuğa oturuyorum. saçlarımdan aşağı dökülen sular yüzüme demir parmaklıklar çizerken masanın üzerindeki pakete uzanıyor elim. sigara ıslanıyor parmaklarımın arasında, yakıyorum...

    "kulaklarım patlıyor sessizliğinden
    yorgunluğundan ölüyorum
    sinekler yapışıyor vücuduma, gitmiyorlar
    yayılıyor kanları,vurduğumda
    denizi araladım geçtim bir aşktan
    attım kum torbalarımı
    döktüm yapraklarımı
    ama uzandıntenime, hissettim
    tenim aktı parmak aralarından
    bazen ne yaparsan yap olmuyor"

    öğle sıcağı kavuruyor dışarısını. gazeteyle kapattığım pencereden ışık parçaları düşüyor içeri. yatağımın üzerine düşüyor güneşten çizgiler. derin bir nefes çekiyorum sigaradan. koltuğa oturuyorum, yatağa bakıyorum. hayatımda gördüğüm en güzel vücut yatıyor. en dişi, en güzel, yumuşak hatlarına dökülüyor güneş... dudaklarını öpmek istiyorum...

    "kanım hızlanıyor bazen damarlarımda
    kan çanaklarım aynada levham boynumda
    bir yapbozu tamamlarken bakıyorum
    büyük parçan eksik kalbin olduğu
    bazen bir vücuda sarıyorum
    banıp parmağımı, tadına bakıp
    gözümü sevmeye karatıp
    yapamıyorum
    bazen ne yaparsan yap olmuyor"

    gözlerimi açıyorum. sigaranın havaya karışıp ziyan olan dumanlarına küfrediyorum. güneşin önü perdeleniyor. ve karanlıkta daha iyi görünüyor gerçekler. yatak boş, çarşafın yorganın her kıvrımı keskinleşiyor, paslı jiletler, hastalıklı iğnelere dönüşüyorlar. sıcak, yumuşak, tek kişilik "yastığımız" soğuk taş. yatak boş.

    "acı bir tat kalıyor ağzımda
    bazen yutup unutup
    bazen tükürüyorum
    bazen ayılıp uyanıp bir nefesle yanımda
    adı yok, sırtı var, bana dönük, bükük
    soğuğa çeviriyoru suyu
    ağlıyorum bakıp içime
    ayılamayıp anlıyamıyorum bazen"

    yatak boş. oda boş...
    lanet olsun, açın şu güneşin önündeki perdeyi...

    "nokta konmuş, bitmiş
    en güzel hikayem..."
  • ilişkinin kurtulması için elinizden gelenin en iyisini yapıp sonunda "ben kesilene kadar yüzdüm ama görünmeyince karan; bıraktım kendimi.. battım bir taş gibi.." sözlerini karşınızda duvar olmuş, kalbine ruhuna ulaşamadığınız sevgiliye sölemek istediğiniz; böyle bir gecenin sonunda da aynı hikayeyi farklı kahramanlarla yılmadan uslanmadan defalarca yaşayabilmenizle gurur duymanıza mı yoksa utanmanıza mı gerek olduğunu sorgulatan şarkı.
  • dinlediğimde kulaklarıma inanamadığım, sözlükteki eleştirileri okuduğumda ise gözlerime inanamadığım albüm. "teoman back to roots" olarak tanımlanabilir. özlediğimiz, istediğimiz teoman bu işte. bu albüm -özellikle ilk dört şarkı- poprock falan değil, bariz rock. grup müziği ön planda, burak'ın davulları gümbür gümbür, tarkan gözübüyük'ün basları bangır bangır duyuluyor. orkestrasyon muhteşem. en güzeli de uzun bir süredir birbirinin benzeri parçalar yazan ve bunu zaman zaman bilinçli yaptığını söyleyen teoman bu defa daha öncekileri hiç anımsatmayan parçalar yazmış.

    o'dan beri özdeşleşebileceğimiz sözler yerine "marjinalite"ye kayan fazla kişisel sözler yazan teoman en güzel hikayem'de bizim de hissedebileceğimiz, müzikle son derece uyumlu, hırçın ve güzel mısralar döktürmüş.

    gökdelenlerden dünyaya tüküren bir albüm bu. umarım önyargılar silinir ve beğenilir, destek görmezse teoman yine teenager kızların gönüllerini çelmekle yetinen bir şarkıcı olur diye korkuyorum.
  • bitebilmeyi anlatıyor bu şarkı. bir hikâyenin, en güzel hikâye bile olsa, bitebildiğini söylüyor. "ne yaparsan yap, olmuyor bazen" sözüyle özetlenebilecek bir bitişin ayrıntılandırılması şeklinde sözler. hem teoman'ın hem şebnem ferah'ın yorumları doyurucu, acıyı hissettiren cinsten.
  • şarkı değildir. destan, ağıt, öykü veya romandır. bu muhteşem esere sadece "şarkı" dersek, hata ederiz.

    ve sen, teoman denen insan yavrusu, ne büyük bir şairsin öyle!

    https://www.youtube.com/watch?v=tmgpe8uwpdk
  • ayrilirken son soz olabilecek 'ama anliyorum sesinden kurtulmussun sen, nokta konmus, bitmis en güzel hikayem ' söz öbegini iceren sarki. fazla dinlenmemelidir, zira buhranli olmayan kisiyi bile buhranli yapabilir.
hesabın var mı? giriş yap