48 entry daha
  • kimi insanların biten ilişkisinin ardından o dönemi iyi niyetle irdeleyip güzel yanlarını görmekten şiddetle imtina ettiği bir tanımdır aslında bu. hep acı vardır, hatta pişmanlık ve öfke... tüm bu hislerin arasından şöyle bir aralayıp baksa aslında yaşadıklarına, söyleyebileceği şey sadece bu iki kelimedir... (taraflardan biri öküz ise tenzih ederim, o ayrı)
    teoman'ın şarkısına indirgersek mevzuyu, anladığım şey erkeğin çok sevdiği kadından bir şekilde ayrılmış ama halen seviyor olması, bir taraftan da geri dönüşünün olmadığını bilmesidir. kadın ise, doğası gereği çok daha fazla irdeleyen, duygularının peşinden koşan, onlara bir umutla sarılan, ta ki o umudun bittiğini anladığı ana kadar bırakmayan; şarkıda söylediği gibi kesilene kadar yüzendir :

    ben kesilene kadar yüzdüm ama,
    görünmeyince karan,
    bıraktım kendimi battım,
    bir taş gibi...
    yanmıştı , çizilmişti ama,
    seyrettim ağlayarak
    sabredip
    çok sevdiğim bir filmi...
    artık yalnız senin için
    üzülüyorum...
    bitti,
    zor oldu ama,
    bitti.

    kadın ile erkek arasındaki aşka dair keskin farkı hissettirir bu şarkı bana her defasında...
    erkek, öylece bırakıp giden ama bunu "en güzel hikayesi" olarak adlandırabilen... kadın da tüm içtenliğiyle son bir kez sarılan, ama sonunda çaresizce bırakan... belki de en güzel hikayesi olduğunun farkında olmayan; sırf hissettikleri içinde boğulduğundan... ama yine farkında olmayarak aslında kalbinin bir köşesinde en güzel hikayesi olarak saklayan.
155 entry daha
hesabın var mı? giriş yap