2305 entry daha
  • üniversiteye başlamamla birlikte hızımı kaybettiğim, mezun oldum, çalışmaya başladım derken iyiden iyiye koptuğum, uzun uğraşlar ve ciddi mesailerle tekrar alışkanlığını kazandığım muhteşem eylem.

    hani beslenme düzeninizi değiştirmek için diyetisyene gidersiniz ve size ilk etapta "ideal kilonuza kavuştuktan sonra eski düzeninize geri dönerseniz yaptığımız her şey boşa gider" der ya, işte kitap okuma alışkanlığı da aynen böyle bir şey. ritmi bozmaya gelmiyor.

    nasıl olacak bu iş peki? kitap okuyamıyorum işte efendim vaktim olmuyor, işten geliyorum kafam kazan gibi bilmemne... bir kere o telefonu bırak. klişe, evet bırak. gün içinde şuna bakayım, bunu göreyim diye kaç dakikan o ekrana hapis geçiyor bir düşün. günlük ekran sürene bak mesela. sonra o ekrana hapsettiğin dakikaları bir kitaba verdiğini düşün.

    her şey öz disiplin ve gerçekçi bir plana bağlı aslında. örneğin ben her ay başında bir okuma listesi hazırlıyorum. burada önemli nokta gerçekçi olmak. kendinizi tanıyın önce. eğer yavaş okuyorsanız ve uzun zamandır da kitaplarla haşır neşir olmadıysanız kalkıp tutunamayanlar'ı bir haftada bitireceğim gibi komik meydan okumalara girişmeyin. verdiğiniz ara uzunsa önce kısa kitaplarla başlayın. listeye tik attıkça motive olacaksınız, bir sonraki kitabı merak etmeye başlayacaksınız ve zinciri kırmak istemeyeceksiniz.

    gerçekçi planlardan bahsetmiştik. tabii hayatta ne olacağı belli olmuyor o yüzden okuma listesi yapacaksanız orta yoldan gidin. diplomasi'nin hemen arkasından monte kristo kontu'nu okumaya girişmek akıllıca değil. ben 500+ sayfa üzeri bir kitap koyduysam aylık okuma listeme, geri kalan 4-5 kitabı mutlaka 100 sayfanın altında kitaplardan seçiyorum. bu ince kitaplar gün içinde toplu taşıma kullanıyorsam su gibi okunup gidiyor zaten. kullanmıyorsam da iki kupa kahvede bitiyor. bu şekilde hem liste kolaylıkla eriyor hem de sıkılmıyorum.

    evinizde kendinize ait bir okuma köşesi hazırlamak da çok iyi bir fikir. bunun için geniş berjerlere, havalı okuma lambalarına gerek yok. kitap okurken rahat olacağınız bir yer olması yeterli. bir de bol bol yastık lazım. ben o konuda absürt davranıyorum biraz. yolculuklarda kullandığım boyun yastığımla okuma yapıyorum bazen. o da olur yani. rahat olun, kitap okuyacağım diye sırtınıza, boynunuza ceza vermeyin yeter.

    her bir kitabın ayrı bir evren olması fikri beni müthiş heyecanlandırıyor. elimdekini bitirip yeni bir kapı açmak için sabırsızlanıyorum çoğu zaman. gözlerinizi boşuna yorup, beyninizi çerçöple doldurmayın. kitap okuyun, okuyup beğendiklerinizi bana yazın, onu bunu okudun mu bak ben bunu okudum sen de oku filan deyin.

    annemin bana 90'ların ortasındayken ilk kitaplarımı aldığı kıbrıs şehitleri caddesindeki iletişim kitabevi'nde gördüğüm ve ömrüm boyunca unutmadığım muhteşem cümleyi bırakıyorum buraya:

    (bkz: okumak iptiladır müptelalara selam)

    debe editi: çok güzel, çok değerli tavsiyeler, geri dönüşler geldi, hepsini not ettim. edebiyatın insanları birleştirme kuvveti karşısında gözlerim kamaşıyor. çok teşekkür ederim.
735 entry daha
hesabın var mı? giriş yap