9 entry daha
  • hırvatistan'da dubrovnik'ten split'e doğru yol almaktayız. otobüs boş, gerine gerine yolculuk ediyoruz. neyse abuk ülke sınırları yüzünden bosna'ya bir girip sonra tekrar hırvatistan'a gireceğiz. bosna sınırında otobüse polis gelir. zaten bosnalılar, hırvatlar kimlikle geçiş yapabiliyorlar. otobüste bir kaç kanadalı hatun var onlar da pasaportları ucundan gösterirler polise ve en arkaya arkadaşımla ikimize doğru polis yaklaşır. bizim pasaportları alır ve kulübesine gider. bu arada belirtmekte fayda var, ben zamanında pasaportu ne akla hizmetse uzun saçlı fotoğraf verip almış, bir aya kalmadan da saçlarımı kestirmiştim. yani cidden fotoğraftaki gibi gözükmüyorum. neyse polis içeri tekrar gelir, bana doğru;

    p1: (biraz da taşaksal) pasaporttaki resim senin mi?
    t: evet
    p1: pek benzemiyorsun.
    t: biliyorum iki yıl önce öyleydi
    p1: hmm.. teşekkürler

    biz tabi polis indikten sonra olayın taşağını arkadaşımla yapmaya koyulmuşken tekrar kontrol noktası. yine aynı olaylar, polis bizim pasaportları alır. geldiğinde tekrar bana doğru;

    p2: fotoğraf enteresan. sen misin o?
    t: evet, ne yazık ki!
    p2: hiç de benzemiyorsun
    t: ya evet iki yıl önceydi işte, bilirsin (you know) gençlik zamanları (young times, haha young times ne ya)
    p2: evet, böyle daha iyi olmuş, iyi ki kestirmişsin.
    t: (önce bir şaşkınlık) hehe haklısınız, ben de böyle memnunum
    p2: (pasaportu uzatır) hadi bakalım iyi yolculuklar bi daha öyle yapma saçı
    t: olur, teşekkürler..(gülmemek için kendini zor tutmak)

    (bkz: giggle loop)
874 entry daha
hesabın var mı? giriş yap