170 entry daha
  • artık haklarındaki haberleri bile takip etmezken, 27 temmuz 2008 metallica istanbul konseri'nin de gazıyla metallica heyecanını tekrar yüreklerde hissettiren albüm.

    st. anger la arka arkaya birkaç sefer dinledikten sonra ilk farkettiğim şey şu oldu: metallica hakkında bilmediğim tek şey st. anger daki şarkıların adları.
    o kadar ilgisiz kaldım o albüme. yine de some kind of monster, st. anger, frantic iyi şarkılar bence.
    bir bütün olarak karşılaştırdığımda death magnetic çok daha dinlenebilir geldi bana. hatta oldukça beğendiğimi söyleyebilirim. fakat şarkıların nostalji yapmak adına gereksiz uzun olması, bir yerden sonra "yeni şarkıya mı geçtik lan?!" diye mp3 player ın ekranını kontrol ettiriyor insana. albümde and justice for all'daki gibi "alın mk biz bunları böyle çalabiliyoruz" havası esiyor. the day that never comes'la track 4 efsanesi devam ediyor. (bkz: #714758) unforgiven iii "bizim unforgivenlar"dan değil ama ilk defa bir metallica şarkısında duyduğumuz piyano sesinin yanında güzel de bir şarkı olmuş. all nightmare long sadece 96 sonrası dönemin değil tüm metallica külliyatının en gazlı şarkılarından biri olmuş. biraz garage inc.'ten fırlamış gibi de bir havası var. sanki metallica üretmemiş de mükemmel bir cover yapmış gibi. bu şarkıdaki vokalleri için james'e özel bir şukela vermeden de geçemeyeceğim. broken, beat & scared tam bir konser şarkısı, bu şarkıyı beğenmemek için oturup enikonu sebep aramak lazım. cyanide albümün gazlı yapısını doruklara taşıyan bir şarkı, 3:23'te eskiden olduğu gibi bambaşka bir şarkıya dönüşüyor. the judas kiss'te james "bow down, sell your soul to me" diye gürleyince karşı koyamıyoruz "ruhuma sahip olabilirsin ama bedenime asla" diye avunuyoruz. the end of the line ve that was just your life önyargısız olarak dinlenildiğinde albümdeki orijinal metallica tadı veren nadir şarkılardan oldukları görülecektir. suicide and redemption enstrumantal koyma geleneğinin son halkası, playlistte uzunluğu ilk görüldüğünde "aha metallica diye pornoyu indirdik bilgisayara!" sanrısı yaşatabilir, telaşa mahal yok, hakikaten şarkının süresi 9:56. ve my apocalypse insaflı uzunluğunun yanında (5:01 ile albümün en kısa şarkısı) balyoz gibi bir bitiriş oluyor albüm için.

    herşeyden sonra genel bir değerlendirme yapmak gerekirse, james'in vokallerde oldukça iyi bir iş çıkardığı, kirk'ün özlediğimiz tüyleri diken diken eden sololarından yeni birkaç tanesini bize hediye ettiği, yeni elemanın genelde arada kaynadığı, lars'ın tüm enstrumanların sustuğu anda saçma sapan "taka tak"larla şarkılara tek negatif yönünü kattığı bir albüm olmuş.

    (bkz: respect)
190 entry daha
hesabın var mı? giriş yap