56 entry daha
  • daha önce bir yerde andrey platonov bence rus edebiyatının en büyük yazarlarından biri demiştim daha önce. 13 eylül 2017'den itibaren ise yeni bir aydınlanma yaşadım ve kesin kararımı verdim: bence platonov, rus edebiyatının en büyük yazarıdır.

    çaresizliği ve sevgiyi platonov kadar iyi anlatan başka bir yazar yok.

    gogol, çehov, puşkin, gonçarov, vladimov, dovlatov, lermontov, dostoyevski ve tolstoy ne güne duruyor denildiğini duyar gibiyim, bu kişiler büyük isimler elbette ama benim için daha ilk cümlelerden itibaren kalbime dokunan tek bir yazar var, o da platonov.

    platonov sevgimde, çevirmen günay çetao kızılırmak'ın ve metis'in (editör özde duygu gürkan) önemli bir yeri var, onlar olmasa platanov'u bu kadar coşkuyla sevemezdim. mesela "çukur" kitabını daha önce, turkuvaz kitap'tan kayhan yükseler çevirisiyle okumuştum, fena değildi, önsöz de iyiydi ama kitabı nedense sevememiştim.

    2017 yılı eylül ayının 13. günü akşamı, beşiktaş'ın, porto'yu 3-1 yeneyazdığı sıralarda ben beşiktaş'taki mephisto'da işte bu kitaba bakıyordum ve bende aynı kitabın farklı çevirilerini alma hastalığı olduğundan kitabı alacaktım ama çok da büyük bir umudum yoktu. fakat kasaya giderken daha ilk cümlelere bakar bakmaz kitabevine kadar gelen yükselip alçalan uğultular uzaklaştı ve birden kendimi düşüncelere dalmış voşov ile birlikte rusya'da sıcak bir havada yürürken buldum!

    "sorularla dolu gökyüzü voşov'un üzerinde yıldızların sancılı gücüyle ışıldıyordu ama şehrin ışıkları sönmüş, imkânı olan akşam yemeğini yemiş, uyuyordu. voşov toz toprağa basa basa hendeğe indi ve uyuyup kendinden sıyrılmak için yüzükoyun yattı. gel gör ki uyumak için zihne huzur, hayata güven ve çekilmiş derdin affı gerekliydi, oysaki voşov şuurunun kuru gerilimini duyarak yatıyor ve dünyaya bir faydası var mı yoksa onsuz da her şey gayet güzel yürüyüp gider mi bilemiyordu."

    demek istediğim, çeviri muazzam, harika, enfes. kitabın güzelliğinde editörün de hakkını teslim etmek gerek, güzel bir iş çıkarılmış.

    tıpkı, "çevengur", "can", "muhteşem vahşi dünya" ve "dönüş" kitaplarında olduğu gibi olağanüstü bir türkçe ile çevrilmiş. adeta rusça saydamlaşıp türkçeye dönüşmüş. neden böyle söylüyorum? rusça biliyor muyum? hayır, ama okur hissiyatım böyle söylüyor işte. yayınevini kutlarım böyle efsanevi kitaplara imza attıkları için ne kadar sevinseler azdır.

    daha önce platonov'un bir eserini hiç okumayanlar için şunu söyleyeyim, "çukur" ile başlayın, sonra, "mutlu moskova", "dönüş", muhteşem vahşi dünya", "can" ve "saklı insan"ı okuyun. en son olarak da çevengur'u okursanız, dünyanın sonuna gelmiş gibi hissedip başa dönüp yeniden okumak isteyeceksiniz. bu okuma seferinde ise son okumak istediğiniz kitap bu sefer "can" olacaktır. dünya edebiyatında böyle bir eserin benzeri yok. sanki çevengur'un var mı? diyor içimdeki ses. neyse işte, herkes kendi kararını versin ben çekiliyorum.

    edit: unutulmuş bir “ile” eklendi.
10 entry daha
hesabın var mı? giriş yap