131 entry daha
  • birçok araştırmacı, evrimsel psikolojinin gelişimi için 'yalan söyleme'yi mihenk taşı kabul eder. çünkü insanın yalan söylemeyi keşfetmesi, evrimsel psikolojiyi geliştiren alanlardan biri olmuştur. yalan söylemek ve akabinde dolaylı olarak nörotransmitterlerin evrimi.

    nörotransmitterlerin kimyasal yapısı da evrimsel süreçte gelişmiştir. örnek olarak dopamin, serotonin örnek verilebilir. yalan söylemek, beyindeki nörotransmitterlerin bazılarının düzeylerini etkiler. yani, yalan söyleyerek beyinde dopamin nörotransmitteri salınımı artar. yalan söyleyen kişi, yalanı söylediğinde ödül aldığını hisseder ve sürekli yalan söylemeye başlar. sürekli yalan söyleyerek insanları kandırdığını, etkilediğini, kazıkladığını, manipüle ettiğini keşfederek bunu sürekli hale getirir. bu kendini kandırmakla da ilişkendirilir. kişinin, sürekli kendine yalan söylemesi 'sosyal benlik koruma' olarak nitelendirilir.

    insanoğlu, yüzyıllar boyunca yalan söyleyerek hayatta kalmıştır; hem kendine hem başkalarına; bu sadece karşıdaki birine basit anlamda yalan söylemek değil. asıl kastedilen yalan, evrimsel süreçte insan zihninin hayatta kalmak için zoraki olarak oluşturduğu fenomen olarak yalandır. yalanlar, putperestliği ardından dinleri, kültürleri, ticareti, birbirini kazıklamayı, ele geçirmeyi, ikna sanatını, ilişki biçimlerini bazen de üzerine tartışılamaz, söz söylenemez gelenekleri oluşturmuştur.

    yalan söylemenin kaynağı: insanların sosyal etkileşimlerinde çıkarlarına uygun hareket etme ve kendilerini koruma ihtiyacı nedeniyle gelişmiş bir davranış.

    geçerli bir örnek:

    politikacılar, en güvenilmez insanlardır. her politikacı yalan söyler. sofist filozoflar hiçbir politikacıya güvenme der. politikacıların sürekli yalan söylemesinin sebebi, kişinin statüsünü yükseltmek, başka insanların kaynaklarını ele geçirmek, çevresindeki insanlarla rekabet etmektir. politikacıların sürekli yalan söylemeleri ve ikna kabiliyetleri, iktidarı ele geçirme şansını artırır. binlerce yıl önce mızrakla, ateşle, silahla yapılan şey bugün politika sanatı ile yapılır. eğer politikacı, insanları ikna etmekte zorlanıyorsa ve yalan söyleme mekanizması çok gelişmemişse ve iyi bir hatip değilse, ne kadar iyi biri olursa olsun başarılı olamaz. insanlar sürü psikolojisi ve belirli nörotransmitterlerin etkisi nedeniyle bu politikacılara inanır, kendisini inandırır. politikacıların, sürekli iktidar arzusu, hem nietzsche'nin güç istenci kavramı ile hem de evrimsel psikoloji açısından açıklanabilir. politikacı yalan söyler, manipülasyon yapar, hile yapar. bunu daha iyi kaynaklara erişebilmek, daha iyi partnerler bulabilmek ve statülerini yükseltmek için yapar. yüzyıllardan beri durum bu şekilde ilerler.
9 entry daha
hesabın var mı? giriş yap