963 entry daha
  • murathan mungan'ın kaleminden dökülen her satırı çok sevme nedenlerimi açıklamış bir yazı not almışım zamanında, kaynağı artık hayatta olmayan mutasyon.net imiş, yazarın adını maalesef not almamışım.

    "sevgi ve kör tutku hep vardır mungan'ın şiirlerinde. "bildiğim kendimi bildim bileli hep aşık olduğum / bildiğim ancak aşıkken varolduğum / işte bu yüzden, benim için aşık olmak/ çoktandır hasretine katlandığım yokluğum". yaratılışında ihanet olan insana bile, "ihanet ancak sevgı söz konusuysa vardır" diye kılıf uydurur mungan. sevdanın bölücü oluşu (insanı ilk kendinden sonra da başkalarından ayırır), imkânsızlıklarıyla varolan sevgiler (kimbilir belki de sevgiler imkansızdır), ve âşığını öldürmeden mümkün olmayan sevgiler; aşkı, onsuz olunmayan ama olduğunda da sanki kainatın bütün harmonisini, iç hiyerarşisini yok eden, aslen yıkıcı bir düşünötesi olgu yapıp çıkıveriyor işin içinden.

    tutkuysa biraz daha farklı mungan için. "tutku tek başına ve çıplaktır. kendisi için ve kendisiyle vardır". tutku bir takıntı, dönüp dolaşıp çıkamadığımız; çıkamadıkça daha çok dönüp dolaştığımız, sinir bozucu bir labirent. mungan'ın kitaplarında amaç, genelde, oluşturduğu tutku tarafından yok edilir. bu bağlamda ise amaç,biraz da machivelist yaklaşımlarla amaçlıktan da çıkar."

    tüm bu kavram kargaşaları içinde, mungan kimi zaman hayata dair, basit,ama görmeye o denli alıştığımız, işte bu yüzden sanki bakınca körleştiğimiz, duyguları, olayları ve varlıkları, gözümüze gözümüze sokmaktan, okuyanı (okuyanı) beklenmedik bir anda şaşırtmaktan büyük zevk alır. kaçan hayat, kaçan zaman ve bu sayede gene ve gene anılar baş köşededir çoğu zaman. "hayret doğrusu / daha vakit var diye / dönüp de bir gün / kaldığımız yerden, hepsini birden / yaşarız sandık /oysa emanetmiş bizim sandıklarımız / içlerinde kilitli kalmış onca şeyle / günü geldi / aldılar."

    murathan mungan böyle işte. biraz kendince, biraz herkes gibi; herkes gibi. tuttuğunu altın eden bir sihirbaz değil ama, ışıl ışıl parlıyor mungan'ın çocukları.

    “ve siz hiç yakından gördünüz mü
    tebessümüyle hala ışıyan
    lakin artık çatlamış bir kadehten sızan
    rengini eski bir şarabın”.
61 entry daha
hesabın var mı? giriş yap