8 entry daha
  • • kitap incelemesi •

    halikarnas balıkçısı (cevat şakir kabaağaçlı)
    anadolu tanrıları
    bilgi yayınevi



    bu miras bizim!

    büyük âlim halikarnas balıkçısı'nın temel tezi bellidir: hellenler (yunanistan) ile özdeşleştirilen klasik (antik) çağ medeniyetinin doğum ve olgunlaşma yeri anadolu'dur, bu medeniyet yunan topraklarına da buradan yayılmıştır.

    araştırmalarıyla desteklediği bu tezini ortaya koyduktan sonra h. balıkçısı, esas bizim mirasçısı olmamız gereken bu medeniyeti sahiplenmeyip başkalarına (avrupa medeniyetine) bıraktığımızdan yakınır.

    bu, milliyetçi saiklerle çarpıtılmış bir görüş değil, araştırma ve yorumlarla desteklenen bilimsel bir üründür. balıkçı'nın iddialarına kayıtsız kalınamaz. zira kendisi “sümerler türk'tür” tarzında masallar uydurmamakta, aldığı iyi ve uluslararası eğitim çerçevesinde birtakım sonuçlara varmaktadır. bahsettiğim temel görüşleri, bir ideoloji olarak türkiye'de yaygınlaşmamış olsa da, bence bu ülkenin önünde açılmış büyük bir kültür perspektifidir. yaşadığımız topraklarla gururlanmamıza da vesile olur. umarım birgün orta asya kökenimiz kadar, anadolu'da bizden önce yaşamış medeniyetlere uzanan kökenimizi de hevesle destekleriz. böylece yağmacı zihniyetimiz biraz olsun azalır.

    “anadolu efsaneleri”nin devamı olan “anadolu tanrıları” kitabı, balıkçı'nın yukarıda sözü edilen temel tezini savunucu ve güçlendirici bir eserdir. klasik çağ'a damgasını vuran ve günümüzde en ünlü mitolojik figürler olan olimpos tanrıları'nın anadolu kökenlerini, onların yunanistan karasına ve başka yerlere nasıl saçıldığını anlatır (ne de olsa o tanrıları “yaratan” homeros ve hesiodos da anadolulu'durlar). bundan da önce, kendi medeniyet unsurlarını çevreye ihraç eden anadolu'nun başka bir sahibini, hititler'i de anlatır kitap. nerede, nasıl bağlantılar var, şaşarsınız. kısacası anadolu dedin mi, durup bir düşüneceksin…

    kitapta dikkatimi çeken odur ki, günümüze kadar gelmiş hemen tüm geleneklerin kökü (sünnet, nevruz, aslan temsili, kralların şu çeşit başlıklar giymesi, bakireliğin yüceltilmesi, vb., vb., vb…) birtakım ciddi ipuçlarından yararlanılarak çok eskilere kadar götürülüyor ve bu husustaki çarpıcı süreklilikler vurgulanıyor. balıkçı'nın diğer kitaplarında olduğu gibi, bunların çoğu apaçık ve öğrenmesi mutluluk veren bağlantılar. ancak bu bağlantıların bir kısmı acaba zorlama olabilir mi diye, insan merak etmeden de duramıyor. gerçi bazen zorlama olarak görülebilecek yorumlamalar, söz konusu tarih aralığındaki tüm çalışmalar için kaçınılmaz olabilir. konu hakkındaki cahilliğimi de yabana atmamak gerek. yine de ben, halikarnas balıkçısı'nın bilimsel namusuna kaniyim.

    son olarak, kitapta bolca rastgelindiği üzere, eski insanlar ve medeniyetler ile bugün arasında var olan köprüleri bilmek, insanlık bilincinin güçlenmesinin bana göre en iyi yolu. bir şeyin temelini bilmek, onu ortadan kaldırmasa da, ona daha tarafsız ve eleştirel bakmamızı sağlar. bu da her koşulda daha sağlıklı bir yoldur. geldiğimiz noktayı abartmamayı, taassuba kapılmamayı sağlar.

    halikarnas balıkçısı, taş üstüne taş koymuş, büyük adam vesselam…
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap