9 entry daha
  • marx köle emeğini, öküz emeğine benzetir. ikisi de sahibinden bir ücret beklemez, asgari fizyolojik ihtiyaçların giderilmesi yeterlidir. köleler çoğunlukla yabancı bir kabilenin veya topluluğun istilasıyla elde edilirler, eğer kaynaşma olmazsa, yabancının sonu kölelik olur. devrimci bir sınıf olamayan köleler, içinde bulundukları iktisadi sistemi değiştirecek isyan içerisine de giremezler. köle isyanlarının hazin sonu hep başarısızlıktır. insan toplumlarının tarihsel gelişimini anlamaya/açıklamaya çalışırken ve elbette şu modası geçmiş 5'li aşamaya sıkı sıkıya sarılırken, insan türünün en yücesi marx bile, öküz/köle metaforuyla tongaya basmaktadır. kapitalimin kölesi olmuş modernizm sonrası toplumları görmeye ömrü yetmeyen sevgili marx, bugün epistemik öküz cemaatinin yüksek bilincini, mücadeleye olan inancını, savaşkan doğasını, sürü praxisini, teori/eylem bütünlüğünü ve tutarlılığını görseydi köle emeğini öküz emeğine benzeten metaforunu değiştirmek zorunda kalacaktı ve büyük olasılıkla şöyle diyecekti ” ey insan sürüleri tarihin ve toplumun değiştirici gücü öküz cemaatlerindeki kollektif aksiyon üretici gücündedir” evet k.marx da yanılabilir ama biz ona kızmayız onu terk etmeyiz, ona yan gözle bakmayız ve hatta ömür boyu onu boynuzlarımız üzerinde taşırız bıkmadan usanmadan. yeterki bugünün “köleleri” siz insan sürüleri evrensel fahişe paraya ve onun getirdiği metalaşmış yabancılaşmış kültüre tapınmaktan vazgeçin. yeter ki epistemik öküzlerin mücadele dinamiklerini anlamaya çalışın. feuerbach üzerine 11.tezi hatırlatalım “filozoflar şimdiye kadar dünyayı anlamaya çalıştılar ama aslolan epistemik öküz cemaatlerini anlamaktır”

    (bkz: http://okuzkomunu.wordpress.com/…marxin-okuz-emegi/)
10 entry daha
hesabın var mı? giriş yap