13 entry daha
  • size bir şey anlatayım, çevre kirliliği hakkında bir bok bilmiyoruz, etrafta neler oluyor hiç bir şeyden haberimiz yok. yere düşen bir kola kutusunu kaldırıp çöpe atıyoruz, doğruyu yapıyoruz ama çoğumuzun olayı sadece bu. ben de farklı değilim, kendi derdime düşmüşüm, çalışıyorum, boş zamanlarımda spor yapıyorum, internete giriyorum, yiyiyorum, içiyorum, sıçıyorum. bu duruma öyle alışmışım ki tokat'a gidip zınav gölünü görmeden çevre kirliliği hiç bir zaman aklıma gelmiyordu.

    zınav gölünün önünden geçiyoruz, bekçi kulübesinin, masaların bulunduğu yerde küçük bir mola verelim dedik, çektik arabayı kenara ve masalarda oturmaya başladık. senelerdir orada koruculuk yapan kişi geldi yanımıza, hal hatır sordu, muhabbet ettik. adama bir dokun, bin ah işit, çok sevdiği göl senelerdir gözlerinin önünde kirleniyor, ne devlet, ne yetkililer, kimse bir adım atmıyor, atamıyor. 30 senede 30 metre dolmuş gölün dibi, yakın beldeler atıklarını boşaltmışlar, 3 tane hes kurulmuş, hatta birisinin sahibi ali yıldırım'mış. hesler sonrası doğal göl giderek yapay göle benzemiş, var olan balıkların nesli tükenmiş, yüzülebilir olan göl yüzülemez duruma gelmiş. 1,5 milyona kurulabilecek bir arıtma sistemi tarzı bir şey ve temizleme operasyonu ile bile bazı şeyler düzene girebilecekken hesten tonlarca para kazanan insanlar (civardaki en büyük verim oradan geliyormuş) hiç bir şey yapmıyormuş.

    adam daha da anlattı da biz utandık dinlerken. işte o arada bazı şeyler dank etti kafama, mesele zınav değil, binlerce zınav var, binlerce orman var, göl var, doğal ve kültürel miras var. biz ne düşünüyoruz, 30 ağustos cumaya denk geliyor, perşembe akşamından nereye kaçsak ? yapılacak bir şey yok.
17 entry daha
hesabın var mı? giriş yap