13 entry daha
  • yahya sezai tezel hocadan alıntıdır:
    "emek değer teorisi meselesi

    emek değer teorisinin temel yanlışı şudur: emek homojen değildir. bir beyin cerrahının emeği ile bir sokak süpürücüsünün emeğini bir saatlik emek girdisi olarak ele alıp buradan bir nıspi fiyatlar sistemi üretemezsiniz. marks ricardo'nun emek değer teorisini almıştır. ricardo da ekonomi tarımsal dır ve ücret de, kar da ve arazi sahiplerine ödenecek arazi kirası da tek tarımsal ürün ki buğdayla ölçülür. ürün yılda bir kez hasat edilir ve pazarlanır. bu üretimi yapmak için işçilerin 12 ay çalışması gerekir. ricardo'nun sermayesi, tarımsal kapitalistin bu bir yıl içinde işçiye ay be ay ya da hafta be hafta ödeyeceği buğday stoğudur. marks ricardo'nun emek değer teorisini aldığında, çok mal ve hizmetin üretildiği karmaşık bir ekonomide, mesela bir beyin cerrahının emeği ile bir sokak süpürücüsünün emeğinin aynı değerde olmadığını kabul etmek, itiraf etmek zorunda kalmıştır. o zaman ekonomideki toplam emek miktarını, yani mesela bir beyin cerrahının 8 saatlik emek kullanması ile bir sokak süpürücüsünün 8 saatlik emek kullanmasını toplayabilmek için bir cerrahın emeği yol süpürücüsünün emeğinin x katıdır demek zorundadır. peki birbirinden farklı değerde emekleri toplayabilmek için her bir değeri farklı emeği nasıl ölçecektir? der ki, toplumsal ortalama olarak bütün farklı emeklerin değerlerinin ortalamasını mesela y birim emek değeri dersek, bütün öteki emekçilerin emeklerinin değerini bu birimin katsayıları ile ifade edebiliriz. bir örnek vereyim. bir sınıfta farklı boylardaki insanların boylarını sınıftakilerin boy ortalamasının katsayısı olarak ifade edebiliriz. de, fark etmediği şudur, farklı uzunluğa sahip insanların boylarını birer birer ölçmüş olmanız gerekir ki, mesela ölçü birimi olarak metreyi kullanarak, sınıftakı boy ortalamasını hesaplayabilesiniz.

    bana inanın. markstan kurtarılabilecek bir iktisat teorisi, bir tarih teorisi çıkmaz. böyle bir şey imkansızdır. mark pozitivisttir. newtongil mekaniğin antropoloi, sosyoloji ve tarihçilikte geçerli olabileceği gibi döneminden birçok başka insanın da yaptığı büyük gafleti yapmıştır. insanın ontolojik statüsü, toplumun, kültürün, tarihin ontolojik statüsü farklı olduğu için insanın, toplumun, kültürün ve tarihin bilgisi fiziki varlık alanının bilgisi gibi üretilemez.

    ben 4 yıl sbf'de iyi kötü iktisat okudum. sonra cambridge'e gittim. orada doktora yapabilmem için benden üç yıllık iktisat lisans programlarının son sınıfını okumamı istediler. o zaman eleme usulü öyleydi. dediler ki kendi mezunlarımızdan doktoraya kabul için aradığımız ortalamayı tutturursan sen de doktora yapabilirsin. ucu ucuna tutturdum. ve doktoraya kabulüm bıçak sırtında gerçekleşti.

    on and off, 5 buçuk yılım cambridge de öğrenci ve misafir araştırmacı olarak, 2 buçuk yılım harvard'da misafir bilim adamı olarak geçti. size şunu ölümü yaşından ötürü yakınında hisseden bir insanın samimiyeti ile söylüyorum. said i nursi'nin risaleleri ne kadar bilimsel ise marks'ın külliyatı da o kadar bilimseldir. antropolojisi yanlıştır. ontolojisi yanlıştır. ontolojisi yanlış olduğu için epistemolojisi de yanlıştır.

    siz şevket pamuk gibi prens gibi yarı aristokrat ailelerde büyümüş sonra robert kolej'i bitirip amerikanın en iyi üniversitelerinde okumuş ve doktora yapmış değerli arkadaşlarımızın marksist olmalarına bakıp yanılmayın. belki burada zafer toprak gibi, korkut gibi, pırıl pırıl karekterli bir sürü arkadaşımı da örnek olarak ekleyebilirim. bunların türkie'de islamcı ya da etnik milliyetçiliğin bittiği sınırın solunu 50 yıldır domine etmelerinin sebebi siyasidir ve kültüreldir. sabancılar bir üniversite kurduklarında niye türk marksist hayatının önde gelen birini, tosun terzioğlu'nu kurucu rektör olarak atadılar? niye kadir has üniversitesinde marksist bir kilik kadro etkili oldu? vesaire vesaire.

    bu türkiye'nin sadece entelektüel sefaletini değil siyasi sefaletini de açıklayan fevkalade önemli bir trajedidir.

    bu arada bir yanlış anlamaya sebep olmamalıyım. hasan ersel haksız bir ithamla bana küsmüş olsa da benim ona saygım ve hayranlığım devam etmektedir. tanıdığım en iyi iktisatçılardan biridir. asla hiçbir zaman marksist olmamıştır. olamayacak kadar analitik/aksiyomatik düşünen ciddi bir zihindir. iktisatçılık kültürünü değişen gelişen sınırlarında takip etmiş bir değerdir."
6 entry daha
hesabın var mı? giriş yap