207 entry daha
  • 2004 yılında üniversiteden mezun olduğumuz yaz, validelerimiz mezuniyet hediyesi yüklü bir para verdiydi. biz de kankamla, güzel bir tatile çıkalım dedik. ama nereye gideceğimize karar veremiyoruz. yol bizi nereye götürürse diye yola çıktık. o sıralar leman, lombak çizerleri olympos'u övüp duruyor. olympos'a giden bir kaç arkadaşı aradık, on numara şahane diye tepkiler aldık, nerede kalalım diye sorduğumuzda kadir'in ağaç evleri cevabını aldık.

    gece yarısı olympos'a vardığımızda, resepsiyonda kadir abi vardı. benim kanka o esnada meclis'te danışmanlık yaptığı ve sükseyi, itibarı çok sevdiği için, kendini meclis hukuk komisyonu üyesi, beni de kaymakam adayı diye tanıttı.

    şimdi düşünüyorum da, la olm kadir'in ağaç evlerine gitmişin, millet öküz barda ateşin etrafında ot çekiyo, her türlü ortam mevcut, kızlar bikiniyle ateşin etrafında ter atıyo, biz kendimizi hukukçu ve kaymakam diye tanıtmışız, göte sürülcek akıl yok yeminle.

    bu dalyar bizi devlet adamı diye tanıttıktan sonra, çalışanlar filan bize sıkıntıyla yaklaşıyor, sabahları kadir abi mutlaka bizi bulup hal hatır soruyor, bi sıkıntı var mı, canınızı sıkan bir şey var mı diye soruyor? herkes temkinli mekanda.

    işin ilginç yanı, hiç oda kalmamış bize balayı odasını vermişler, iki sap balayı ağacında yatıyoz. kapımızda kocaman honeymoon yazıyo, sabahları ağaçtan inerken bütün kızlar bize pis pis gülüo. gay avukatla kaymakam diye adımız çıktı camiada.

    bi akşam çıktık gölge bar'a gittik, süleyman bağcıoğlu'nun grup çıkıyo o zamanlar. efsane çalıyo süleyman abi, ben o gece rock'n roll tutkusuyla zil zurna sarhoş oldum, millet beni sırtında balayı odasına taşıdı. ertesi günü kumsalda kusarak ve inleyerek geçirdim. bizim dalyar kanka'nın da canı sıkılmış, dağı tepeyi gezmeye çıkmış, sotede sevişenleri dikizleyim diye. bu bi geldi yüzü gözü kan içinde, dağdan yuvarlanmış.

    en yakın sağlık ocağı adrasan'daymış, apar topar adrasan'a gittik. bunun başını sardılar, dikiş attılar. neyse olympos'a dönüyoruz, bu bana dedi ki;

    - aga bizde kesin nazar var, sen içince böyle olmazdın, bak benim kafa yarıldı, kızlar da bakmıyor.

    - napcaz oğlum?

    - akşam camiye gidip yatsı namazı kılalım.

    biz o akşam, olymposla adrasan arasında terkedilmiş bi cami bulduk, imam kaçmış. bizim kanka cübbeyi, kavuğu giydi, kafasında bandaj olduğu için kavuk düzgün durmuyo, o esnada caminin ışığını gören dedeler, ışığa gelen sinek gibi camiye doluştu, bizim kanka cemaate yatsı namazını kıldırdı. hiç kimse de bu kafası bandajlı manyak kim bize niye namaz kıldırıyo die sormadı aga, biat kültürü buymuş demek ki dedim. cemaat olaysızca dağıldı. film karesi gibiydi o gece. olympos'a karı kız düşürürüz diye tatile gidip, yatsı namazı kılmış mallarız biz, anlatsam inanmazlar. ( inanmayın olm valla inanmayın )

    sonra biz balayı odamıza döndük, battaniyeleri aldık, kumsala güneşin doğuşunu izlemeye gittik, yolda giderken kumsala inmeye çalışan sarhoş bir kız grubuyla karşılaştık, elimizde fener olduğu için bize yanaştılar, beraber kumsala inene kadar can ciğer olduk kızlarla.

    battaniyeleri serdik, ben gitarı çıkardım, romantik bi şarkı çalıyorum, kızlardan en sarhoş olanı benim çaldığım ağır ritmli şarkıda yıldız tilbe gibi dans etmeye başladı, aynı zamanda soyunuyor. işte o an kankayla göz göze geldik, kanka titreyerek kulağıma fısıldadı;

    - sadıç bu hatun çıplak galiba!

    ortalık zifiri karanlık olduğu için, götlerimizi usul usul avına yaklaşan aslan titizliğinde kıza doğru yanaştırmaya başladık, çekik gözlerim faltaşı gibi o esnada, annem görse bu benim oğlumun gözleri değil der, eşşek gibi kıza kitlendim, sonra bizim kankaya döndüm;

    - hacı, kızın altında bikini var, ten rengiymiş ya la.

    sonra kızlar denize girip, ayılıp yanımızdan ayrıldılar, biz iki sap battaniyenin altında koyun koyuna güneşin doğuşunu bekledik;

    - kanka çok pis osurdum oğlum battaniyeyi sakın açma!

    - hacıı! süleyman bağcıoğlu'nun grup da kumsala inmiş, aaa gırnatacı değil mi o! ne güzel öttürüyo ( saksafon çalan abi'den bahsediyo )

    - olm o hatun soyunurken çok fena oldum lan!

    - yine mi osurdun pis herif!

    olympos'ta güneşin doğuşunu izleyin diye anlattım bütün bunları.

    edit: o sabaha karşı kumsalda çaldığım şarkı tüm roman kahramanlarına gelsin

    [http://youtu.be/_eazxzea6h8 http://youtu.be/_eazxzea6h8]
115 entry daha
hesabın var mı? giriş yap