42 entry daha
  • bir suru abidik gubidik kanitlamanin icinde, uc tane gorece kuvvetli olani bugunlere dek gelebilmistir:

    1)dizayn argumani
    2) kozmolojik arguman
    3)ontolojik arguman

    birincisi en aptalcasidir ve uzun zamandir filozoflarca ancak saka amacli kullanilir zira ne evrende mukemmel bir denge veya duzen vardir, ne de kaostan duzen dogmasi illa bir gucun herseyi en ince ayrintisina kadar planlamis olmasini zorunlu kilar. [cogu durumda boyle bir degisim, dusuk olasilikli bir tesaduf bile degil; neredeyse zorunlu bir sonuctur]

    buradan kozmolojik argumana (bkz: st thomas aquinas) gecis yapilabilir; yani "tamam, tanri herseyi su anki haliyle en ince detayina kadar yaratmadi ama bir ilk neden (first mover) olmasi lazimdi, yani big bangden once ne vardi?" evet bu arguman aslinda ucunun arasinda en iyisidir cunku insan mantiginin tikanip kalmasina yolacar.

    fakat zayif noktalari coktan bulunmustur. oncelikle etki-tepki iliskisini evrenin basina kadar goturmekle kalmaz, evrenin yaradilisinda da bu iliskinin varligini varsayar. yani nedensellik ilkesi sadece evrenin yapisina ickin degil (ki kant buna bile itiraz etmistir) evrenden once bile varlolmasi gereken bir kavramdir. aksi halde bir first mover icin mantiksal zorunluluk yaratilamaz.

    fakat bundan da otede aquinas bu savi "kanit" olarak ileri surerken, geriye dogru sonsuz bir neden-sonuc iliskisinin olamayacagini, eninde sonunda birseyin bir ilk yaratici tarafindan yaratilmis olmasi gerektigini varsayar. ama bu varsayim dogru olmak zorunda degil. infinite regression pekala mumkun birsey, bir kanitlama da varsayim olarak kullanilamaz.

    aslinda daha aquinas hayatta bile degilken, bu sonsuzluk kavrami uzerine unlu islam bilgini al-ghazalinin (cok sonralari gelen edit: poturungilinin yardimiyla bunu bildigimiz gazali olarak yazmanin daha faydali olacagina kanaat getirdim, saygilarimla arz ederim) birtakim dusunceleri olmus. onun fikirlerini konumuza uyarlarsak diyor ki, eger sonsuz bir geriye donus olsaydi (infinite regress) bugune hic gelemezdik cunku bugunle, baslardaki bir gun arasinda sonsuz sayida gun olurdu. bu arguman da incelenmis ve teknik olarak yetersiz bulunmus zira bu sonsuzluk kavraminin bir paradoks oldugunu kanitlamaz, sadece beynimizin bunu alamayacagini kanitlar. (ki 250 sene once kant da bunu ikna edici bicimde belli etmistir) yani biz sonsuzlugu kavrayamiyoruz diye, sonsuz bir geriye donusun olmayacagini kanitlamis olamayiz.

    bununla da kalmiyor iki karsi arguman daha getiriyoruz (ikincisi daha ilginc, dramatik olsun). ilki icin anselmusun ontolojik kanitina bir atlama yapalim. bu der ki, "olabilecek en kusursuz varligi dusunun; var olmamak bu varligi daha az kusursuz yapardi, oyleyse bu en kusursuz varlik ayni zamanda vardir; oyleyse tanri vardir" aslinda epey dahiyane ama butun "kanit"lamanin, dilin yapisindan kaynaklanan bir anlam bulanikligi oldugu bugun anlasilmis durumda. ilginc olan ise, bes dakika once uydurulmus olan tolstoyevski argumanini kullanarak, anselmusun bu argumanini aquinasa karsi kullanabilecegimiz: olabilecek en kusursuz tanri kavraminin, sonsuz olmasi lazim cunku, sonsuzdan daha eksikse bu onu daha az kusursuz yapardi. fakat sonsuzluk kavrami olamaz, olsaydi, yaradilisin kokeninde geriye dogru sonsuz bir gidisin de imkani olurdu.

    simdi gelelim en ilginc ve bence en basit karsi argumana: madem bir first movera ihtiyac var, neden bu big bangin kendisi degil? simdi yaradiliscilara gore tanri kendinin nedenidir. yani herseyin bir nedeni bir yaraticisi varken, tanri necessary beingdir, o zorunludur. ayni seyleri hicbir anlam kaybi olmadan big bang icin de soyleyebiliriz. hele ki, tanriyi ak sakalli bir dede degil de, kozmik bir bilinc olarak dusundugunuz zaman bu daha da olasi gelir. ayri bir tanri varliginin once kendi nedeni olup sonra evreni veya onun disinda birsey varsa onu yaratmis olmasi gereksiz bir baglanti; en azindan "kanitlama" acisindan big bangin tanri olma ihtimali ayni derecede olasi.

    butun bunlarin yaninda, bigbangin oncesinde (aslinda bu ne kadar anlamsiz bir kavram, zaman da bigbangle yaratildi, oncesi diye birsey yok. ama insan beyninin bunu almasi imkansiz, bizler zamana referans almadan dusunenemeyiz, kantin kategorileri ve deneyim kaliplari bunu anlatir)
    bir neden olsa bile veya evrenin disinda (yine mekan evrenle , hatta bizim onu algilayisimizla sinirli bir kalip, evrenin disinda ne demek) birseyler olsa bile, bu tanrinin varligina kanit olmaz.

    sonuc olarak, zaman mekan ama herseyden once nedenselligin bizim algimiza ozgu oldugu, en kotu ihtimalle bile bigbangden once olmadigi, aquinasin savlarinin bu ve yukarida belirtilen diger karsisavlardan oturu bir kanit olusturmadigi, anselmusun savinin hos bir paradokstan oteye gidemedigi, kantin metafizigin alanina giren bu seylerle ilgili deneysel bilgilere ve daha onemlisi mantiksal cikarimlara sahip olamayacagimiza iliskin gorusleri, kisacasi bunlarin hepsi birlikte gunumuz filozoflarini, tanrinin varligini veya yoklugunu ispatlamanin imkansiz oldugu gorusune vardirmistir. ama ockhamin usturasi gibi usturalara sahip insanlar, hayatlarini kendilerine gore daha anlamli kilmak icin cesitli alternatiflere "olasiliklar" atayabilirler. bu baglamda gunumuzde bircok filozof, yapay zeka uzmani, fizikci, vs ateizme degill agnostisizme daha buyuk olasilik atarlar.

    gunumuz buyuk dinlerinin tasvir ettigi tipte bir tanrinin varligina ya da yokluguna gelince, kisaca bu da kanitlanamaz ama daha mizahi ve ilginc savlara yolacar. (bkz: tanrinin olmadiginin ispati/#6699433)
563 entry daha
hesabın var mı? giriş yap