18 entry daha
  • 600 sayfalik ve ek 300 belgeyle desteklenmis nutukun sonudur. ne yazik ki dilimizin kisa zamanda gecirdigi buyuk degisimle okunmayacak hale gelmis oldugundan, defalarca degistirilmistir. ve yine ne yazik ki, her degisimden sonra, biraz daha kirpilmis, dili biraz daha basit ve duz hale getirilmistir.

    elbette nutukun ve hitabenin yazildigi dille konusmasak bile en azindan bu belgeleri orjinalinden okuma olanagimiz olmaliydi; daha dogrusu bu yonde de tesvik edilmeliydik.

    okundugu zaman en sik verilen tepki, "vay be, adam taa o zamandan gormus memleketin ne hale gelecegini" gibisinden bir hayranliktir. tabii 70lerde, 80lerde buyuyen bizler 1930lara bile bir hindsight ile bakip hersey kendi acimizdan degerlendiriyoruz. oysa ki isin asli, ataturk muneccimlik yapmamis, gecmis tecrubelerini ve hatta o anda bile verdigi bir takim mucadeleleri dile getirmistir. zaten nutuk'un asil amaci da muneccimlik degil, millete gaz vermek veya ataturkun cesitli konulardaki vizyonunu aciklamak degil, kisa (evet 600 sayfa ama 1919'dan baslar) bir kisisel tarihi ve bir takim eylemlerinin savunmasidir.

    cumhuriyet kelimesini, fransiz devrimi ideallerinin hayranligiyla beslenen vatan kavramiyla degistirdiginiz zaman osmanlinin son doneminde yasamis ve kendi iclerinde bircok parcaya bolunmus vatansever subaylarin mucadelesini gorursunuz. daha sonra da yikilimis, fakir bir ulkenin bu icler acisi durumunun bile onlari amaclarindan saptirmadigini, vs.

    hatta cumhuriyet kurulduktan sonra dahi, "memleketi satmak isteyenler" ile daha devletci politikalar gudenler arasinda mucadeleler olmustur. kendileri de vatansever olan bir cok liberal, ekonomik gelisim icin yabanci yatirimlarin daha cok cekilmesi gerektigini savunurken, is bankasinin yatirim kararlarini denetleyen ismet inonu cok daha devletci bir tutum takinmis ve genelde de ataturk ona daha yakin durmustur. elbette bu mucadele esnasinda da retorik kacinilmaz olmus, kimileri ilkel, statukocu olarak etiketlenmis, kimileri de vatan haini. hakli veya haksiz, burada onemli olan gercek su ki, gunumuzde cereyan eden bu olaylar bile cumhuriyetin ilk yillarinda (aslinda cok daha oncesinde, ozellikle fransiz yatirimlariyla baslayarak) da vuku buluyordu. simdi tarihinizi bilmezseniz, elbette bunlari ilk defa oluyor sanarak ataturku de muneccim yaparsiniz, adami da mezarinda firil firil dondurursunuz.

    neyse efendim, genclige hitabe nutuk'un, tarihsel bilgi acisindan onemli bir kismi degildir elbet. ornegin onceki bolumde, cumhuriyet tarihinin cok onemli bir kismi olan istiklal mahkemelerinin ve takriri sukun kanununun gerekliligi anlatilir. bu ikincisi ozellikle ilginctir, cunku sanirim seyh sait ayaklanmasi sirasinda cikarilmis ve kazim karabekir gibi muhalefetin onde gelen isimlerinin karsitligina ragmen ataturke, istedigi herhangi bir basin yayin kurulusunu veya toplulugu kapatma hakkini tanimistir. ve beklendigi uzere bu olaganustu yetkiler, kazim karabekirin muhalefet partisi dahil, seyh saitle alakasi olmayan bircok muhalif ogeyi de ortadan kaldirmakta kullanilmis, basin yayin ozgurlugunu sifira indirmistir. istanbuldaki 14 gazeteden sadece 6si ayakta kalmis ve bunlar da hep ayni seyleri yazdiklari icin toplam tiraj sadece ve sadece 49 bine dusmustu. iste ataturk bu tip taktiksel manevralarin gerekliligini savunur, sonuclarini degerlendirir. elbette yanlidir ve baslarda ona destek olmus fakat sonradan yollari ayrilmis olan bircok insan biraz subjektif sekilde elestirilmistir ama zaten bu haliyle de cok onemli bir tarihsel belgedir.

    hitabeyle de bu savunmasini guclendirir, ideallerini gencligin yasatacagina dair olan guvenini (umudunu) belirtir. kendisinin verdigi ve yazildigi siralarda daha az siddetli de olsa halen vermekte oldugu mucadeleleri, yeni nesillerin de vermek zorunda kalacagini bilir. yine tekrar edeyim, bunun icin muneccim olmaya gerek yok; son derece pragmatik bir insan olan ataturk zaten bu kubilay olaylarinin, seyh sait ayaklanmalarinin da gosterdigi uzere, halkin egitiminin uzun zaman alacagini ve bu esnada istismarin ve tehlikenin her daim onemli bir unsur olacagini rahatlikla ongormustur. kendisi vefat ettigi zaman dahi, 16-17 milyonluk nufusun okuma yazma orani yuzde 20lerdeydi. bu arada cumhuriyetin ilanindan beri hem nufus artmis hem de bu oran yuzden 10dan 20ye yukselmisti tabii, bu cok onemli bir degisimdir. ama tamamlanmasi kusaklar surecektir.
422 entry daha
hesabın var mı? giriş yap