87 entry daha
  • alman şair friedrich hölderlin'in (1770-1825) iki cilt halinde yayınladığı mektup formunda (briefroman), üzerinde tekrar tekrar çalıştığı tek romanı. türkçede gürsel aytaç çevirisi "hyperion yunanistan'da bir münzevi" başlığıyla doğu batı yayınları'ndan 2017'de basılmış.

    dikkat, hyperion'u okumak için fazla hevesli olmak düş kırıklığı yaratabilir. ya çeviriden, ya doğrudan hölderlin'in ruhundan ve ifadesinden durgunluk, sıkıcılık akıyor. candan, akıştan nasibini almamış adeta. umarım ki sadece benim ten uyuşmazlığımdır. biz veya ben bu klasik-romantik çağ ruhundan çok kopuğuz, ayrıyız diye de olabilir mi? özel adlar ve mitolojik kavramlar, yer adları araştırması için yan okumalara ağırlık vererek incelenebilir.

    yunan mitolojisi ve antikiteye çok meraklı hölderlin. örneğin hyperion güneş tanrısının* ikinci adıymış ve aşkın olma özelliğini içeriyormuş. bildungsroman özellikleri de varmış. kitabın birinci cildi bir latince epigrafla başlıyor: "non coerceri maximo, contineri minimo, divinum est." aziz ignacio de loyola'ya (ignatius of loyola) atfedilen sözün yaklaşık türkçesi; "yalnızca en büyüğüyle sınırlı olmayıp, en küçüğünde de içerilmek, tanrısal bir özelliktir."

    "ah, bu muazzam tabiat, eğer bir babanın kızıysa, o zaman kızının kalbi babanın kalbi değil midir? kızın en derin ruhu, o baba değil midir?"

    (bkz: güneş tanrısı/@ibisile)
    (bkz: sikyon/@ibisile)
    (bkz: stella/@ibisile)
    (bkz: aether/@ibisile)
    (bkz: aristogeiton ve harmodius)
35 entry daha
hesabın var mı? giriş yap