çürüme
-
dervişin neresi çürürse orası konuşur. bu da kabul edilebilir bir iyiliktir.
toplumsal gelişkinliğe asla uzun vadeli bel bağlanamaz. toplumlar dalgalanırlar, ileri gelişkinliktelerse çürümeye de başlarlar. buna karşılık birey de ölmekle birlikte, bireyin olgun ve gelişkin ölmesi anlamlı. sadece birey olmuşluklarına, çözmüşlüklerine bel bağlanabilir, gruplara, devlet ve milletlere güvenilemez.
{rusbrock [jan van ruusbroec/john of ruusbroec] gömüleli beş yıl olmuştur; mezarından çıkarılır; bedeni hiç bozulmamış durumdadır, arıdır (elbette! yoksa öykü olmazdı); ama "yalnızca burunda bir küçük nokta vardı ki, hafif bir iz taşıyordu, çürümenin belirli bir izini."} roland barthes - fragments d'un discours amoureux
["bu yüzden sol", dorn'a göre, "tanrıdan sonra ilk gelen, her şeyin babası ve yaratıcısı şeklinde doğru isimlendirilmiştir çünkü varolan her şeyin tohumsal ve biçimsel erdemi onda gizlidir". bu güce kükürt denir. kükürt, en yakın bağları yeryüzündeki güneşle olan sıcak, şeytani bir yaşam ilkesidir; "merkezi ateş" veya "ignis gehennalis"tir (cehennem ateşi). bundan dolayı nigredo [karalık] ve putrefactio* [çürüme] ile yani ölümle örtüşen bir sol niger [kara güneş] vardır. civa gibi simyadaki sol da değişkendir.] carl gustav jung - aspects of the masculine
(bkz: çürümek/@ibisile), çürük
(bkz: kökezimek)
(bkz: wabi sabi/@ibisile)
(bkz: elli ikinci gece)
(bkz: fethi kabir/@ibisile)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap