12 entry daha
  • osmanlı'yı kapitalist dünya-ekonomisi'nin ussallığıyla yargılayanların ithamlarına maruz kalan insanlardır bunlar. halbuki anakronizm diye bir şey vardır efendim, hatta bakın bakın (bkz: anakronizm) bağlamımız "şiir" ise anakronizm belki yalnız kabul edilebilir bile değil fakat bazen çok hoştur da. fakat "tarih" üzerine konuşuyorsak anakronizm kesinlikle tahammül edilemez bir hatadır. nerden başlasam, nasıl anlatsam? hah, kapitalizm.

    ilkin, kapitalist dünya-ekonomisi'nin tevellütüne henüz yüzyıldan fazla zaman varken osmanlı koskoca bir dünya-imparatorluğu idi. bu ayrım önemlidir. kavramların yüzeysel bir takdimi için lütfen
    (bkz: le temps du monde) *
    baktınız mı? hah. şimdi kapitalist dünya-ekonomisi nasıl işler, buna bir örnek için lütfen
    (bkz: cadı avı/@zifir)
    baktınız mı? hah. şimdi dayanağı bu ayrım olan, yani kapitalist dünya-ekonomisi'nin özgül niteliklerini vurgulamak üzre karşılaştırma nesnesi olarak osmanlı dünya-imparatorluğu'nu kullanan başka bir örnek için lütfen
    (bkz: çingeneler/@zifir)
    baktınız mı? güzel. okumaya devam ediyoruz,, "bu kan corbasinin 600 yil dayanmasının neden şaşılacak bir şey olmadığını" anlamamız için okumamız lazım, okumamız lazım ki koca fatih sultan mehmet'e "bu var ya, döndü bu arkasını bize pis" demek neden basmakalıplıktan öteye geçmez anlayalım. misal:

    "..the cosmopolitan capital mehmed created became the stage on which new monuments and ceremonies shaping the ottoman state's imperial stage developed. the new palace was a microcosm within the microcosmic city that articulated mehmed's vision of a world empire."

    "..mehmet'in yarattığı bu kozmopolit başkent, üzerinde osmanlı devleti'nin gelişmekte olan emperyal safhasını biçimlendiren yeni abidelerin ve merasimlerin bulunduğu bir basamak olmuştu. yeni saray, mehmet'in dünya imparatorluğu görüsüne eklemlenen mikrokozmik şehrin içinde bir mikrokozmostu[italikler ve çeviri bana aittir]."

    bkz gülru necipoğlu-kafadar, "architecture, ceremonial and power: the topkapı palace in the fifteenth and sixteenth centuries", s.250, 1991.

    efendiler! "bunun anası devşirmeydi de bu, o yüzden sırtını döndü türkmenlere" dediğiniz ikinci mehmet 1459 senesinde, yani siz kendisinden 546 yıl sonra hala "osmanlıcaymış,, ahaaah, uyduruk dil bu canım!" (yahu bakın bu ithama gerçekten sinir oluyorum. ulan dilin kendisi zaten "uyduruk"tur! türkçe de uyduruk bir dildir efendi, en az ingilizce, çince, arapça yahut osmanlıca kadar! şahsen ben tecessüm ettiğinde donanımında herhangi bir lisanı da barındıran bir insan yavrusuna tesadüf etmedim..) gibi ipe sapa gelmez savlar ortaya atıyorsanız da, başında bulunduğu devletin, bir dünya imparatorluğu'na dönüşümünün kusursuz bir temsilini tasavvur etmeğe başlamıştı. "bunlar var ya bunlar,, anaları devşirme olduğu için yabancılaştı bunlar etnik kimliklerine" deyü ahkam kestiğiniz padişahlardan herhangi biri sizin bu söylediğinizi işitecek olsa, en hafifinden, açıp tarihinizi doğru düzgün okumanızı salık verirdi.

    öyleyse, şu "millet" kavramı üzerine de okuyalım biraz bakalım:

    "..recent scholarship shows this view to be fundamentally wrong on almost every score. to begin with, the term millet as a designator for ottoman non-muslims is not ancient but dates from the reign of sultan mahmut ii, in the early nineteenth century. before then, millet in fact meant muslims within the empire and christians outside it."

    "..son araştırmalar bu görüşün hemen her ölçekte temelli yanlış olduğunu göstermektedir. her şeyden evvel osmanlılı gayri müslimleri imleyen millet kavramı eskil değildir fakat sultan ikinci mahmut'un saltanatına, erken on dokuzuncu yüzyıla tarihlenmektedir. ondan evvel, millet esasen imparatorluğun içindeki müslümanlar ve dışındaki isevîler anlamına gelirdi [italikler özgündür, çeviri bana aittir]."

    bkz quataert, d., "inter-communal co-operation and conflict", "the ottoman empire" içinde, s.173, 2000.

    alıntı üzerine iki şey söylemek istiyorum; ağızlara sakız olmuş şu "etnik" lafı var ya, onunla ilgili.. bakın, osmanlı zamanında etnik kavramlar genelde dinî ayrımları ifade etmek için kullanılırdı. misal, balkanlar'da yahut anadolu'da yaşayan osmanlılı isevîler “türk” dedikleri zaman kast ettikleri araplar dışındaki müslümanlar, yani türkler, kürtler yada mesela ermeniler vs idi. nasıl ki bugün isevî sırplar müslüman bosnalıları, bosnalılar meşrepleri itibariyle ortak (slav) da olsalar türk olarak adlandırıyorsa, aynen öyle. donald amca buna benzer bir bilgiyi sunmakta. ikinci olarak millet kavramının geçirdiği anlamsal evrimin tarihine dikkat çekmek istiyorum: erken on dokuzuncu yüzyıl-- yani tam da kapitalist dünya-ekonomisi’nin osmanlı’ya artık iyiden iyiye nüfuz etmekte olduğu tarih!! soner yalçıncılık oynayalım: “geçelim..(!)”

    devam edelim.. diyorsunuz ki, “adam çatır çatır fransızca konuşturuyor, ingilizce belletiyor. ..ama ah kafasız osmanlı! (yahu bu bilginin burada ne işi var? haa evet, devşirme dedik, yabancılaşma dedik, hazır elimiz değmişken bir de buradan laf sokalım çok iyi fikir).” eh be güzelim ama anakronizm dedik, sen bu adamları kendi çağının değer yargılarıyla itham edemezsin dedik.. kapitalizm dedik, dünya-imparatorluğu dedik, bunlar birbirinden farklıdır be adamım, bunların ussallıkları farklıdır be çocuğum dedik.. dinletemedikoooooff!!!

    son olarak,, sizin o “eskiden adet böyleymiş çuvalına girmeyen mızrak” osmanlı’ya şu dillere pelesenk olmuş üç kıtayı ve altı yüz seneyi bahşetmiştir! (tabi böyle dillere pelesenk olmuş laflar edince hata kaçınılmaz oluyor: sanki osmanlı kurulduğu andan itibaren bu kaidelerin üzerinde yükselmiştir! *) sizin bu “aymazlık” dediğiniz “gelenekçilik”, mehmet genç hocamızın son derece sahih bir şekilde savladığı üzre, osmanlı iktisadî dünya görüşünün iaşecilik* ve fiskalizmle (bu terimi hocamız türkçe makalesinde aynen bu şekilde kullandığı için düzeltmek benim haddime değildir) beraber üç ilkesinden biridir!! öyleyse son okuma ödevimizi de verelim:

    bkz genç, m., “osmanlı iktisadî dünya görüşünün ilkeleri”, “osmanlı imparatorluğu’nda devlet ve ekonomi” içinde, ss. 43-52, 2000.

    edit: (bkz: buraları hep dutluktu)
15 entry daha
hesabın var mı? giriş yap