5 entry daha
  • öğrencilik yıllarında, biraz da farklı olmak istemenin dürtüsüyle sevilen (çünkü her farklı olan ilginç, her ilginç de güzel görünür o yıllarda), hatta şu anda herhangi bir filme gidilse, dalgalı saçlı, gözlüklü, yarım yamalak imaj sakallı gencin yanındaki arkadaşına "bu sinemayı çok seviyorum" diye mırıldanmasına şahit olunabilecek; ancak mezun olduktan sonra biraz da kazanılan paranın pahalı sinemalara yatırılabilmesi ve değişen bakış açılarının etkisiyle dudak bükülen, arada bir kaçırılan filmlerin sinema şenliği tekrarlarını yakalamak ya da seyredilip beğenilen bir başyapıtı tekrar görmek için gidildiğinde de duvar resimlerinin aslında o kadar güzel olmadığı,(çünkü artık her ilginç olan güzel değildir,hatta çoğu ilginç olan tuhaf görünmeye başlamıştır) ve beyoğlu'nda beyoğlu sinemasında film izlemenin insanı öylesine mutluluk veren bir ruh haline sürüklemediğinin anlaşılarak garip bir hüzne bulanılan (yaşlanıyor muyuz acaba ? ) film izleme mekanı. beyoğlu sinemasından haz etmeyenler küçük burjuva olarak nitelendirilir kimi kesimlerce ancak haz edenlere de şimdiye kadar devrimci bir kimlik yapıştırıldığı görülmemiştir. mitolojik kahramanların hayalgücü artıkları ile zenginleştirilerek, biraz da yeteneksizlikle harmanlanarak pera arkaplanında resmedildiği duvarlar ise, ilginç olmakla birlikte, iyi incelendiğinde oldukça sağlam espri malzemesi sağlamaktadır. ("sevdiğin sinemayı söyle sana kim olduğunu söyleyeyeyim" haber ajansı sundu)
158 entry daha
hesabın var mı? giriş yap