içinde
-
bir orhan veli şiir'i
içinde
denizlerimiz var, gunes icinde;
agaclarimiz var, yaprak icinde;
sabah aksam gider gider geliriz,
denizlerimizle agaclarimiz arasinda,
yokluk icinde. -
ilhan mimaroglu besteleyip kulagına akdeniz fısıldamıs, metni de yavuklusu gungor batum'a okutmus. nino rota'nin kulagi bos durmamis, hangi çüke hizmetse, eseri fellini'nin satyricon filminde orji baslatici ezgi olarak kullanmayi kafaya koymus, gunlerden bir orjembe, roma terli orjilere gebe.
mismismis, aman ya asil diyecegimiz su; cekimlerde aktorlerine romen rakamlari saydirip dublajda kendi orjimanyak aklindan geceni agizlara seloteypleyen kelli felli fellini bu eserin calindigi sahnede sazlari sahneye buyur eden orjicibasi romali kalantoru oynayan gotgobek aktorune "let's hear some greek" dedirtmis, hangi neye hizmet bulduramadım. (bkz: greek style) (bkz: turkish style)
filmdeki orjide orjinali calinmamis; ilhan mimaroglu usenmemis, guzel bir orji olsun diye zinhar, oturup eseri film icin yeniden duzenlemis, ince ayar cekmis.
o gun bugundur biz de ne zaman bir orji yapsak haftanın o belli orjembe gunleri, topluca hazırola gecip once bu sarkiyi soyluyoruz, hep bir organdan. -
fernud, gustavo, darr kaim, xyla, ripas derken aklımızı birazcık karıstıran, birazcık gunumuzu cagrıstıran, koray barıs incitmez'in kitabı. 28 subat’a da gondermeler bulundugunu saptamıs oldugum, medya- burokrasi- ordu- halk- suc kavramlarından beslenen polisiyemsi.
-
ekşi sözlük beta'nın bana göre en işe yarar ve pozitif getirisi. entry'yi açıyorsun ve içinde butonunda badilerinin o başlıkta kaç entrysi olduğunu görüyorsun. tıkladığında tüm o entryler de açılıyor. aferim tasarımcı.
-
"artık etrafına bakmıyordu; zaten ne var, ne yok biliyordu. 'içimdekini görecek olduktan sonra...' aylardır her tarafta yalnız içinde bulunanları görüyordu"**
-
ekşi sözlük beta'nın en beğendiğim özelliği. özellikle aşırı sayıda entry içeren genelgeçer başlıklar içerisinde (örneğin aşk) birçok badi entry yazmış olabildiğinden bu tip başlıkları düşüncelerini takip etmeye değer bulduğum insanların denemeleriyle dolduruyor, bir garip meclis ortamı oluşuyor. güzel.
-
içinde
limanlara çekilmişsin
bir rüzgar sefer emri vermez
köhne beden durgunlar, su alır
alış. alış durulmaya, çektiğin senin..
hangi liman.. ya hangi deniz?
hangi sarmal dalganın açık denizinde balık avlarsın?
ben açıldım soğuğa, morina selamlamaya.
***
içinde bir parça eksiklik bulunmayan hayat, olmayan veya eksik hayattır.
fihi ma fih içindekiler içindedir, içinde içindekiler vardır, ne varsa içindedir derken içindekiler anlamındaki fihristi akla getiren kalıp.
bir şehri içinde sevdiğin varsa seversin. bir kentten anıların nedeniyle nefret edersin. aynısıdır, bir ortamcayı, içinde/üstünde sevdiğin varsa benimseyeceksindir; haydi çıkar sevgileri ortaya..
bir kitabın başında, içinde ne yazacağının ayrıntılı dökümü gerekmez mi? kitap içeriğinin içindekilerde eksiksiz bulunması gerekmez mi? sonsuza uzayıp gitmeyi geçiyorum, her kitabın basılması en az iki tur yazılmasını gerektirmez mi? okurun ne okuyacağını bilmesi gerekir.
içinde bir şom ağızlı çingene oturuyor*.
her adımında önceden felaketleri* bildirip duruyor.
dediklerinin sadece yarısı doğru çıksa hayatı duman olurdu*.
gündelik dile yansımıştır; kötünün iyisi de bereket sayılır, bereket olur.. ayrıcana içinde uyku ve uyanma olan işlerde bereket olur..
belirsizlik zorlayıcıdır. insan karanlıkta kendi içindeki kendi barsağını döker..
koyunlar içinde koç musun
güzeller içinde baş mısın
köşelerde taş* mısın
aynaya bakmak birazıyla hatırlamak, birazıyla yeniden tanışmak. arkaya hem bakmak hem bakmamak işlevi gördürülebiliyor, ikircimli. geviş getirmeye benziyor. bizim zamanımızın uyaran bolluğu sindirimi dönüştürdü, artık daha yayvan ve insan içinde midelere sahibiz. bir kerede yiyip içip sıçıp çıkarmıyoruz; tekrar tekrar yiyor, geri çağırıyor, yeniden tanışıyor, şeylerimizi lastik gibi uzatıyor, lime lime ediyoruz. nasrettin hoca'nın kesip kesip attığı, üstüne işediği karpuzları, dönüş yolunda susuz kalınca "buna değmiş, buna değmemiş" diye eksiksiz yeniden yiyişi çok modern, çağcıl bir fıkra. aynı şekilde, eskiden doğum ölüm düzenli döngüselmiş, bunlar şimdi birbirinin fazla içinde ve laubali ve kördüğüm gibi.
"özgürlüğün başlıca ve kaçınılmaz niteliği bir durum içinde olmak'tır. durumu betimlemek özgürlüğü zedelemez. jansen öğretisi, üç birlik kuralı, fransız düzyazı sanatının kuralları sanat değildir; hatta bunlar, sanat açısından, birer hiçtir, çünkü yalın bir birleşimle iyi bir ağlatı, iyi bir sahne, hatta iyi bir dize yaratmaları olanaksızdır." jean-paul sartre - edebiyat nedir
"bir tabut düşün,
içinde ben, içimde sen..." cahit zarifoğlu
"hakikat için geçerli olan mutluluk için de geçerlidir: kişi ona sahip olmaz, onun içinde olur. aslında sarmalanmış olma duygusundan başka bir şey değildir mutluluk: annenin içindeki o ilk sığınağın sonraya kalmış imgesi." theodor w. adorno- minima moralia
"cinsel ilişki arzusu, içinde tiksinme arzusuyla birleşiyordu; bu gövde üzerinde bilmesine bunca zamandır izin verilmeyen şeyi okuma arzusuna, daha yeni keşfettiği gizi hemen lekeleme arzusu karışıyordu." milan kundera - smesne lasky
"bilmezler ki ahmet'in koru içinde yanar, dışarı sızmaz: kendi için, kendiliğinden. içimizle besliyoruz dünyayı be!" tomris uyar - yürekte bukağı
"bugün, hem insan sıcaklığını hem de sevgiyi yalnız kendi içimde taşıyorum. yani sevgisizim. ve soğuk. (...) tüm yaşantılarım genel bir insan sevgisine dönüştü." tezer özlü - yaşamın ucuna yolculuk
(ilk giri tarihi: 31.1.2018)
(bkz: endon)
(bkz: içindekiler/@ibisile)
(bkz: içindeyim/@ibisile)
(bkz: özünde)
(bkz: cümle içinde kullanmak/@ibisile)
(bkz: cümle içinde görmem lazım) -
içim dışım boşluk... o halde yokum :)
-
şair burada neyi sembolize ediyor sözlük? memleket meseleleri çağrışımı zihnimde imgelendi ama, bilemedim. varlık içerisinde yokluk. yeşillendirenlere müteşekkir olacağım
-
icimden kanal tasiyamiyorum. bana bir macgyver lazim.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap