• bir sanat eseri imzalanmalı mı, imzalanmamalı mı?

    dünyaca ünlü pieta heykelinde, meryem'in göğsüne attığı imza yüzünden pişman olduğu için imzayı kibirle eşdeğer gören ve sırf bu yüzden sonraki çalışmalarını imzalamamaya karar veren michelangelo'yu saymazsak, hiç şüphesiz ki imzalanmalı. çünkü bir sanat eserine imza atmak, yani üzerine adını yazmak, işi bitirmek ve sahiplenmek demektir. alıcı içinse imza, eserin özgünlüğünün bir göstergesidir.

    ~ görsel

    bu düşünceyle ilk olarak, müşteri sayılarını artırmak amacıyla isimlerini duyurmaya çalışan kuyumcuların zımba kullanarak işlerini imzalamaya başlamasını takiben, özellikle 19. yüzyılda koleksiyonerlere yönelik sanat piyasasının gelişmesiyle bağlantılı olarak, ressamlar da tablolarını imzalama işine büyük özen gösterdiler. hatta bazı modern sanatçılar, imzalarının çok daha görünür ve taklit edilemez olması için onları esere katılan gerçek birer unsur haline getirdiler.

    ~ jean michel-basquiat

    elbette ki, imzanın hangi biçimde olacağı tamamen sanatçıya bağlıdır. bazen tam isim, bazen sadece ön/son isim veya bir monogram; bazen de takma isim veya bir sembol... burada önemli olan, eserin önüne geçecek kadar canlı ve aşırı abartılı imzalardan kaçınmaktır.

    ~ albrecht dürer, otoportre (1500) - detay

    resim sanatında tuval imzalanırken, yaygın olarak siyah veya beyaz renkler kullanılmakla birlikte, tablodaki diğer renklerle uyumlu farklı bir renk de seçilebilir. imzada kullanılan kalemin ise, kurşun kalem gibi kolay silinebilir özellikte olmamasına dikkat edilmesi gerekir. bu yüzden ressamlar, eserlerini imzalarken akrilik boya, yağlıboya veya mürekkep tercih etmişlerdir.

    tuval üzerinde imzanın mantıksal konumu, tuvalin ön tarafıdır ve genellikle sağ alttadır. böylece imza daha görünür olur.* ancak sanatçı, bir eserin arkasına da imza atmayı tercih edebilir, özellikle de çok incelikli bir çizimse... amma velâkin, sanatçı milletinin işine karışılmaz. eser sahibi, istediği yere imza atmakta özgürdür.

    ~ vincent van gogh, ayçiçekleri (1888)

    son olarak, olası bir çerçeveleme ihtimaline karşı, tuvalin kenarına çok yakın bir noktaya imza atılmaz. çerçeve imzayı ısırabilir. yani imza, çerçeve altında kalabilir ve görünmez olabilir.

    bir de şöyle bir imza vardır ki ne gizlenebilir ne de silinebilir.
  • çengel bulmacanın bitirilmesi sonucu kenarındaki boşluklarda pratiği yapılan, bıyık ve sakal çiziminden sonra ikinci popüler uğraş.
  • türk hukukuna göre imza metnin bittiği yere atılır. ama bizim millet ne yapar? imzayı adının altına atar. sanki bu benim adımdır, adım doğrudur demek ister gibi. imza, metinle isim arasındaki boşluğa yani ismin üzerine atılır. şimdi ismin üzerine atılır diye duyan bazıları da bunu ters anlayıp pulun üstünü imzalar gibi adının üzerini karalıyor, öyle yapmayın. ha bir de şey var, bazı arkadaşlar ata'nın k. atatürk şeklindeki imzasını rozet diye yakasında taşıyor da imzasını çöpten adam şeklinde atıyor. be adam atatürk örnek olsun, millet imzayı öğrensin diye o şekilde imza atmış, sen onu öğrenip taklit edeceğine, yakanda taşıyıp imza yerine de cin ali resmi çiziyorsun...
  • insan ırkına mensup, her tam ehliyetli ve okuma yazma bilen canlının,toplumdan gizli gizli onlarca saat antrenman yaparak,yüzlerce sayfa kağıt harcayarak geliştirdiği,kendisini afişe etme yolları içinde bir hayli önem verdiği karalambaç.
    sadece adını ve soyadını yazarak, "ben sade ve güçlüyüm" mesajı verdiğini düşünen insanlar da yok değildir.
  • afillisi pek makbuldur bunun insanın baktıkca bakası gelir atılırken bi ordan çizgi bi burdan çizgi kaligraf elinden çıkmış zannedersiniz tuğra gibi dayar önünüze. fakat gel gör ki benim imzamı ilkokul iki talebesi bile taklit edebiliyor. bankalarda noterlerde az gulunmedi yuzume yuzume imzam yuzunden olmayınca da olmuyor tabi hilkat garibesi kaldı imzam.
  • imzanın amacı ''evet, yukarıdaki metni okudum, tasdikledim, okuma yazmam var ve bu da okuma yazmamın olduğuna dair kendi elyazım''dır. imzada aslolan ad ve soyadı kendi elyazınla yazmaktır. yabancı ülkelerin çoğunda imza ad-soyad veya adın başharfi-soyad biçimindedir. ülkemizde ise durum bambaşkadır. normal vatandaşı hadi geçtim, imza yetkisine sahip üst düzey kişiler bile(valiler, kaymakamlar...) bu kurala uymayıp rastgele karalama, basit bir şekil, isim yazıp üstünü karalama gibi farklı yanlış uygulamalarda bulunuyorlar. tabi bunların sebepleri var. çok fazla sayıda belge imzalamak zorunda kaldığı için imzayı basit bi ''makas''şekline indirgeyenler var mesela. veya elyazısının daha kolay taklit edildiği sanrısıyla, isim yazmak yerine belli bir karalama da yapanlar olabiliyor.

    imzanın psikolojik yönleri de varmış yeni öğrendim. kişiliğinden izler taşırmış. mesela isim kişinin özel kimliğini temsil edermiş, soyisimse sosyal yönünü. isminin başharfini yazıp soyadını tam yazanlar özel kimliğini saklamak isteyen kimselermiş. ismini tam yazıp soyadını kısaltanlar veya net yazmayanlar ise o yanını açığa vurmak istemeyen, ya da sosyal açıdan zayıf kişilermiş. ismin başharfi-soyisim kullanan birisi olarak bana çok saçma geldi ama yine de kıyıda köşede kalsın bu bilgi. bi de imzayı yukarı doğru kaydırarak atmanın da anlamı varmış. kişideki yükselme hırsını temsil ediyormuş. mesela tansu çiller'in imzası bunun en bariz örneklerindenmiş ama aradım bi imza örneğini bulamadım internette.

    en ilginç imzalardan birisi ve benim de favorim cemal süreya'nın imzasıdır. imzaya yan çevrilip bakıldığı zaman profilden bir temsili görüntüsü görülür şairin. hatta s harfi ve ü harfinin noktaları da içtiği sigarasını temsil ediyor diye bilinir. imzayla kendi resmini çizmek... yetenek işi doğrusu.

    http://www.google.com.tr/…sp=25&ved=1t:429,r:7,s:28
  • farkı yok mantarlaşmış bir kayadan, derimin;
    yüzümde çizgi çizgi, imzası kaderimin...

    --- necip fazıl kısakürek ---
  • dünya ülkelerinin çoğunluğunda, önad ve soyadı birlikte veya bunlardan birisi yazılarak atımasina karsin ülkemizde, daha ziyade bir şekilden ibarettir
  • zaten isim soyismin altına atıldığı için neden çizim yapmak yerine adımızı yazarak atmamız gerekiyor anlamıyorum. he imzamın yazı karakteri ve benim daha önceki el yazması notlarım karşılaştırılacaksa bunu istemem çünkü bu sefer o notların hepsini benim yazdığım kanıtlanacak bunu istemem. eğer imzanın doğruluğunu sorgulamak isterlerse benim daha önceki imzalarımla karşılaştırsınlar.

    şöyle bi yazı buldum(alıntı):

    türkiye?de imza sahteciliğinin en sık rastlanan sahtecilik türlerinden biri olduğuna dikkat çeken uzmanlar, usulüne uygun atılmamış basit yapıdaki imzaların, sahteciliğe zemin hazırladığını ve bu işi kolaylaştırdığını belirtiyor.

    türkiye emekli emniyet müdürleri sosyal yardımlaşma ve dayanışma derneği tarafından çıkarılan çağın polisi dergisi?nin 2006 yılı ocak sayısında kriminal polis labaratuvarı müdürü grafoloji ve sahtecilik uzmanı dursun kerimoğlu?nun, "imza nedir? nasıl atılmalıdır?" konulu makalesine yer verildi.

    imzanın, "altına yazıldığı metnin onandığına ya da benimsendiğine işaret sayılan, bir kimsenin kendi eliyle ve her vakit aynı biçimde yazageldiği adı" şeklinde tanımlandığı makalede, insan hayatında önemli yeri olan imzayla kişinin borç ve yükümlülük altına girdiği, iradesini beyan ettiği ve düşüncelerini açıkladığı kaydedildi.

    yasalara bakıldığında imzanın ne şekilde atılacağı hususunda kesin hüküm bulunmadığının kaydedildiği makalede, "imza yazılarak atılmalıdır. imzada yazılması gereken ise önad ile soyadıdır. bu, önadın baş harfi, soyadın tamamı yazılmak suretiyle de olabilir" denildi.

    doğru imza nasıl olmalıdır?

    makalede, doğru imza atılmasıyla ilgili şu önerilerde bulunuldu:

    "harf karakterleri içerecek şekilde yazı niteliğinde atılan imzalar daha çok kişisel karakteristik özellikler ihtiva ederler. daha çok kişisel karakteristik özellikler ihtiva eden imzalar da o kadar güvenceli olur. çünkü, sahtelik veya aidiyet tespiti incelemelerinde çok daha sağlıklı sonuçlar elde edilir. ayrıca yazı niteliğinde olan imzaya bakıldığında, kime ait olduğunu anlayabilirsiniz. oysa, birkaç çizgi çizilerek atılan imzayı, eğer daha önce o imza ile tanış değilseniz kime ait olduğunu da anlayamazsınız." makalede, imzanın her zaman aynı biçimde atılması ve belgeden belgeye, zamandan zamana değişmemesi gerektiğinin kaydedildi.

    atatürk?ün imzası uygun bir örnek

    ulu önder mustafa kemal atatürk?ün imzasının söz konusu kriterlere uygun bir örnek olduğunun belirtildiği makale, şöyle devam ediyor:

    "dünya ülkelerinin büyük çoğunluğunda imzanın ön ve soyadın birlikte veya bunlardan en az birinin yazılması suretiyle atılması kabul görmektedir. maalesef ülkemizde insanlarımızın genelde basit yapıda birkaç el hareketi ve karalama ile imza attıkları ve bunun kabul gördüğü gerçektir. ancak, usulüne uygun atılmamış basit yapıdaki imzalar, imza sahteciliğine zemin hazırlamakta ve imza sahteciliğini kolaylaştırmaktadır. bu tür imzaların sahteliğinin veya kime ait olduğunun tespitinde sorunlar yaşanmaktadır. kötü niyetli kişiler, yasalarımızda imzanın nasıl atılacağı hakkında bağlayıcı hükümler olmamasından yararlanarak, istediği şekilde ve sayıda imza üretebilmektedirler. bu durum ise pek çok insanımızın mağduriyetine neden olabilmektedir."

    "imzanın nasıl atılacağı yasal kurala bağlanmalı"

    türkiye?de imza sahteciliğinin en sık rastlanan sahtecilik türlerinden olduğu vurgulanan makalede, şu ifadelere yer verildi:

    "bunun nedeni imzanın belli kurallara bağlanmamasıdır. her türlü şekil ve çizgilerin imza olarak kabul edildiği ülkemizde, imza sahteciliğinin gelecekte de sahtecilik olaylarının temelini oluşturacağı kaçınılmaz gerçektir. bu nedenle, ülkemizde imzanın ne şekilde atılacağı hususu yasal kurala bağlanmalı ve disipline edilmelidir. buna yardımcı olunması açısından en azından çocuklarımıza imzasını adını ve soyadını yazarak ve bunu biraz da süsleyerek atması gerektiğini öğütleyebiliriz. böylece, imzayı atan kişiye ait karakteristik özellikleri içerecek imza oluşmaya başlayacak ve zaman içerisinde olgunlaşarak kişisel karakteristik yapı kazanacaktır."

    (alıntı sonu)
  • sanirim attigi imzayi ciddiye alan 3 kisi falan kaldik ya. okeye dorduncuyu bulur muyuz vallahi supheliyim.

    avukatin e-imzasi sekreterinde.
    doktorun e-imzasi da sekreterinde.
    eczacinin e-imzasi teknisyeninde.
    muteahhitiyle muhendisiyle, insaat sektorunun imzasina uydugu gorulmus degil.
    is sozlesmeleri patronlar icin birer formalite.
    meslek sahibi olmayan vatandasin imza bilinci zaten yok. imzaladigi seye donup baktigi bile yok, sadece imza atmis olmayi seviyor.
    yahu hayattaki tek isi, direkt mesleginin kendisi imza atmak olan noter bile bunu kendisi yapmiyor. yetkisi baskatipte.

    atmayin kardesim sunu her yere. sekreterin hata yapiyor, insandir yapar, senin isin o hatanin altina imza = atmamak. okumadan, kontrol etmeden, "bu niye boyle olmus" demeden o imzayi = atmayacaksin.

    delirtmeyin insani ya.

    (isbu entry, tahlili dogru yapan ama sonuc raporuna yanlis yazan laboratuvara karsi yukselen hislerle yazilmistir.)
hesabın var mı? giriş yap