• yer değiştirmek amacıyla motorlu taşıt kullanımını azaltacağı için ekolojik bir eylemdir. sırf bu sebepten bile desteklenesidir.
  • çalışanlara işveren tarafından ofis yardımı yapılması durumunda katıldığım önermedir. evde çalışmaya başladıktan beri mutfak masrafım, elektrik, su vs. giderlerim ikiye katlandı.
  • bazı "patron şirketleri" tarafından asla tercih edilmeyecek uygulamadır. neden mi? çünkü o eski kafalara göre işyerinde değilseniz çalışmıyorsunuzdur. sırf bu sebeple, ego tatminleri için çalışanlarını ofislere getirtmeye devam edeceklerdir.
  • bununla ilgili şöyle bir güncel örnek vermek isterim.

    dün, yoğun toplantıların olduğu bir gündü. evden çalıştım. sabah 8.15'te uyandım. 8.30'da ferah bir şekilde işime başladım. yoğun bir günü bile yıpranmadan tamamlayıp 18:00'de işimi bitirdim.

    bugün ofise gelmeyi tercih ettim. yol normalde 20 dakika civarı sürdüğü için ve toplantım saat 9'da olduğu için 8'de evden çıktım. insanlar -haklı nedenlerle- toplu taşımadan kaçındıkları için korkunç bir trafik vardı. 1 saatte ofise ancak ulaşabildim. koştura koştura masama oturdum. saat 9.05'te, 1 saat araba kullanmış ve yorgun bir şekilde işe başladım.

    ev yerine ofise gelerek;

    -dönüşle birlikte- 2 saati yol için kaybettim
    1 saat daha az uyudum
    eve yorgun döneceğim için muhtemelen yemek yapamayacağım.
    daha verimsiz çalıştım
    en az 1 litre benzini doğaya saldım.
    bu benzin tutarı kadar kaynak boşa gitti.
    işveren açısından elektrik, su, kahve, havalandırma gibi ek maliyetlerim oldu.
    1 günlük pantolon ve gömlek yıkama, ütüleme masrafı oluştu.

    ben hibrit modeli destekleyen bir insan olarak bu fikrimden de caymaya başladım. hele ki pandemi korkusu hala bu kadar yoğunken imkanı olan herkes evden çalışmalı.
  • eğer büyük firmalar bu çalışma şekline hızlı bir şekilde geçerse, aynı abd'de olduğu gibi, şirketin bulunduğu kentte değil interneti olan her yerde yaşama imkanı doğabilir.

    ki bu durum, aşırı kalabalık şehirlerin nüfusunu azaltacak ve nüfus ülke çapına yayılacaktır.

    işte o zaman yaşanabilir şehirlerimiz olacak, hayalini kurduğumuz belki küçük ama müstakil evlerde huzur bulma imkanına kavuşacağız.

    elbette fiziksel kuvvet ya da varlık gerektiren işler için geçerli değil ama gelecekte bu işlerin tamamını robotlara devredeceğiz ve dünya cennet gibi olacaktır.

    edit : küfür etmek için karpal tünel sendromu yaşayacağınıza, global income kelimesini araştırıp faydalı bir bilgi edinin derim.
  • artık, her insanın farklı kişilik özellikleri taşıdığından dolayı birileri için iyiyken birileri için kötü olabileceğini herkesin anlamasını dilediğim durum.

    lisedeyken bir arkadaşım vardı. ailesinin ekonomik durumu iyiydi. büyük bir evde oturuyorlardı ve tek çocuktu. ders çalışmak için kütüphaneye giderdi. kütüphanede yer bulamadığında cafe'ye gider ders çalışırdı. beni de sen de gel diye sürüklemeye çalışırdı. birgün ikna oldum. annem nereye gittiğimi sorduğunda durumu anlattım. annem çok yadırgadı. dedim herkes kütüphanede çalışıyor dolup taşıyor, yadırganacak bir şey yok. annem de dedi ki "evde 3 kuşak yaşayan kendi özel odası olmayan çok kardeşi olan annesi ev hanımı olan çocuklar kendine çalışma alanı yaratabilmek için oralara taşınıyorlar." diye açıkladı. o gittiğimde de, sonradan da dikkat ettim gerçekten de çoğunluğu böyle dezavantajlı insanlar oluşturuyor. ama aynı zamanda anladım ki, özellikle enerjisini dıştan alan insanlar çalışma motivasyonuna ulaşabilmek için başkalarına ihtiyaç duyuyor. başka bir sebep de bazıları evi dinlenme eğlenme alanı olarak beyninde kodlamış, çalışma moduna geçmek için ortam değişikliği ihtiyacı duyuyor. veya başkaları çalışırken "geri kalıyorum" hissiyle hırs yapıp ancak azimle çalışabiliyor, evdeyken başkaları da çalışmıyordur diye yayabiliyor.

    yani evden çalışma herkesin alışkanlıkları, ruh durumu, motivasyon sebepleri için uygun olmayabilir. zaten bu yüzden özellikle yurtdışında çoğu şirket opsiyonlar sunuyor. isteyenler sürekli evden çalışıp sadece önemli toplantılar için şirkete giderken, kimileri kafasına göre birkaç gün gidip birkaç gün evden devam ediyor. bazıları da -özellikle evdeki çocuk sesinden kaçmak için- sürekli işyerine gidiyorlar.
  • birçok firma maliyetleri azaltmak için bu yola gitmenin çalışmalarını yapıyor. en son yapıkredi teknoloji tarafında böyle bir çalışma yapıldığı bilgisi web sitelerinde yazılmaya başladı. bir banka bu yapıya geçmeye niyetlendiyse çoğu farklı sektörde bunu takip edecektir. covidle birlikte çalışma şekilleri köklü bir değişikliğe gidecek artık bunun farkındayız.

    kaynak

    maliyetleri düşürme tarafında şirketlere çok büyük fayda sağlayacağı kesin. gerek ulaşım gerek kira gerekse diğer birçok fix cost tamamen silinmiş olacak.

    çalışanlar içinse çok daha fazla olumlu etkisi bulunuyor. artık insanlar istanbul'da daracık alanlarda sıkışmak zorunda kalmayacak. belki çok farklı bir yerden çalışmaya devam edecek. ek olarak trafikte beklenen uzun zamanlar elimine edilecek. çocuğu olan kişiler daha fazla çocuk ve eşleriyle ilgilenebilecek.bunun gibi liste uzayıp gider. tabi negatif yönleri üstüne de çok fazla düşünmek gerekir.

    bekleyip göreceğiz

    edit: çok fazla ilgi gördü başlık. mutlaka firmalar buradaki görüşlerden kendilerine pay çıkaracaklardır.

    ek olarak sma hastalığıyla savaşan nil'e destek olmayı unutmayalım.#savingnil
  • homeoffice çalışanlar 2ye ayrılıyor, biri sosyal kesim , evde yalnız başlarına motive olamayıp iyi çalışamıyor, biri de asosyal kesim, onlar ofisten daha iyi çalışıyor. asosyal kesime dahil olan ben kalıcı homeoffice olmasını yeğlesem de, bu gerçekleşmeyecekse de bi seçenek olarak sunulmalı. yukarıdaki arkadaşın açıkladığı gibi zaman ve bütçe olarak çok ciddi tasarrufları var.

    mesai 8deyse 8de uyanabiliyorsunuz
    akbil parası benzin parası yok
    trafik yok
    gömlek alayım ceket alayım takside bağlayayım anca ödeyeyim yok
    öğle yemeğine 50 lira vereyim yok
  • nerde o günler ya nerde.. gerçekten normalde selam bile vermeyeceğiniz, kendi menfaatleri için her şeyi yapıp sizi zor durumda bırakan ama lafa gelince “biz burda aile gibiyiz, iyi bir ekibiz” safsatalarıyla başınızı ağrıtan “iş arkadaşı” denen bu güruhu görmeden, trafikte her gün en az 3,5-4 saatimi harcamadan mis gibi evimden çalışabileceğim bir işim olsa daha ne isterdim acaba. yok sosyalleşmeymiş de yok bilmem ne. komik misiniz?! böyle sosyalleşme mi olur? senin tek yaptığın işe gitmek o da zaten zorunluluktan! başka yapabildiğin hiçbir şey yok, paran yok, zamanın yok, enerjin yok, hobin yok, kendi isteğinle yapabildiğin tek bir şey yok, bi çoğunun işyerinde “happy hour” denen saçma da bulsam bir organizasyon bile yok kalkmış işte bu bir sosyalleşmedir, ben işyerinde sosyalleşiyorum diyorsun. ben sana söyleyeyim sen ölmüşsün de ağlayanın yok. burdan da bu daha çok eziyete benziyor zaten ama yine de sen bilirsin, git sosyalleş şimdi sana müstahak.
  • açılın, sektörden bildiriyorum. çalıştığım şirket dahil bağlantım olan bir çok şirket yıl sonuna kadar deneme kararı aldı.

    home office demek eve tıkılıp kalmak demek değil. alın bilgisayarınızı bir kafeye gidin. virüsten mi korkuyorsunuz? alın 4g modeminizi sahile, parka, ormana gidin. en kötü laptop zaten 3-4 saat şarj tutuyor. yarım gün dışarda yarım gün evde çalışın.

    benim planım ise "artık tamamen home office" denildiği andan itibaren arabayı motoru satıp karavan almak. her yeni gün, yeni bir ofis ortamı. her gün yeni bir manzara.

    yani hanımlar beyler, lütfen biraz vizyon amına koyayım.

    1 yıl sonra gelen edit: arabayı değil ama motoru sattım. gelen parayla karavan satın almak yerine kendim karavan yaptım. ve şu an karavandan çalışıyorum #123749282
hesabın var mı? giriş yap