• bu kızın muhtemelen kendinden küçük kardeşi de vardır. belki önümüzdeki aylarda polise taş atar. yanlış yapar tabi. doğru olan, on beş yaşındaki ablasının etlerini çevredeki ağaçlardan topladıklarını unutmasıdır. yanlışlıkla olmuş demesidir, yanlışlık diyemezse ablasının zararlı biri olduğunu kabullenmesidir, yaşasın devlet demesidir, her gün ama her gün devlete olan sevgisini büyütmesidir. eğer doğruyu seçmezse koca koca adamların kendisi için videolar hazırlayıp yanına orospu çocuğu yazmasına hazır olmalıdır, ''ama ablası?'', olmaz öyle şey, ablası falan değil mühim olan. kaç yaşına gelmiş aileyle devlet arasında seçim yapamıyorsa orospu çocuğu da derler bu memlekette, yargılarlar da. öğrensin bunları. bu memleket mantığını bırakalı çok uzun zaman geçti. aile ne ki?

    haberle ilgili de kaynakların güvenilir olmadığından bahsediliyor. birilerinin iddiası deniliyor. ben ilkokuldayken yakılan köylerden bahsedilirdi ve birileri iddia derdi, yalan söylüyorlar derdi, biz de nefret ederdik hem yalan söyleyip hem kötü şeyler yapanlardan, geçenlerde bir paşa çıktı, kendisini efsane zannedenlerden, iddianın gerçek olduğunu söyledi istemeden. ben lisedeyken diyarbakır cezaevi diye bir yerden haberdar oldum, 'yok öyle şeyler, yalan bunlar nefrete devam' dediler. iyi dedik geçtik. şimdi de bir yığın iddia var ortalarda, mesela ''koyun otlatırken üzerine havan topu düşmesi'' gibi. ona da belki doğru der ileride birileri. ''biz can güvenliği olmadığı için gitmedik, bir çocuk işte''. yalnız ben anasınıfındayken kart kurt muhabbeti vardı ki, o hala var. efsane sınıfında değerlendirmek lazım o iddiayı, yılların eskitemediği !

    hani bazı olaylar vardır, 'başlığı görünce nerede olmuş acaba dedim bir baktım türkiyede'' diye şaşkınlığımızı anlatırız. biliyorum ki bu olay için kimse 'nerde acaba' demedi. kimse şaşırmadı. en çok üzülmek gereken nokta bu olaya şaşıramıyor oluşumuz aslında.

    yalnız bir mesele var, içimde kalmasın. o ilkokuldan beri her halta iddia diyen abilere selam olsun, ''ektiğiniz nefret tohumlarını söküp atan daha çok insan var artık.''
  • "küçük kiz

    birkaç evlik ıssız bir köy.

    dağların yamacına kurulmuş.

    yukarılarda, köyü tepeden gören bir askerî birlik var.

    köy daha önce boşaltılmış sonradan köylülerin geri dönmesine izin verilmiş.

    hayatın ve ümidin uzağında yaşayan birkaç aile bulunuyor köyde.

    bu köyde, başka ülkelerin başka şehirlerinde yaşayan kendi yaşıtlarına göre çok büyük zorluklar içinde bir ömür süren ceylan, küçük bir kız.

    bir keresinde götürüp fotoğrafını çektirmişler.

    herhalde ilk çekilen resimlerinde gözleri kapalı çıkmış ki biri onu uyarmış, "gözlerini açık tut" diye.

    o da gözlerini kocaman açmış.

    resmi öyle çıkmış.

    ceylan, on dört yaşlarında.

    önceki gün hayvanlara yaprak toplamak için köyün biraz ilerisindeki koruluğa gitmiş.

    bir patlama sesi duyulmuş.

    "yukarıdan" gelen bir havan mermisi ya da roketle paramparça olmuş ceylan.

    elleri ve dizleri kalmış geriye.

    bedeninin parçaları ağaçlara dağılmış.

    köyün muhtarı herkese haber vermiş.

    kimse gelmemiş, kimse ilgilenmemiş.

    sonra bizim gazeteyi aramış.

    olanları anlatmış.

    birileri gelip de bir soruşturma yapsın diye beklemiş köylüler.

    doktorun, savcının geleceğini sanıyorlarmış.

    "can güvenliği" nedeniyle gelemeyeceğini bildirmiş savcı.

    kendi yerine, eline bir kamera tutuşturduğu imamı göndermiş, imam kızın ve vurulduğu yerin resimlerini çekmiş.

    ceylan'dan geriye ne kaldıysa toplayıp bir battaniyeye koymuşlar, dokuz kilometre ötedeki bir başka askerî karakola götürmüşler.

    bir doktor, karakolun bahçesinde "otopsi" yapmış, kızın "bedeninde" şarapnel taneleri bulmuş.

    resmî bir rapor tutmuşlar, ceylan'ı gömmüşler.

    bir daha kimse ilgilenmemiş.

    ne askeriyeden bir açıklama, ne bir soruşturma, ne bir özür.

    "başınız sağolsun" diye köye gelen biri bile çıkmamış.

    ölen bir köylü kızı.

    işi "büyütmeye" ne gerek var?

    oradaki insanların ölmesi kimin umurunda?

    bizim gazete yazmasa ceylan'la kim ilgilenir?

    bizim gazete yazsa ceylan'la kim ilgilenir, onu da bilmiyorum ya.

    küçük bir köylü kızını askerî birlikten atılan bir mermiyle vurup ortadan kayboluyor devlet.

    bunun hesabını kim soracak?

    bizim muhalefet partileri, "kürt açılımı gerçekleşirse, demokrasi ve eşitlik gelirse türkiye bölünür" diyorlar.

    kürt açılımı olmadığında kürt çocuklarını, kuş avlar gibi rahatça vurup öldürürsün ve "türkiye yekpare kalır" öyle mi?

    böyle mi sanıyorsunuz?

    ceylan vurulalı 48 saat oldu, kimseden ses çıkmadı.

    bu ülke çoktan bölünmüş.

    siyasetçileri, gazetecileri, televizyoncuları çoktan bölmüşler ülkeyi.

    ceylan, zengin bir şehrin, zengin bir semtinde yaşayan zengin bir türk ailesinin kızı olsaydı ve "havan topu ya da roketle vurulsaydı" bu ülke bu kadar sessiz mi kalırdı?

    vicdan dediğiniz o tuhaf şey böyle durumlarda ortaya çıkıyor işte.

    vicdanın varsa, öldürülenin kim olduğuna, ne olduğuna bakmıyorsun.

    o vicdan, o ölüm karşısında sızlıyor ve sen ayağa kalkıyorsun.

    siz, siyasi kararlar ülkeyi bölecek diye korkmayın, ülke "vicdanından" bölünüyor önce.

    "vatanım, vatanım" diye bağıran o baykallar, o bahçeliler, küçük bir kızın ölümü karşısında "benim insanım," diye bağırmadığında bu ülke bölünür.

    başbakan, ıssız bir köydeki küçük kızın hesabını sormadığında bu ülke bölünür.

    medya, bu kızın ölümünün peşine düşmediğinde bu ülke bölünür.

    bu ülkeyi böyle bölüyorlar.

    benim umurumda bile değil ülke bölünür mü bölünmez mi...

    bu ülkenin vicdanı var mı yok mu, benim umurumda olan bu.

    ceylan'ı öldürüp böyle sustuktan sonra ülke "bütün" kalsa ne olur, bölünse ne olur?

    küçük bir kızın bu kadar rahatlıkla öldürüldüğü bir ülkenin "bütünlüğünden" ne yarar çıkar?

    issız bir köyde yaprak toplayan küçük bir kızı vurup öldürdüler.

    herkes sustu.

    ceylan'ın ölümü, eğer içinizde bir yere değmiyor ve sizin canınızı acıtmıyorsa, sizin vicdanınız ceylan'dan çok önce ölmüş demektir.

    "birlik, bütünlük ve vicdansızlık" içinde yaşarız.

    belki de "bütünlük" dedikleri bu ortak vicdansızlıktır."

    kaynak: (bkz: http://www.zaman.com.tr/…rno=897919&title=kucuk-kiz)

    edit: bunu kötüleyen sikik ırkçı, kafatasçı beyinlerinizin ta amının ortasına koyiim ben..
  • bu ülkenin bi kendini vatansever gören insanları ve bi kendinin yaşama hakkı olduğunu savunanları ve bir de kendi ırkının yüceltilmesi gerektiğini düşünen insanları varya işte o tiksindiriyor beni hayattan, midemi bulandırıyor.

    hala o değildir belki budur, şu değildir belki ötekidi öldürmüştür, amaann neyse ufacık bi kızdır nasılsa nolacak. varlığından haberim mi vardı ki öldüğü umrumda olsun, "belki bi iddiadır, aman allah'ım çok korkuyorum değildir o değildir, ihtimaldir, şudur budur..." diye ağlaşanlar var..

    işte o zaman aman allah'ım nerede insanlık nerede öldü, diye bağırasım çağırasım var...ulan senin sevdiğin kadar ben de seviyorum bu ülkeyi, benim de evimde al bayrak var, ben de istiklal marşını gururla, içim titreye titreye okuyorum, senin kadar ben de, o ölen kız da insan...ulan kürt olmayanı da kürt milliyetçisi yaparsınız siz be.

    battal gazi, kara murat, polat alemdar izleyerek, metal fırtına okuyarak edinilmiş vatan sevginiz olmaz olsun...ben sizin adını duyduğunuzda bile "ıyk terör, ıyk bomba, ıyk kürt, ıyk şu, ıyk bu" dediğiniz şehirde doğdum, orda büyüdüm...bu ülkeyi sevmek için illa türk mü olmak gerekiyor ya da illa bi tarafın yandaşı mı olmak gerekiyor ben onu hala anlayamadım.

    niyetim ona buna saydırmak değil kesinlikle, adamlar sanıyor ki saydırdığımda içim rahatlıyor, demoratikleşiyorum...ulan benim de yaşlı ninem atatürk hayranı, benim de atalarım istiklal'de, kurtuluş'ta şehit oldu. bi sen misin insan?

    daha bi kaç hafta önce eline verilen pimi çekilmiş bomba ile hayatını kaybeden bi kaç askerin haberini de aynı kaynak ortaya çıkarmıştı. eminim onun için de "örgütte de aynı bomba var" falan demişsinizdir. allah belasını versin zaten o örgütün, öldür öldür bitmedi, bombala bombala bitmedi tükenmedi, bitse de, yerin dibine girse de kurtulsak...
  • benim şeyh'im jet ski'ye binmez

    doğada bu tip insanları sıklıkla görebiliyoruz. bunlar her olay da bilir kişi kesilirler askeri olsun efendime söyleyim hukuki olsun vs ne olursa olsun her konuda engin bilgi ve tecrübelere sahiptirler. bu olay neticesinde d evlerindeki kabartma haritaları çıkarıp olayın askeri yönünü incelemişler, (havan topu ve kullanımı hakkındaki bilgilerinden hiç bahsetmiyorum ) sonra ihtimaller üzerinde kafa yormuşlar engin bilgi ve birikimlerini bizimle paylaştıkları için hepsine teşekkürü bir borç bilirim.

    sonuç olarak tsk suçsuzdur. tsk diyoruz ulan tsk ! mümkün mü böyle bir şey yapması tarihte hiç görülmüş müdür tsk nın böyle bir olaya karıştığı ? bir olay daha "benim şeyh'im jet ski'ye binmez " felsefesini benimsemiş insanlarca çözüldü.
  • önce haber kaynağının taraf gazetesi olması neticesinde "yalan haber olabilir " denildi, olmadı. sonra havan tapu hakkında engin bilgiler verildi "olay yerinde krater olmadığı iddiası üzerine " bir takım yorumlar yapıldı. havan topunun atılıp atılmadığı sadece bir iddiadır diyenler olay yerininde krater olmadığı bilgisini özümsemiş görünüyorlar. gerçi bu bilgiye nerden ulaştılar çok merak ediyorum olay ile ilgili haberleri didik didik okumama rağmen böyle bir bilgiye ulaşamadım. (bu konuda bilgilendirirseniz sevinirim)

    neyse her şeyi bir tarafa bıraktım olur da bir süre sonra kızın ölümüne neden olan şeyin havan mermisi olduğu kanıtlanırsa bir askeri yetkili bu olayı kınar mı veya kızın ailesinden özür diler mi diye merak ediyorum.hiç sanmıyorum .bir başka sorun da bu işte. özür dilerse de buradan ayarlarımı alır otururum, hiç sorun değil. yeter ki dilesin.
  • olayda midemi bulandıran hususlar var. ama bu mide bulandırıcı hususlara geçmeden önce iddialardan bahsetmek istiyorum.

    ne deniyor? daha doğrusu ne iddia ediliyor? tsk personeli küçük kızın kafasına havan mermisi attı, onu parçaladı, katil tsk... diyelim ki böyle. soruşturmanın sonuna kadar götürülmesi ve failleri cezalandırılması hususunda kimsenin itirazı olamaz. yani bu işte iddia edildiği gibi tsk'nın parmağı varsa sorumluları en ağır şekilde cezalandırılsın.

    şimdi gelelim olayın mide bulandırıcı kısmına;
    1) ortada bir iddia var ama nedense hüküm verilmiş, suçlu bulunmuş... kafalarda şüphe yok. katil tsk...
    2) kızın ölümü ardından "insan hayatı bu kadar ucuz mu" feryadı yapanların durumu...

    ikinci maddeyi biraz açayım. insan hayatı bu kadar ucuz mu? ucuz amına koyum evet ucuz...
    6 yaşındaki bir kızı 12 yaşına gelince üç inek karşılığında 50 yaşındaki adama satacak kadar da ucuz.
    6 yaşındaki bir kızı 17 yaşına gelince bir erkekle el ele tutuştu diye namus belasına katledecek kadar da ucuz.
    6 yaşındaki bir kızı 70 yaşındaki bir kart zamparaya 4. kadın olarak verecek kadar da ucuz.

    kızın kafasına havan topu düşmüş, mayına basmış, uçurumdan yuvarlanmış, belediyenin açtığı çukurdan kanalizasyona düşmüş, kırmızı ışıkta geçen araba çarpmış ne gam... kaç çocuğun var deyince erkek çocuk sayısını söyleyip kızları saymayan baba, 6 yaşındaki kızı 12 yaşında geldiğinde satacağı kocasından alacağı başlık parasının ötesinde ne kaybeder? kızının adını sorsan bilemeyecek babanın evinde 25 çocuk olsa ne olur 24 çocuk olsa ne olur?

    ha bu demek değil ki acı çekmediler, üzülmediler veya ben bu kızın hayatını umursamıyorum. peki bu kızın veya benzerlerinin hayatını umursamayanların yani tsk'nın kızın kafasına havan attığı iddiası ile ortaya çıkan taraf gazetesi veya muadilleri ile bu iddialara sonuna kadar inanan pek bilmişlerin orada yaşanan dram hakkında yazdığını gördünüz mü? kız çocukların insan yerine konulmayışı hakkında aşiret ağalarına, siyasi parti liderlerine "insan hayatı bu kadar ucuz mu" diye haykırdığını duydunuz mu? aktif yaşamına köy baskınları ile başlayıp bebek, hamile kadın, çocuk demeden kurşuna dizen pkk'lıları ve onun "siyasi" uzantılarını nefretle kınadığına tanık oldunuz mu? pkk'nın silah ve uyuşturucu kaçakçılığı ile elde ettiği paradan nemalananlara posta koyduklarına rast geldiniz mi?

    tabii ki hayır. çünkü bu adamlar seçici geçirgen. işlerine geleni eleştirir. sanki orada parçalanan kızın hayatı bunların umrunda... ulan böyle olsa benzer durumdaki kızların durumunu sorgularlar. ya da en azından oradaki kızların okuması için elinden geleni yapan dürüst insanlara ergenekoncu dendiğinde bir dakika der... ama bu işlerine gelmez ki. bu konuları eleştirmeye tıpaları sıkmaz ki. aşiret ağaları kızar, pkk bozulur, ab ve abd üzülür, akp sinirlenir.. çünkü oradaki cehaletin ve fakirliğin devam etmesi lazım ki bu düzen yürüsün, birileri daha çok para kazansın. sonuçta orada hayatını kaybeden kız birilerine laf söyleyebilmek için kullanılabildiğinden değerli.

    mesela bugün orada bir iş adamı çıkıp 1000 kişiye istihdam sağlayacak yatırım yapacağım dese önce pkk kulağını çeker. sonra devlet vergi mergi adamın ağzına sıçar... dediğim gibi fakirlik ve cehalet devam etmeli ki kaçakçılar, silah tüccarları, insan tacirleri daha çok kazansın...

    yani 6 yaşındaki kız parçalanmış ne gam... orada her gün kaç kız parçalanıyor kimin umrunda? peki bu parçalanan kızları tsk'ya ve tsk nezninde bir ulusa saydırmak için kullanmak o kızı parçalayan bombadan daha büyük tahribat yaratmıyor mu sizce? ya da dünün ve bugünün katillerinin siyasi bir hareket yürütüyor gibi pazarlanması, insan hayatına önem vermeyen veya elindeki silahla kan davası güden adamların sevgi kelebeği gibi açıklamalar yapması kanınıza dokunmuyor mu?
  • benim merak ettiğim, bu olayın, misal, orada unutulmuş bir pkk muhimmatınından kaynaklandığı ortaya çıksa, bizim tezcanlı tsk düşmanlarımız ne yapacaklar?

    çünkü şöyle bir şey var :
    "...bir süre önce olay yerinde yapılan kapsamlı operasyon nitecesinde bölücü terör örgütü mensuplarına ait yaşam malzemeleri ile bir çok el yapımı patlayıcı madde ve amonyum nitratın ele geçirildiği..."(*)

    eğer bu olay taraf'ın dediği gibi çıkarsa (yani devlet bu kızı öldürmüşse, neden böyle bir şey olabileceğini tahmin bile edemiyorum gerçi. devlet sonuçta karşı propoganda bile yapmadı, pkk küçük kızı vurdu falan diye) , elbette herkes bu olayı kınamalı, gereğini yerine getirmeli. kimsenin bilinçli bir şekilde suçsuz küçük bir kızın öldürülmesini destekleyeceğini sanmıyorum.
    ama şu taraf gazetesinin nesine bu kadar güveniyosunuz anlamıyorum. yakında vakit gibi linç kampanyalarına da başlasa, elinize sopaları alıp koşacağınızdan şüpheliyim. eleştirdiğiniz insanlara dönüşmemek lazım, değil mi?

    *`http://haber.gazetevatan.com/…_olum/262045/1/gundem`
  • öncelikle: (bkz: 6-7-8 nisan 2009 dicle üniversitesi olayları/@xn) bak sadece işime geleni eleştiriyorum sadece oku.

    hala insanlar şunu anlayabilmiş değiller. bi ben mi anladım haşaa.. tsk o veya şu bu farkeder mi yapan.. işte hep orasına takılıyor insan, en ufak bi eleştiride hemen ötekileştiriliyorsun. yetmiyor terörist oluyorsun. ulan burda ülkücü, orda terörist olmaktan bıktım be... askeri savunuruz burda mhpci, türkçü, faşist olurum; gelirim burda kürt'ü savunurum terörist olurum. ulan ben ne türk'üm ne de kürt'üm. ama hiç biriniz yaşamadığı kadar bokluk yaşadım ben burda. eğer hala küçük yaşta çocuklar hayvan karşılığında evlendiriliyorsa bu sadece devletin suçudur. devlet terörüdür her şekilde. eğitim ver, iş kur bişeyler yap bu insanlar için. ulan yıllarca korucu diye tutulan adamlara harcanan paralar onlara değil de fabrika yapımına harcansa her ay bir ile bir fabrika kurulmuştu, ufak bi matematikle görürsün sen de bunu. ama sen şimdi dersin ki bu insanlar hala levent kırca skeçlerindekiler gibi oturup ayrana kaşık atıyor, kızını 2-3 davara satıyor, e dolayısıyla haketmiyor yaşamayı, de de çekinme söyle...nasılsa daha 30 40 tane çocukları vardır öldürülecek. ceylan ölse ne olacak öyle değil mi ?

    tsk'nın ya da devletin bunu yapmasına ihtimal vermeyenler bak ne var burda...

    (bkz: http://www.tumgazeteler.com/?a=2741944)
    (bkz: http://www.memurlar.net/haber/126872/)
    (bkz: http://www.milliyet.com.tr/…detay&articleid=1138689)
    hatta kısaca şuna bak:

    (bkz: jitem)
    (bkz: diyarbakır cezaevi)
  • mesulü kesin tsk'dır diye bi şey yok, sadece var olan sebepler bizi bu kanaate vardırıyor, sandığınız gibi ezeli ve ebedi tsk düşmanlığımızdan değil. mesela aynısı taraf'ın yayınladığı diğer belgelerde de olmuştu. aktütün görüntüleri yayınlandığında ordu yalanlamış ama gazetedeki görüntülere el koymuştu. o andan sonra bu görüntülerin gerçek olduğu kanaatine varmıştık. çünkü uydurma olsa ordu böyle bi tasarrufa gitmezdi. ya da hükümete karşı plan yayınlamışlardı, başbuğ paşa çıkıp mahkemelere bu belgeyi araştırmayın talimatı vermişti. e zaten o dediği başka her türlü kanıttan öteydi bizim için.

    bu olayda ise henüz bi sessizlik hakim (bu birinci kanaat güçlendirici nokta), üç askeri karakolun ortası olan bi yerde vuku bulmuş (bu ikincisi), ve en önemlisi delil toplamayla yükümlü savcı olay yerine gitmemiş (bu en güçlü nokta).. taraf gazetesinin haberi sonrası ancak üç gün geçtikten sonra soruşturma başlatılmış.

    şimdi yarın öbürgün bu havan mermisinin atılmasının sorumlusu pkk çıkabilir mi.. çıkabilir ama işte şu saydığım sebepler yüzünden bu düşük bi ihtimal. en azından bizim nezdimizde düşük ihtimal. eleştiri getirenleri tsk düşmanı ilan etmekle, taraf yazdıysa kesin yalandır demekle bi şey başarılmıyor. sadece aksi kanaat güçlendiriliyor o kadar.

    kaldı ki bu havan mermisi ordununsa bile temelde bi kazadan öte bi şey değil. yani bu çocuğa gıcıklıklarından üstüne havan mermisi atmış değil kimse (faili pkk'ysa bile).. bi sonraki aşama bu olacak diye tahmin ediyorum. yani yarın öbürgün bu merminin orduya ait olduğu kanıtlanırsa (delil toplanmadan nasıl kanıtlanacak ayrı) söylenecek laf bu minvalde bi şey olacak "canım kasti mi öldürdüler sanki çocuğu, kaza olmuş" diyeceklerdir. bunun temel çalışması başlamış bile sözlükçülerde zaten, canım onların da bin tane çocukları var, zaten umursamıyorlar çocuklarının ölmesini denerek.

    bunun bi ırkçılık olduğunun farkında değiller ama ona şaşırmıyoruz zaten. alıştık artık.. kürtlerin annelik içgüdülerinin zayıf olması diye başlık açasım var. nasılsa hepsinin adını bile bilmediği kadar çocukları var, biri ölünce üzülmüyorlar demek için belki orayı kullanırlar artık.
hesabın var mı? giriş yap