• öğrenciler o yılın ders programlarında yeni bir ders olduğunu fark ederler.
    dersin adı mantık'tır ve derse yaşlıca bir profesör girecektir.
    nihayet ilk mantık dersi başlar.

    çocuklardan biri söz hakkı isteyerek:
    - sayın profesör, mantık bize ne öğretir? lütfen her şeyden önce bunu anlatır mısınız ? ricasında bulunur.

    profesör kendisine merak ve şüpheyle bakan talebelerine:

    - mantık dersinin insanların düşüncesine yaptığı etkiyi açıklamak biraz güçtür.
    onun için bunu sizlere bir örnekle açıklamak istiyorum, der.

    - farz edin ki, maden ocağından iki insan çıkıyor. birisinin üzeri tertemiz, diğerininki ise kömür karası içinde.
    bunlardan hangisinin yıkanması lâzımdır?

    öğrenciler, hiç tereddüt etmeden:
    -elbette, kirlisi! diye cevap verirler.

    profesör, tebessüm ederek:
    - işte evlatlarım, der...
    - mantık bu soruya cevap vermeden önce şunu sorar:
    - nasıl olur da, bir maden ocağından çıkan iki kişiden birinin üzeri tertemiz iken diğerininki kirli olabiliyor?
  • koca gezegenler boş kalmasın diye mi gönderildik
    ihraç fazlası kaderlere taşeronluk mu bizimki ?
    ruh adında bir cüppe giydirmişler, deli gömleği
    ben mi yazıyorum bunları, onun mu eseri ?
    akıl da kendini ruhun altında ezdirecek kadar akılsız değildir hani...
  • doğru düşünme sanatı.
  • aşkın dudak payıdır.

    yanmayın..
  • hepimiz için dilediğimdir. bunlara forumda yazı yazanlardan tutun, öğretim görevlilerine, ekşi sözlükteki bazı süser arkadaşlarımdan tutun en yakın arkadaşım , akrabam, sevdiklerim hatta zaman zaman ben de dahilim. şahit olduğum ve sözlük içerisinde de en çok yapılan mantık hatası şudur:

    x kişisi katil. x kişisi şucu.
    y kişisi şucu. y kişisi katildir.

    hayda dediğinizi duyar gibiyim ama maalesef böyle. şimdi bunu daha somut örneklerle anlatmak gerekirse ;

    peşin edit: sonuna kadar okuyup ne anlatmaya çalıştığımı anlamanızı diliyorum a dostlar. siyasi, ideolojik konularda örnekler verdim ama hayatın her yerinde bu örnekler var. ayrıca örnekleri seçerken her kesimden örnek vermeye gayret ettim, zira siyasi bir söylem değil bu. mantık hatalarıyla ilgili örnekleri dile getirmektir tek amaç. şimdi buyrun:

    "cemil bayık, dursun karataş vesaire isimler vaktinde sol hareket içinde yer almıştır. bunlar daha sonra pkk, dhkp c gibi örgütleri kurup birsürü insanı öldürmüşlerdir. işte bu hareketin içinden çıkan x yanlış trene binmiştir. potansiyel teröristtir, pkk lıdır şudur budur. kahrolsun sol'dur." p ---> q larla da anlatabiliriz ama bence gerek dahi yok. bu nasıl bir mantıktır, pes yani. önce genelle sonra o genelden özele doğru götünden çıkarım yap. örneklere devam edelim.

    "murat karayalçın, dehapla görüşmüştür. dehap pkk ya yakın bir partidir. öyleyse murat karayalçın pkk sempatizanıdır". hatta daha ileri götürenleri bile var herkesin bildiği gibi. evet burada da aynı mantığın (ya da mantıksızlığın) müthiş çıkarımını görüyoruz. hemen hoplamayalım diğer siyasi görüşler için de örnkeler mevcut.

    abdullah çatlı, mehmet ali ağca gibi isimler katildir, şudur budur. bunlar vaktinde ülkücü hareketin içinde yer almıştır. işte bu noktada müthiş bir bağlantı kurularak kafalarda, ülkücüler katildir sonucuna ulaşılır. buna ulaşılsa gene iyi, ülkücülüğe ve ülkücülere bu yolla toptan hakaret edilir.

    "bir kısım müslüman olduğunu iddia eden kişi madımakta oteli yakmış, maraşta katliamlar yapmıştır. öyleyse müslümanlar hep yobaz ve canidir. öyleyse islamın tek kozu cehennem değil şudur, budur, x tir, y dir."

    "şehribanı kesenler satanistti. satanistler death metal, black metal vs. dinler. hayrullah metal dinliyomuş. hayrullah katildir, kedi keser. zaten yanlış yola girmiş, adam olsa metalci olmazdı bıdı bıdı bıdı, vır vır vır...". işte burada da başka çarpıcı bir mantıksal çıkarım örneği görüyoruz. elinde iki tane önerme olan arkadaşlar inanılmaz bir şekilde müthiş bir sonuca ulaşıyorlar.

    görüldüğü üzere bu mantık hepimize lazımdır. elinde p ve q olanlar birden s, p ise s, q ise t lere falan ulaşmaktadırlar. hayır mantık dersi de aldım, modus tollens leri falan da bilirim ama bu aşmış mantık anlayışlarında hangi metodlar mevcut bir türlü anlayamadım arkadaş.
  • kişide, algının yaşanmışlıkla zihinde harmanlanıp, düşünceye önerdiği yol-yordam.
  • dağı tanıyan, nasıl tanımaz uçurumu?
    mademki yükseliş var, iniş olmaz olur mu?

    -necip fazıl kısakürek (1972)-
  • bazı insanlarda çok fazlası vardır.

    çok zengin bir adamı kıskandım dün, yok yok zengin diye değil zeki diye. hem zengin hem zeki adam. mantıkla ilgili bir örnek verdi daha doğrusu mantıklı olmakla. bunun oğlu bilmem kaç bin kişinin girdiği sınavda 63. olmuş. çocuk reşit değil sanırım bu arada. hediye olarak iphone 5 istemiş. adam çocuğa şunu demiş; peki iphone'u şimdi alırsam birinci olduğunda ne alıcam? valla bana göre tarihi ayardır. ben böyle bir ayar versem birine daha bırakırım konuşmayı.
  • felsefenin, düşünceler arasındaki bağı, düzeni ve ilişkileri yöneten yasa ve ilkeleri araştırıp, ortaya çıkartmaya çalışan alanına mantık denir. ilk kez aristoteles tarafından ortaya konan mantık, ortaçağda bir kaç bakımdan ilerlemiş, 19 ve 20. yy.larda büyük gelişme göstermiştir. mantığın başlangıçtaki çalışmaları doğru ve yanlış çıkarımlar yapma ilkeleri konusunda olmuştur ve mantıksal olarak geçerli bir yargının verilen önermelerle nasıl şekillendiği incelenmiştir. yirminci yüzyılda mantık çalışması pek çok özel alanın gelişmesiyle ilerleme göstermiştir. d’alambert mantığı akıl yürütme sanatı olarak tanımlarken, insan zihninin bilinmeyenlere sürekli bilinen bir kesinlik kazandırma çabasında olduğunu bu işleyişe de akıl yürütme ya da mantık dendiğini ifade etmiştir.
    mantık “akıl nedir?”, “aklın kuralları var mıdır?”, “doğru düşünme nedir ve kuralları nelerdir?”, “bunlar doğuştan mı yoksa sonradan mıdır?” gibi sorulara yanır arar. mantık hem zihinsel bir düşünme etkinliğidir hem de bu etkinlik sonucunda ortaya çıkan düşünceleri kapsamaktadır. her filozof mantıklı ilgili ilkelere farklı yaklaşmıştır. aristoteles ve rasyonalistlerin mantık anlayışına klasik mantık ya da aristoteles mantığı da denmektedir. bu mantık anlayışına göre bir önerme ya doğrudur ya da yanlıştır, bir önermenin hem doğru hem yanlış olması ya da üçüncü bir seçenek olması imkansızdır. doğuştan sahip olunan bu ilkelerle akıl yürütme yapıldığında mutlak, doğru bilgiye ulaşmak mümkündür. marksizm’e göre doğanın ve mantığın aynı olan ilkeleri beynin doğal yapısında vardır ancak toplumsal bilinçlenme sürecinde değişir ve olgunlaşır. eğer bu süreçte bilinçlenme doğru gerçekleşmezse kişi doğru düşünmeyi yani diyalektik (aklın, çelişkiye, değişmeye ve olguların birbirine bağlı olmasına dayandığını ve tez antitez sentez biçiminde işlediğini savunan mantık) akıl yürütmeyi öğrenemez ve içinde bulunduğu ortama göre düşünür. diyalektik akıl yürütmeyle elde edilen bilgi mutlak bilgi değildir. doğru bilgi içinde en az yanlış olan önermedir ve zamanla bu yanlışlar yerlerini doğrulara bırakır. pragmatistler aklın kurallarının doğuştan değil, sonradan yaşantılar yoluyla kazanıldığını savunurlar. realistler de bilgilerin doğuştan değil sonradan edinildiğini savunurlar ancak onlara göre bilgiler ve aklın kuralları deney, gözlem ve araştırmayla oluşur. reinchenbach iki değerli mantığın yerine doğru, yanlış ve belirsiz değerlerden oluşan üç değerli mantığı ileri sürmüştür. bu mantığa, klasik mantığın açıklamaya yetmediği örneğin fizikteki bazı durumları açıklamak için ihtiyaç duyulmuştur. 1960’lardan sonra geliştirilen ve fuzzi mantığı olarak bilinen mantık 1 ve 0 olarak işleyen sembolik mantıktan farklılıklar gösterir. bilgisayar, elektronik, uzay bilimleri ve nükleer tesislerde kullanılan bu mantık bir bilginin mutlak doğru olamayacağı sayıltısından hareket eder ve 0 ile 1 arasında tanımlanmış bir durumdaki olasılığa dayanır.
  • bir insanı unutmak istemekle, çok özlemek arasında ki ince çizgidir.
    mantık, bizi o'nu unutmaktan da, çok özlemekten de korumakla görevlidir. çünkü ne zamanki mantığımızı kaybederiz, o zaman düşeriz o boklu çukurlardan birine.

    eğer ki çok özlersek, kalp helak olur. kırılır onyüzbinmilyon kere, her özlediğinde farklı yerinden, paramparça olur.

    yok eğer unutursak aniden, o zaman ömür helak olur. aynı hataları yapar insan, onyüzbinmilyon kere, her seferinde aynı yerde, yalama olur.

    mantık bizi çok özlemekten de korur, unutmaktan da. çünkü hiç bir yürek katlanamaz özlemin acisina ve hiç bir hayat yaşanamaz unutmanın lanetiyle.
hesabın var mı? giriş yap