• instagramda 10 kasımda paylastığı bir söz var. etleri keserek ufak da olsa bir sanat yapmış ve atatürk portresi oluşturmuş. altına da şöyle bir şey yazmış:

    vatanını en çok seven işini en iyi yapandır.

    işte bu yüzden bu adamın yükselmesini istiyorum. umarım yükselir ve dünya markası olur.
  • çok takdir ediyorum bu adamı.

    kro diyenler olmuş. aptal aptal pozlar veriyor diyenler olmuş. giydiğine, söylediğine laf edenler olmuş.

    bu adamı sanıyorum canlı yayında cebindeki parayı sayan milyarderlerle karıştırıyorsunuz siz. önce bunun ayrımına bir gelelim.

    bu adam doğudan 0 olanakla gelmiş. yanlış hatırlamıyorsam ilkokul mezunu bir adam. günaydın'da çalışıyorken işine saygısı, işini güzel yapıp insanlarla iletişimini kuvvetli hale getirmesi, kaçak maçak bir şekilde arjantin'e gidip işinin merakı doğrultusunda "dünyada neler oluyor"u merak ediyor oluşu ve işinde kendini sürekli güncellemiş olması yeterince takdire şayan değil mi? adam yaptığı işin en derinine kadar gidiyor, memleketinde öğreniyor her şeyi. cüzzi miktarlara çalışıp her haltı öğrendikten sonra ülkesine dönüyor.

    bakın bu adamın instagram sayfası da aynı zamanda nusret'in ne denli nev-i şahsına münhasır olduğunu gösteriyor. birincisi herif bu kadar yokluktan gelip birden böylesine zengin olmasına rağmen fotoğrafını ya da videosunu paylaştığı neredeyse tek yer ya ahır, ya da restaurantı. bu da adamın işine ne denli bağlı olduğunu, işini ne kadar severek yaptığını gösteriyor.

    ikincisi, bu adam parayı birden bulan diğer kekolar gibi ferrari'lerle porsche'larla poz verip "bugün de şurada partiledik kahrolsun yea" tadında paylaşımlar da yapmıyor.

    adam işini çok iyi yaptığı için tüm ünlüleri sayfasında paylaşarak çok geniş kitlelere ulaşıyor. "dedi" gibi kendine has tek cümlelerle imzasını atıyorken bir de buna dünyaca ünlü bir hashtag olacak "nusret tipi tuzlama" merasimini de ekliyor ve #saltbae ortaya çıkıyor.

    ya bu etiketin geçen hafta ilk defa amerika'dan çok prestijli bir okuldan mezun olan arkadaşımın paylaştığını gördüğümde gözlerime inanamamıştım. 9gag'de, youtube'da en ünlü kanallarda falan adam ortalığı birbirine kattı ve takipçi sayısı 1m'den 1.5m'e çıktı.

    bu ne demek biliyor musunuz? türkiye, dubai ve katar'dan sonra ortadoğu'da eksik kalan yerler ve ardından avrupa ve amerika'yı da etkisi altına alan lüks steak house imparatorluğuna adım adım ilerlemek, türkiye'nin reklamını daha etkili ve daha çok yapabiliyor olmak demek. soft power dediğimiz gücü belki de normal şartlarda hiç ulaştıramayacağımız noktalarda hissettirebilmek demek. ve bu adam ülkesiyle gurur duyup geleneksel motifleri işine/sosyal medya hesaplarına taşıyan bir insan (fes giyip bıyık bırakan personeller, 10 kasım'da atatürk'e kendi tarzıyla gül bırakmalar vs).

    e bir de arkasında d-ream'in ve finans ve yönetimsel desteğini düşünecek olursak, yapacağımız şey , oturduğumuz yerden bok atmak yerine takdir etmekten başka hiçbir şey olmuyor.

    hangi ünlü, şu adamın tek başına yaptığı kadar türkiye'ye artı sağlamış bir onu düşünün önce.

    sahte psikologlara prim vereceğinize azıcık şu adamı öveydiniz keşke.
  • kendisi isini şova dokmus, abartili ve kaba hareketlere sahip bir et ustasidir. isini iyi yapmasi onu kisilikli, iyi bir patron yapmaz. ibrahim tatlises de essiz bir sese ve yoruma sahiptir; ama bu da onun kaba saba bir adam oldugu gercegini degistirmez. benim icin ibo neyse nusret gokce de odur.

    ek: ulkeyi temsil ettigini ve kiskandigimi soyleyenler olmus; fakat ben ulkeyi temsil eden bir sey goremedim kendisinden. sosyal medyasinda turk bayragindan cok arap ulkelerinin bayraklarini paylasmis. hatta bana gore ulkeyi kotu temsil etmektedir. biraz ingilizcesi olan girip calisanlarinin, orada calisirken nasil kotu, baskici muameleye maruz kaldiklarini okuyabilir. hadi diyelim soylenenler yalan, kanitsiz iftiralar peki calisanlarinin bahsislerini calmasina ve dava acilmasina ne diyorsunuz? bu mudur ulke temsili!

    kiskanmaya gelince, dunyada kiskanilacak yiginla ornek insan varken, gidip baba filminin figurunu agzinda puroyla kopyalayip arkasindan halay ceken adami kiskanmam sacma olur! illa tebrik edilecekse nusretin arkasindaki finansal gucler ve pr ekibi tebrik edilebilir. keza turkiyede en az nusretin et bilgisine sahip, basarili ve egitimli, en az iki dil bilen sefler bulunmaktadir.

    sozun ozu nusret tutmus bir projedir. kendi gereksiz yuksek egoya sahip kotu bir isletmeci ve restorant zincirlerine ortakligi bulunan unlu bir kasaptir.
  • bu başlıkta yazan birçok yazara göre, maddi olarak daha aşağı konumda olan biri zengine göre acınası konumdadır. bunlara gore fakir olmak aşağılık bir durumdur, metrobüse binen, toplu taşıma kullanan, ay sonunu getirmekte zorlanan insanlar ne denli kültürlü ve medeni bireyler olurlarsa olsunlar üstün insan olan zenginleri elestiremezler. çünkü hayatta utanilması gereken tek şey fakir olmak, gurur duyulasi tek şey de zenginliktir. bu kafaya göre bir insan hitler, escobar vb tiynette de olsa o konuma gelmiş ise başarılıdır. escobarı insanları zehirleyen biri olduğu için eleştirseniz, escobarın da çok umrunda adam bentley e biniyor, siz sabah karanlıkta otobüse yazacaklar.
    nusret bile gelip buradaki yazarlar gibi kendini savunmaz. unlu birine bu denli hayranlık eziklik psikolojisinden başka bir şey değil.
  • kendisi hakkında daha önce de benzer şeyler yazmıştım. maalesef kendi imajının esiri olmuş kişidir. nusr-et markası kendisinin popülaritesinden ibarettir, nusret popüler değilse, unutulursa, gündemden düşerse o restoranlar da kimsenin umrunda olmaz. nusret de bunun farkında olduğu için de sürekli farklı şeyler yapma derdinde, zira sosyal medya çekirdek çitler gibi fenomen tüketiyor. bu döngünün içine girdin mi sürekli vites yükseltmek zorundasın; dün ete tuz döken adam, önce et tokatlamaya, sonra kappiçiiinooo falan diye bağırmaya başladı, bugün yemeyip içmeyip dünya kupası maçı sonrası sahada fotoğraf çekinmek için futbolcu çekiştiriyor, bakalım yarın ne yapacak.

    kendisinin hayatına öykünenleri de anlıyorum; para, popülerlik falan güzel gözüküyor dışardan. ama bence kendisi sürekli koşmak zorunda olan bir at gibi. durup dinlenme, inzivaya çekilip birkaç ay ortadan kaybolma şansı yok; çatlayana kadar koşacak işte... belki "dünyalığını yapmıştır, ne olacak ki popülaritesini kaybetse, şubeler kapansa" diye düşünülebilir ama o öyle olmuyor işte. her gün görüyoruz bir zamanlar çok ünlü olup da şimdilerde unutulan insanların tekrar ilgi çekebilmek için yaptıkları saçmalıkları. konu bir noktadan sonra parasız kalmak değil, sıradan bir insan olmayı becerememek, kendini tanrı gibi görüp hükmedecek kul bulamamak. bir nevi bağımlılık işte.

    allah yardımcısı olsun.
  • adam şampiyonlar ligi finalinde kupa töreninde sahaya giriyor. tahminen yakın arkadaşı benzema’nın daveti ile. liverpool oyuncuları sahayı terk ederken adama selam verip geçiyor. vip sayılabilecek bir tribünde olan bir türk “nusret abeyy” diye bağırıyor falan. çok enteresan bir toplumuz lan.
  • kendisi için erzurumlu deniyor ama bence meksikalı uyuşturucu kartellerine benziyor. bir de etlere tokat atması, bıçakla ani hareketleri, kadınlarla verdiği pozlar falan epey düşündürücü, kendisinden esinlenilerek bdsm temalı gore filmler çekilebilir. ha ben çekmem ben kendisinden korkuyorum, görsem yolumu değiştiririm heralde. nusret bey eğer bu entry'i okur bana gıcık olur bulup öldürmeye niyetlenirseniz lütfen hızlı bir şekilde öldürün çünkü etleri doğrama şeklinize bakacak olursak epey acı çektirmeyi sever gibi bir haliniz var, saygılarımla
  • dolardan hızlı yükseliyor pezevenk.
    edit: dolar nusretten hızlı yükseliyor artık.
  • zengin olabilirsiniz ama itibar sahibi olmazsınız. bu adam öyle ya da böyle itibar sahibi. en önemli zamanında kimseyi takmayacak en üst düzey futbolcular adamla içtenlik ile eğlenerek vakit geçiriyor.
  • son dönemde milyonlarca lira para harcayarak yapamayacağı reklamı yapmıştır. şöyle ki:

    nusret ilk global seviyede meşhur olduğunda da olayı tuz döküp et tokatlamaktı, yani hiç bir zaman olmadığı bir insan gibi gözükmeye, salon beyefendisi gibi takılmaya veya kültürel bir konuda fikir belirtmeye çalışmadı ve insanlar yarı gülerek, yarı dalga geçerek sahip olduğu şöhreti verdiler adama. şu andaki durum da ilk şöhret olduğu döneme benzer tuhaflıkta olaylar silsilesiyle çokça konuşulmasını ve bedavadan reklam yapmasını sağlıyor. story’lere bakarsanız restoranlarının önündeki kuyruğu görüp daha net anlarsınız durumu.

    ayrıca uyuz olduğum birkaç konu daha var:

    -nusret rezil olunca ben niye rezil olmuş oluyorum türk olarak birader, herkes kendisinden sorumludur, bırakın şu bir kişiyi ülkeye mal etme kafasını. kanye west saçmalayınca tüm amerikalılar mı saçmalamış oluyor misal.

    -ülke olarak amma meraklıyız düşene bir tane de biz vurmaya çalışmaya. ‘rezil oldu’, ‘oh beter olsun’ falan. türkiye’nin ziraat kupası muadili bir kupa tamamen sarkastik ‘saltbae bizim finale giremez’ tweet’i atıyor, bizim millet sazan gibi ‘aman nusret finalden kovuldu’ vs. ulan zaten nusret şampiyonlar ligi finali, dünya kupası finali falan takılıyor, ne işi var o dandik kupanın finalinde.
hesabın var mı? giriş yap