• başarısız bir çapkınlık hikayesi ve öküz;

    kız oğlandan aleni hoşlanıyor, net yazıyor. bu ilgi de herkesçe malum. oğlan da kızdan hoşlanıyor sayılır ama kızın kendisine meyletmesine ihtimal vermiyor. bi gün telefon numarası etrafında ilginç bir diyalog geçiyor aralarında. kız, oğlanın kendisine gösterilen ilgiyi farketmemesinden yılmış olsa gerek ki telefon numarasını almaya çalışıyor oğlanın. ve tabii ki kendini ortaya atmadan. oynatalım uğurum;

    -ne haber cemil?
    +iyi be matmazel! senden ne haber?
    -iyiii:) ya cemiil, ben tüm numaralarımı kaybettim:(
    +ne numaraları?
    -telefon numaraları:(
    +hee. olur öyle arada. hayırlısı ya.
    -hıhı.
    +..
    -..?
    +.. n'oldu?
    -kaybettim diyorum telefon numaralarımı.
    +ee, nabim?
    -(of allah'ım) ee, bana bi çağrı at da numaranı kaydedeyim.:)
    +iyi de benim numaram sende zaten yoktu ki.
    -üff cemil tamam, istemiyorum numaranı falan.:@
    +haa, sen öyle diyorsun. eheh, desene la telefon numaranı alıcam utanıyorum diye. kaç yaşında kızsın, 40 takla attın anasını satayım.
    -(öküz) çok değişik bi adamsın sen, çok doğalsın.
  • sanılmasın ki öküz sadece erkek. al, bu sefer de kız öküz;

    oğlanla kız internetten konuşuyor. uzun zamandır da birlikteler. oğlanın içinden geliyor, bi kaç iltifat ediyor, mevzu karışıyor;

    -çok hoş bir kızsın sen. çok tatlısın. çok güzelsin. çok naifsin. çok samimisin. herşeyden öte, çok düzgün bir insansın. bense sadece şanslıyım. çok şanslıyım.
    +ne oldu?
    -insan bazen sahip oldukları için şükretmeli, çevresine de hatırlatmalı bu memnuniyetini.
    +selçuk sen misin?
    -benim güzelim?
    +benim vücudumda kaç ben var ve neredeler?
    -ne?
    +sen değilsin lan bu, ben kaç senelik malımı bilmez miyim? hoşmuş da naifmiş de. naif ne la? gizlilik sorusu bu, soruma cevap ver aksi halde hesabını süresiz dondurucam.
    -iltifat edende kabahat zaten. nerden bileyim nerende kaç benin var amına koyim. benim bildiğim tek benin bir uzakdoğu ülkesi.
    +senmişsin ya lan.
    -dedim ya olm.
    +valla bi an sen değilsin sandım lan. rahatladım şimdi.
  • öküz ve temel içgüdü;

    -merve merhaba, nasılsın?
    +? iyiyim selçuk, sen nasılsın?
    -ya nasıl olayım ya, iş güç koşturmaca. ya ne diyeceğim, en son hangi kitabı okudun?
    +ne?
    -en son ya, hangi kitabı okudun?
    +uçurtma avcısı?
    -ooov çok severim. orhan kemal'in değil mi o?
    +saçmalama.
    -nasıl saçmalama, orhan kemal'in işte.
    +ciddi misin?
    -off, bu muallağın içinden çıkamayacağız sanırım. bak şöyle yapalım, akşam sen bana gel. tartışalım bu meseleyi etraflıca.
    +ne saçmalıyorsun ya sen?
    -mervecim edebiyat konuşalım diyorum. sanat konuşalım diyorum. kedim var. gitar çalarım sana, şarkı söyleriz. ha bi de bordö şarabım var 40 yıllık onu bile açarız. hı?
    +gerizekalı! insan 7 senelik sevgilisini böyle mi davet eder evine?
    -ne gerizekalı, ne? erkeğim olm ben, avcıyım. kaç senedir birlikteyiz, iyice hazıra alıştım. içgüdülerim mi körelsin istiyorsun anlamıyorum ki. zaten geçen gün barda birbirimizi tanımıyor gibi yapalım da tavlayayım seni dedim, onu da yapmadın. ne var 'ya geleyim madem', 'off normalde hiç gitmem ama gideyim bari' desen. ne olur yani. azıcık halden anla ya.
    +aşkım iyice çocuklaştın sen. ne alaka halle, içgüdüyle?
    -curasik park'ta ti-rekse koyun verdiklerinde ti-reks çatal bıçak mı istiyor? pişmemiş bu mu diyor? saklanıyor adam, avlanıyor. o avlanıyor içgüdü, biz avlanıyoruz çocukluk. aynı ben işte.
    +sen hakikaten öküzsün.
    -haydaa, içgüdü diyelim, genetik kod diyelim öküz desin. kız arkadaşımıza sarkmayalım da elin karısına kızına mı sarkalım anlamıyorum ki!
    +başkasına yeşer de bak ne yapıyorum ben seni. yalnız dersini iyi çalışmışsın. curasik park nerden geldi olum aklına?
    -ya içgüdüyü yemeyeceğini biliyordum. ordan bi yürüyeyim dedim.
    +senin halini iyi görmüyorum selçuk.
    -o zaman yaz adresi. akşam gelirsin, benim halim nice olacak, onu konuşuruz.
    +eheh, söyle bakalım hiç tanımadığım yabancı erkek.
    -(iç ses: çok çapkısın olm, çok çapkınsın)
  • öküz ve çeyiz;

    -aşkım bak ayakkabı aldım.
    +kaç para verdin ona?
    -normalde 300 liraydı da ben 140'a aldım.
    +olum bu sikindirik ayakkabıyı alacağına 2 tane tencere alsaydın ne vardı.
    - ne alaka aşkım?
    +olum yarın öbür gün evlensek kağıt tabakta yemek yiyeceğiz lan. tek tenceren, bi tane tabağın yok. ne biçim gelinlik kızsın sen?
    -ne alaka?
    +dikkat ediyorum çeyiz namına bi çöpün yok, o alaka.
    -olum sen nasıl bir öküzsün lan?
    +senin iyiliğin için dedimdi lan hatun. sonra evleniriz, kız da tek çöp getirmedi derler.

    aradan zaman geçer, kız cidden tencere bakar;

    -aşkım şu linke baksana.
    +ne bu hacı?
    -tencere. dedin ya al diye. senin de fikrini alayım dedim.
    +oha lan 700 lira tencere.
    -ne var tatlım? tencere bak dedin baktım.
    +emaye kaplı tencere bak dedim lan, altın kaplı bak demedim.
    -bernardo bu. en iyisi. altın kaplı da değil.
    +mahalle züccaciyelerinde ördekçioğlu olur. pilav tenceresi taş çatlasa 50 lira. o da epey iyi bence.
    -ne diyorsun olum?
    +çok pahalı lan. bunun taksidine de girilmez. adamın ömrü yetmez ödemeye lan.
    -sanki servet, sen de amma abarttın.
    +hee abarttım. böbreğimi mi satayım ne yapayım bilmiyorum. kazara 4 tane tencere alsak yarraa yedik amına koyim.
  • bir kadın size bunu söylemişse seviyor demektir. belki de aşıktır. ya da hoşlanıyordur. belki de hiçbiri, öküzsünüzdür gerçekten. olamaz mı olabilir.
  • okuz ve yeni sac modeli.

    duz sacli kizimiz saclarina perma yaptirir, olaylar gelisir;

    -askim bak saclarimi yaptirdiiim.
    +anaa, super olmus la hatun. kolibali gibi olmussun ayni.
    -kim o askim? manken filan mi?
    +yok be askim. antep'in forveti vardi. ayni seninki gibiydi saclari.
    -..
    +iyi de topcuydu. neden almadi ki buyuklerden biri?
    -..
    +ne yapiyor acaba simdi.hey gidi kolibali hey. dur bi google'dan bakayim.
    -okuzsun, okuz!
    +hayda, ne dedim ben simdi?
  • ozel bir trene bakış stili vardır
  • benim bu. istemsiz bi'şey, tabiatımdan kaynaklı. öyle çok duygularını gösterebilen falan biri olmadım ben. babama, kardeşime bile sarılmaktan hazetmem. annemin kucağına yatmışlığım beşi geçmez kendimi bildiğimden bugüne. gerçi yaşlandıkça bu sayı artıyor, uzakta da çalıştığımdan kadının istekleri daha kıymetli geliyor, o'nu hoş etmek diyelim artık. insanın sevgisini, nefretini göstermesi için de abartı reveranslara ihtiyacı yoktur bence. bazen bir bakış anlatır alev alev aşkı, bazen bir ters cevap gösterir buram buram nefreti...

    kişisel görüşlerin sosyal etkileşimde tezahürü teorideki gibi iyi olmuyor gerçi. sorumluluklar aileye karşı olunca bi'şekilde gemimi yürütüyorum, sonuçta ilk evlat, evin en büyük oğluyum. nazım geçiyor. gel gör ki elin kızına-elin kızı demem de lafın gelişi elbette- "ya ben böyleyim gülüm, ayranı tuzlu severim" diyemiyorsun. kız tabii ki bekliyor ki romantik olasın, ona küçük süprizler hazırlayasın -şu lafa da ayrı hastayım-, işte çicek alasın, şiir okuyasın... her biriyle ilgili görüşlerim var aslında ama çiçek almak bence çok saçma bi'şi. "ölü çiçeği götürücem de ne olacak, lahmacuncu açılışına mı gidiyoruz sanki?" dedim bir kere ve canlı çiçek aldım kız arkadaşıma. anthirium. bakması en kolay çiçeklerden biri. suyunu ver, gerisini o hallediyor. çiçeği verirken de "bu çiçek aramızdaki aşkın şeysi olsun, yaşadıkça aşkımız da şey olsun" minvalinde konuştum bir iki bi'şiler. hani ferdi tayfur filmi vardı, necla nazır'la isimlerini kazıyorlardı bir ağacın üstüne, "bu ağaç yaşadığı müddetçe aşkımız da yaşayacak" falanlı. işte oradaki ambiansı yakalayalım dedim, arabesk sevdalar hesabı. palmiye gibi verdiğim çiçek 40 günde, tekrar ediyorum 40 günde kaktüse döndü bizim hatunun elinde. ali şen'in ağacı kestirmesi gibi kuruttu bizim kız çiçeği. o kadar büyük laf edince "yea sağlık olsun, olur öyle" demek de pek samimi olmuyor. eheh. işte bu yüzden sevgiyi göstermenin daha başka yolları da olmalıya inanırım. çiçek öldü diye, aşk da mı bitti? yoo.

    sonra ilan-ı aşk etmek her görüşmede ne denli samimi onu da hiç bir zaman anlamadım. siparişle, alışkanlıkla oluyormuş gibi gelmemeli insana bu, içten gelmeli. "saat 4 arayıp seni seviyorum diyecek, hmm" dememeli dünyalar güzeli. sevgili hiç beklememeli ki bunu gözlerimdeki samimiyeti ve açık yürekliliği görsün. işte o zaman dolu oluyor seni seviyorum'un içi, ruhunu sarıyor işitenin.

    bu kadar izahatı "ben öküz değilim, farklı düşünüyorum" demek için de yapmadım. bu kadar kişisel doğruya rağmen bir noktada öyle şeyler oluyor ki öküz nişanesi bile yetersiz kalıyor, onu anladım. küçük nüanslarda saklıymış bu üstelik, onu farkettim. kız arkadaşımla bi'şi konuştuk geçen, bence artık öküzlüğüm tescillidir;

    -bana öyle bi'şi söyle ki beni sevdiğini unutmayayım.
    +seni sevdiğimi unutma.
    -oha ömer, öküzsün.
    +kızım insan olan laftan anlar, düstur istedin al sana düstur.
    -...
    +öküzüm di mi ben? eheh. valla öküzüm.

    kız haklı beyler.
  • kız oğlana italya'daki bir otelin terasından çekilmiş bir resim gönderir;

    -ne bu?
    +italya'da bir otelin terası. roma manzarası ne güzel değil mi?
    -valla çok güzel. buraya semaveri çıkarıcan, mangalı kurucan, ooooh, keyfe gel.
    +ee, ben battaniyemiz olur, sarılırız filan diye dedimdi ama?
    -tabii tabii battaniye de olsun, çay içini ısıtır. iyice de sarınalım battaniyeyle. roma'nın ayazı fena olur çünkü. adamın kıçını dondurur, motorunu bozar.
    +..
    -n'oldu hacı?
    +öküz.
    -ya ben ne dedim şimdi?

    oğlan sonra arkadaşlarıyla;

    -abi ben bu kadınları anlamıyorum. ne demişim abi, roma'nın ayazı fena olur demişim. kötü bi şey mi demişim? hasta olmasın, sıkı giyinsin diye demişim. sonra vay efendim selçuk öküz, yok efendim selçuk kaba.
    +haklısın kardeşim. kadınlar anlamıyor nezaketten.
  • sevgılısının yanında arkadashlarıyla "yok abı hayatın amına koyucak bı kız yok" dıye dertlesen erkeklere verılen genel addır.
    gene aynı tip erkekler:
    ilişkinin ilk haftasında “benim gozlerım senınkınden daha guzel”,
    eskı sevgılısının yanında “senınle evlenicek adama cok acıyorum”,
    telefonda “ne hediye alıyım sana simdi ben burdan”,
    uzun surelı bır ılıskı yasadıkları hatun kişiye “annemlere soyleyemem iliskiyi basımı agrıtırlar sonra” “bilmiyorum ki emin diilim ki güven vermedin ki bana” "her koyun kendi bacagından asılır",
    ayrıldıkları nisanlılarına "sen uckuyularda ev tut balayı yapalım orda ıkı ay" gibi abuk subuk seyler diyebilirler.

    şaşırmamak gerekir.
hesabın var mı? giriş yap