• geceden sonra

    dolunay suskunca iniyor
    kimse bir şey söylemiyor
    ışıltılı olacakken gün
    karanlıkta akıp geçiyor.

    * * *
  • kasım 2000 basımlı oruç aruoba eseridir...

    olmayacak
    olan
    olacak

    orada mısın?
    densiz gülüşlerden uzak-
    kuruyor musun
    beni?

    ben ki
    yılların çakıllarıyla tıkanmış
    kuyu gibiyim:
    suyu yeşillenmiş,
    artık,yalnız,
    kurbağa besleyen.

    ben ki
    yılların yağmurlarıyla çürümüş
    tahta gibiyim:
    dokusu grileşmiş,
    artık, yalnız,
    ateşe atılabilen.

    beni
    kuruyor musun-
    arsız gürültülerden uzak
    orada?

    -------------

    buradasın:
    ulaştım sana.

    burada:
    yumuşak yumuşak
    renklerle çizgilerle
    geciktirsen de gelişimi
    bir çığ gibiyim artık
    doruklarında toplanan.

    buradasın-
    burada:
    yorgun beynim
    bitkin gövdem
    kımıltılarla
    yaklaşırken sana,
    incecik bileklerin
    koştu bana,
    karşıladı
    bezgin devinimlerimi
    dipdiri gerilimlerle.

    buradasın-
    burada:
    yanımda
  • önerme şeklinde başlık açıp forum yapmak kanıma dokunuyor biraz(gerçi her zaman bu hassasiyet göstermişmiyimdir bilmiyorum). girizgahı kısa keselim; olanın; olması mümkün tek şey olduğuna dair bir fikir hukuk yorumu açısından bizi pozitif hukukçuluğun dar kalıplarına mahkum eder.yani bu noktada yasa maddesi yürürlükteki kuralın yorumu olanı veriyorsa, olması gereken de kuralın başka bir metninin yasalaştırılması gerektiğine dair bir yorumdur. ama olan olması mümkün tek şeydir diye hönkürürseniz hukuk doktrinini hiçe sayar yasanın düzenlemesinden başka bir yoruma yaşam şansını tanımazsınız ve dersiniz ki yasa koyucu neylerse güzel eyler diyip sırtını döner horlamaya başlarsınız. olan olması mümkün tek şey olarak yorumlanamayacak tek şeydir* bir olması gereken vardır hukukta benden içeri sizden ziyade.alakalı başlık
    (bkz: olan olmasi mumkun olan tek seydir)
  • yaşanan, gerçekleşen şeyler için söylenir. tabi eksik telafuz edilmiş ise (bkz: oğlan)
  • mavi tüy kitabında tanrı ya da evrenin ruhu yerine kullanılan kelime.
  • (bkz: #40094471)
  • oruç aruoba kalemindendir.

    "gelecek beni burada bırakan
    serin esinti
    sesimin kısıklığı
    gidecek.
    alacak beni götürecek
    o serinlik
    dinlendirecek..."*
  • ' karanlık çocukluklarımızda
    kahkaha aramaya çıksak mesela mumla
    bir gölge dahi bulamasak bizimle ilgili
    dalga geçsek pişmanlıklarla, sağla, solla
    acıyı neşeye çeviren olguyu icat etsek
    aydınlansak
    değişsek
    yüzümüzdeki mazeretleri bıraksak bir kenara
    aklımızdaki masumiyetlerle sevişsek
    şafak vakti sen yorulsan
    aşkımızı iç eden medeniyetlerle dövüşsek
    güneşi doğursa akşamcı bir makinist
    sen varsan alkole de hacet yok
    ki ben kahvaltı da hazırlarım sana akşam vakti
    olur mu?
    siyasi bir parti kursak seninle avrupa menşeili
    evcilik ve fraksiyonculuk oynasak çocuklarımız büyürken
    sen bir dakikalık sevgi duruşlarımızda kapatmadan gözlerini
    ben biraz ekmek ve peynir de getirsem eve gelirken
    hem bak
    bütün bunlar bir yana
    güzel bir şiir de yazarım ben sana
    sen oluruna olmaz dersen,
    olan olmuş,
    olur mu?'
    delirmek belirmektir
  • içinde aşağıdaki şiiri de barındırır. (bkz: oruç aruoba)

    bak, denizdeyim

    uzat elini
    dokunsun —
    bırak güvercini
    uçsun.

    yanımda venüs
    dopdolu, dingin
    dolduruyorum her yeri —
    tepeleri, derinlikleri, gölgeleri.
    dalgaların ufacık sesleri
    yitip gidiyor karanlığımda.

    sonra
    yavaşça gitti venüs yanımdan
    inerken doruğumdan
    dopdolu dingin
    çekilirken derinlerden:
    şimdi ışığım
    uzayıp gidiyor batı'ya.

    sonra
    yavaşça geldin sen yanıma
    inerken kuytulara
    dipdiri, derin
    süzülürken aşağılara:
    şimdi ışığın
    yayılıp gidiyor doğu'ya.

    yanımda sen
    dipdiri, derin
    düşünüyorum her şeyi —
    geçenleri, gidenleri, gelenleri
    küreklerin ufacık sesleri
    eriyip gidiyor aydınlığında.

    bak
    denizdeyim:
    bırak güvercini
    uçsun —
    uzat elini dokunsun.

    *

    senin güneşlerini görürüm diye
    bu sabah
    güneşi görmeğe çıktım.

    yoktu:
    oysa aydınlanmıştı hava.
    ben
    birkaç arsız karga
    bir de küçücük serçe
    bekledik onu —
    yoktu.

    hiç doğmayacak mı?
    hep bu belirsiz grilik mi kalacak
    burada, renkler gelmeyecek mi
    buraya —
    ben
    birkaç arsız karga
    bir de küçücük serçe
    beklerken onu?

    güneşi görmeğe çıktım
    bu sabah
    senin güneşlerini görürüm diye.

    yoktun:
    oysa ulaşmıştım sana.
    ben
    birkaç tatsız tutku
    bir de küçücük neşe
    özledik seni —
    yoktun.

    hiç olmayacak mısın?
    hep bu belirsiz sessizlik mi kalacak
    içimde, sevinçler gelmeyecek mi
    içime —
    ben
    birkaç tatsız tutku
    bir de küçücük neşe
    özlerken seni?

    bu sabah
    senin güneşlerini görürüm diye
    güneşi görmeğe çıktım:

    yoktu —
    yoktun.

    *

    şimdi
    buradayım:
    uzun zamandır ilk kez
    güneş ayaklarımın dibinde
    rüzgar, dalgaların parıltıları
    birlikte
    söylüyorlar seni içimde.

    şimdi varım işte.

    sen yoksun gene de:
    oradasın.

    bense
    buradayım:
    uzun zamandır ilk kez
    deniz ayaklarımın dibinde
    rüzgar, bulutların pırıltıları
    birlikte
    çağırıyorlar seni içime.

    şimdi varsın işte:
    buradasın.

    ***
  • yanlış olan doğrudur, doğru olan yanlış; uzun erimde.

    "hüzünlü soğumuş geçmişin acımasına gerek yok"a gelebilsen. olan olduğu gibi iyidir, yeterlidir diyemiyorsun. ben de diyemiyorum. olmuş bitmişe otobur gibi geviş getirme uyguluyorum.

    her yaştaki kadın, denge aleyhinde bile olsa ve görünse, her yaştaki erkeği donunda sallar. iki iki dört eder. bunu bilir, bunu derim*. çaresiz, iktidarsız, güçsüz kalan ve olan erkek hemen her zaman toplumun kurulu düzenini de arkasına alıp torpilli şekilde ezer, tecavüz eder, öldürür, vs. bunlar bile asli durumu ele verir.

    olacak olan kitabıma ilişkiler, sevgiaşk üstüne daha kapsamlı damıtmalar da alıcam. tartışsal, açınsal olsun. ben de gizdökümcü olabileyim; ama gizdökümü zor, iddia etmeden..

    kaybedince özlemekten, iyice anladığında dahası pişman olmaktan korkma. tam tersinden asıl, tam tersinden; özlememekten, aşk veya sahiplik sandığının hiç öyle çıkmamasından kork. pişman olmamak için yaptığından, yapmış olduğundan vaz geçme. pişmanlık sana çok yaramıştır belki, yaradığı düşlerinden belli olabilir. hele sevgi aşk pişmanlıkları, o sevgileri alıp nerelere kadar götürüyor. pişman olmamak demek bizim insanımızda işin, yaşamın zor olmaması, kolay tarafı, kolayına kaçmak demek. (insanımızdaki bir aşırı yorumu süper çözüm beklentisi.) buna karşılık zor ve acı taraf derinliğe, sahiciliğe işliyor, ve katlanılabilir olduğunda tadından yenmiyor. "olanı kabul" daha genel ilke, burada bir de "olanı, iyi oldu oldurdu diye sevmek" var.

    "karac’oğlan der ki bakın olana,
    ömrümün yarısı gitti talana,
    sual eylen bizden evvel gelene,
    kim var imiş biz burada yoğ iken*?"

    "kimi kez yüceltilen kimi kez da aşağılanan biri olarak geçer. ama sonuç'ta proust'un trajik-olan ile gülünç-olanın karışımı olarak yarattığı en önemli roman kişilerinden biridir. parisli bir aristokrat olan ve saint-germain muhitindeki yüksek sosyetenin gözdesi sayılan charlus aynı zamanda kibar bir eşcinseldir. çatık kaşlı bir aristoktat, aşklarını ve öfkelerini görkemli yaşayan biridir, bulunduğu her yerde ve her zaman mükemmel bir beğeniyle tuhaf zevklerin karıştığı bir gülünçlük sergiler." mehmet rifat - marcel proust ya da bir roman yaratmak

    "gerçeklik üstüne ödev sorunu - (...) düşünür, her nesneyi olan için, her olanı da tartışmak için alıkoyar, öyleyse insan ödevsizdir, - bundan dolayı çoktandır bir düşünür o." nietzsche - gezgin ile gölgesi

    "hakikat kendi başına var olur; hakikat olandır, söylenen değil. söylemek insana bağımlıdır; hakikatse değildir." jacques ranciere - cahil hoca

    (ilk giri tarihi: 26.6.2018)

    (bkz: olmuş), oluyor, olmakta olmak
    (bkz: olagelmek)
    (bkz: olan biten)
    (bkz: olanda)
    (bkz: olan oldu), olan oldu bir kere
    (bkz: alışıldık)
    (bkz: olanla ölene çare yok/@ibisile)
    (bkz: olan olmalıydı olacak olan olur o halde olan olur)
hesabın var mı? giriş yap