• oyunculuğu öğrenmek zor değil, kursuna gidersin öğrenirsin. oyunculuktaki en büyük hata karakteri çözdüğüne inanmaktır.

    oyuncu tip iki sayfa okur, iki bölüm oynar, iki sahnede poz keser ve karakteri çözer güya. amına kodumun yarrak kafalı sikiği, beyinsiz kaltak diye çıkışasın gelir o dakka. insan bir ömür yaşıyor kendini çözemiyor, kendi karakterini çözemiyor, kim olduğunu bulamıyor. o oynadığın da bi karakter amına koduğum iki sayfada nasıl çözdün yavşak? nasıl karar verdin bu böyle bi insandır diye? bi değiş arkadaşım, istikamet tutturma, otomatiğe bağlama, karakterde ara karakteri beyinsiz isktakoz seni. göt. neyse bi olaydan dolayı anlık bi sinirlendim. sinirlenmelerim geçicidir. dediğim doğrudur.
  • haluk bilginerin şöyle bir sözü var:
    "zor olan oyunculuğu öğrenmek değil, oyunculuğu öğrendikten sonra oynamamayı becerebilmektir."
  • sahnede aldığınız hazzı başka hiçbir kadın/erkek, hiçbir uğraş, hiçbir meslek veremiyorsa size oyunculuk ,tarihsel sürecini bir kenara bırakalım, en ilkel şekliyle de olsa başlamış demektir. kaşınız gözünüzden tutun da ayak tırnağınıza kadar dışa vurursunuz iç enerjinizi, iliklerinizdekini bile akıtır dışarı sahne, delicesine sömürür yüreği, bilinci. sahneye çıkmadan evvel kendinize yaptığınız tüm tembihler adımınızı atar atmaz unutuluverir. böylesi baska bir iş var mıdır acaba diye hep düşündürmüştür beni, hem yüreğini çağıl çağıl ortaya koyduğun hem bilincinle ona gem vurduğun! hem delicesine yalanlar savurduğun, hem söylediğin yalanlara yalan olduğunu bile bile herkesten çok kendini inandırdığın, hem de hiçbir yalanı kaldıramayacak kadar asil bir yerde sahnede aşık atmak, oyunculuk. hem beni benden alır, hem beni bana anlatır!
  • bazı insanlar vardır, oyunculuk yapmak için doğmuşlardır, yetenekleri çok küçük yaşlarda fark edilir zaten, ve bu insanlar için oyunculuk hayattır, oyunculuk yaparken rahat ve mutludurlar. bazı insanlar ise yetenekten çok deli gibi çalışarak "iyi oyuncu" olmayı başarabilirler. bazıları ise kendine güvensizdir, özel bir yeteneğe sahip değildir, bunu gerçekten sevip sevmediğini bile bilmez ama bir şekilde oyunculuk yapar, insanlar izler...
    sonra bir gün iki yabancı konuk istiklal caddesi'nde bu kişiye bir yandan rolünün ismiyle çağırarak, koşarak yetişip tebrik ederlerse anlar ki başarılı olsa da olmasa da, kendini beğense de beğenmese de, bu yaşadığı kadar onu çok az şey mutlu olabilir.
    oyunculuk böyledir işte, aslında sanat tamamen böyledir. yok başarılı bir iş kurmuşsun, okulunu iyi dereceyle bitirmişsin, çok iyi para kazanıyorsun; bunların hiç biri bir alkışın, bir tebriğin, bir teşekkürün yerini tutamaz. oyunculuk, hele ki seviliyorsa, hele ki kişi kendinden memnunsa, insanı her anlamda tatmin eder.
  • çoğu türk insanının erbabı olduğu meslek. içimiz kan ağlar gülücükler dağıtırız, gizleriz kendimizi. hayır diyememe hastalığına düşer, insanları kırmayalım diye olmaktan mutlu olmadığımız yerlerde geziniriz. o halde hangimiz oyuncu değiliz arkadaş?
  • mujdat gezen'in tabiriyle 3 sey gerekir oyunculuk icin: yetenek, egitim ve cok calismak. bugun kamera karsisi oyunculuga baktiginizda bu 3 unden de yoksun oyuncular gormek mumkun. ornegin mayis sikintisi filminde yonetmenin annesi, babasi ve kardesi oynuyor. oldukca da guzel bir film. mujdat gezen'in en sevdigi yerli filmdir bu. ve buna dayanarak sunu soyler: sinemada herkes oynar ancak tiyatroda sadece oyuncular oynar. kolay degildir oyunculuk. hem akil sagligini korumak hem de oyuncu olmak gercekten zordur. baska bir kimlige burunmek, duygulari bastirip baskalarini gostermek... epik oyunculuga gelindiginde kimsenin kimligine burunmeden bir seyler anlatmaya cabalamak... zordur kisacasi. ama seven bir insan icin yasama nedenidir.
  • "güzellik/yakışıklılık" ön elemesinden tam not alanların oyuncu titri ile karşımıza çıkıyor oluşu tartışabileceğimiz bir konu. dizilerin birçoğunda oyunculuklar rezalet. oynadıkları çok belli oluyor. hal ve hareketler aşırı abartılı. rolü ruhuna sindirememişler mi desem? yapmacıklık, abartılı mimikler oldukça göze batıyor. mesela bir kadın yolda iş arkadaşıyla karşılaşıyor. aman allah'ım! halbuki, sen yolda bir tanıdığını görünce kaşın gözün elin ayağın böylesine hareketleniyor mu? kendin ol. normal ol. sevincin de hüznün de doğal olsun. yine yap rolünü ama seni o sansınlar. erdal özyağcılar, ilyas salman, ayşen gruda... o kadar naturel oynuyorlar ki... burak özçivit, fahriye evcen de rolü üzerine giyebilenlerden...

    elbette bilir kişi değilim lakin aşırı abartılı mimikler de inanılmaz sırıtıyor be arkadaşım!
  • peter brook der ki oyunculuk butun kalbinle yalan soyleme sanatidir.
  • rol üzerine giydiği bir giysidir. ne kadar üzerine yakışırsa o kadar başarılı olabilir insan. değişik bir sanat dalıdır oyunculuk.
    kötü adam karakteri, iyi adam karakteri...
    herkes aslında bir filmde kendisini oynayabilir. ama başarılı oyunculuk sergileme durumu, her role yani giysiye bürünebilmektir.
    kısa ve öz, dünyanın en kolay ve en zor işidir.
  • rezalet bir ornegi surada vardir:

    http://www.komedimerkezi.com/…-oyunculuk-video.html

    "... aman tanrim, ben bunu fidan'a nasil soylerim?" lan mal baban olmus, fidan'dan sana ne?!

    "... simdi gidebilir miyim komserim?" kos da 45 dakkan dolmasin, essolessegin akli babasinda degil metro biletinde amk..

    la olm taam anliyoz oyuncu degilsiniz de insan da mi degilsiniz lan! su tepkileri dunyada kim verir olm?!
hesabın var mı? giriş yap