• film olan platform için ; (bkz: the platform)
  • fincanın içindeki de kahve değil çay olunca; hepten eklektik.

    batı tipi (postmodern) kahve fincanı kullanım yorumu: bildiğimiz küçük fincan tabağı kucak biçiminde değil, kesik konik platform biçiminde tutulmuş, yani daha içilirken tabağı ters kapatılmış. bu tip nesne yerleştirme, ilişkisel (kucaklamalı*) değil, bireysel ve rekabetçi toplum düzenini çağrıştırıyor.

    burada ekşi sözlük'te tutmuş ve tutmamış çok sayıda güncel sözcük önerisi var. ekşi, serbest tdk gibi çalışıyor mübarek. hele kavramlar, deyimler konusunda türkiye'de bir numaraplatform olabilir.

    (ilk giri tarihi: 8.3.2015)

    (bkz: ortam), ortamca
    (bkz: sal), plato
    (bkz: rampa)
  • güzel bir platform oyunu http://kafkaskoffee.com/junk/platform.html
  • ing. geniş yatay yüzey
    belli bir kesit veya ortak kurallara bağlı sistem
    bilgisayarlarda işletim sistemi grupları (windows platformları-nt/2000, unix platformları-linux, macintosh platformları)
  • netflix’te yer alan ve size herşeyi sorgulatacak film.

    (bkz: the platform)
  • son on yılın en önemli teknolojik trendlerini düşününce dijital platformların başı çekmesi muhtemel. yani dijital platformlar yardımıyla atıl durumdaki kaynakların paylaşılarak ekonomiye kazandırılıyor. buraya kadar her şey çok net olsa da platformu tanımlamaya çalıştığımızda işler karışmaya başlıyor. platform iş modelleriyle ilgili en çok yapılan hata tüm teknoloji şirketlerinin platform olarak düşünülmesi. teknoloji, platformların hayata geçirilmesi için önemli bir araç olsa da, modern teknolojiyi kullanmak, bir işi otomatik olarak bir platform haline getirmiyor.

    dünya genelinde yüksek değerlemeye ulaşan şirketlerin bir çoğunun platform temelli şirketler olduğunu görüyoruz. bugün unicorn olarak nitelendirilen 1 milyar $ üstü değerlemeye sahip startup’ların %60’dan fazlası platform temelli bir iş yapıyor. dünya’nın en değerli ilk 5 şirketi apple, google, microsoft, amazon ve facebook hepsi platfrom temelli şirketler.

    genellikle teknolojik bir altyapı yardımıyla kişileri, grupları ve kaynakları birbirine bağlayarak, aralarındaki iletişim ya da etkileşimler üzerinden değer yaratan yapılara platform deniyor. platform temelli işler eskiden beri var olsa da son dönemde bu kadar çok konuşulmasının sebebi teknoloji sayesinde fiziksel altyapıya ve varlıklara olan gereksinimin ortadan kalkması ve artık çok düşük maliyetlerle platformların kurulabilmesi. alışveriş merkezlerinin alıcılarla satıcıları bir araya getirmesi, gazetelerin reklam verenlerle okuyucuları birleştirmesi, açık arttırma düzenleyen şirketler platform temelli iş modelinin oldukça eskiye dayanan örnekleri.

    platformların 3 temel özelliği bulunuyor:

    1) bunlardan ilki kullanıcılarla doğrudan bir ilişkiye sahip olmaları
    2) platformların ikinci özelliği network etkisinden az ya da çok faydalanmaları
    3) platformların bir başka özelliği her bir yeni kullanıcının marjinal maliyetinin sıfır olması

    lumost'un 14. bölümünde platform tabanlı işlerin analizi var. konuya ilgi duyanlar alttaki linkten podcast'e ulaşabilirler:

    platform temelli iş nedir?
  • olduğunuz yerde sizi kimse duymaz, sesinizi duyurmak istiyorsanız üzerine çıkmanız gerek. neden derseniz, artık ortam çok kalabalık.
  • hukuki olarak platform, derneklerin kendi aralarında veya vakıf, sendika ve benzeri sivil toplum kuruluşlarıyla ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere oluşturdukları tüzel kişiliği bulunmayan geçici nitelikteki birliklerdir.
  • cümle içerisinde çoklu yargıları içeren kavramlar için kullanınca,daha çok içeriğin artmasına sebep olan kelime.
hesabın var mı? giriş yap