• ömür boyu hapis cezası almasına sebep olan silk road ile ilgili çok kısa bir özet oluşturmak istiyorum.

    ross ulbricht'in aklına tor network arkasına gizlenmiş bir sanal pazar kurmak geliyor ve stackoverflowda sunucumu tor network'e nasıl bağlarım gibi sorular soruyor. bu önemli zira aramızda bu adamı büyük deha sananlar var ve hatta bitcoin'i icad eden satoshi nakamoto olduğunu iddia edecek kadar ileri gidiyorlar. satoshi nakamoto gibi birine bu hakaretin edilmesine izin veremem.

    her neyse, ross siteyi hazırlarken bir yandan da magic mashroom depolamaya başlıyor ki siteyi açtığında satacak bir şeyleri olsun, ilk müşterileri çeksin. anlayacağınız kendisi bizzat uyuşturucu satıyor - ki ben uyuşturucular konusunda liberal politikaları desteklesem de sonuçta bu günün dünyasında bu faliyet ağır suç teşkil ediyor, haliyle ross'un masum site yöneticisi olması söz konusu değil. hem bilerek ve isteyerek uyuşturucu ticareti platformu oluşturuyor hem de uyuşturucu satıyor.

    bu noktaya kadar benim açımdan etik bir sorun yok, uyuşturucuların risklerini yasaklarla değil insanları bilinçlendirerek ortadan kaldırılması gerektiğini ve devletin insanların bedenlerine ne yaptığı konusunda söz sahibi olmaması gerektiğini savunuyorum.

    asıl sorun, bu platform yasal mekanizmalar dışında çalıştığı için bir anlaşmazlık çıktığında bunun nasıl çözüleceği noktasında başlıyor.

    2 fbi ajanı ross'u dolandırmaya karar veriyor.
    bir tanesi diyor ki ortağım bana kazık attı, malı alıp kaçtı ve malı almış olduğum çeteye 700,000$ borcum var, kendimin ve çocuklarımın hayatı için endişeleniyorum ve eğer bu parayı bana vermezsen çalışmış olduğum 5000 müşterinin bilgilerini polise vereceğim, koruma karşılığında polise bildiğim her şeyi anlatacağım. böyle bir şey sitenin ticari itibarını beş paralık eder, milyonlarca dolarlık gelir kaybına sebep olur.

    bunun üzerine "liberteryen" ross ne yapıyor dersiniz? kendisini diğer adamın borçlu olduğu çetenin lideri olarak tanıtan polisle iletişime geçiyor ve adamın öldürülmesini istiyor, 150,000$ a anlaşıyor. bu yetmiyor, bir de silk road'ta dolandırıcılık yapan daha 4 kişinin de toplu olarak öldürülmesi için daha 600,000$ para ödüyor.

    tabi ki polisler kimseyi öldürmüyor, sadece ross'un parasını alıyorlar ve öldürdük diye sahte cinayet fotoğrafları gösteriyorlar.
    yalnız bunun bir önemi yok, bu polisler de zaten yargılanıp ceza alıyorlar.

    önemli olan şey şu: sözde liberteryen deney yapan ross ulbicht kendisine karşı işlenen bir suç ile karşılaşınca birden bire adalete ihtiyaç duyuyor ancak yaptığı iş yasadışı olunca adaleti kendisi sağlaması gerekiyor. kendisi risk altında değil, bu aşamada kimliği gizli zaten, risk altında olan şey kurduğu yüksek gelirli iş ve ross bu ticareti korumak için gözünü kırpmadan cinayet emirleri yağdırmaya başlıyor. biriktirdiği 100 milyon $'a yakın parayla kayıplara karışabilir ancak bunu yapmaktansa şirketine risk oluşturan kişilerin katledilmesini tercih ediyor.

    çeşitli komplike yasal sebeplerle bu cinayete teşebbüslerden yargılanmıyor ama muhtemelen bu tutumu yargılandığı suçlar için en yüksek cezayı almasında etkili olmuştur.

    açıkçası bu şerefsizin zamanında yakalanmış olması büyük şans. adam ticaretini korumak için her türlü işi yapacak noktaya gelmiş, tam kingpin olmuş.
  • dünyadaki adalet sisteminin ne kadar çarpık olduğunun kanıtlarından biridir ulbricht. kendisinin yaptığı iş aslında bildiğimiz ticaret. tek sorun bunu illegal olarak yapması ama yaptığı iş yüzünden ortada zarar görmüş birileri bulunmuyor. alanın da satanın da kendi rızasıyla gelip memnun olduğu bir dükkan işletiyor. öldürdüğü iddia edilen 6 kişiyle ilgili de ortada net bir kanıt yok. kendisinin şanssızlığı yeni yeni filizlenen bu pazara ibreti alem olsun diye seçilip hak ettiğinin çok ötesinde abzürt bir cezaya çarptırılması. biraz bilinçli abd vatandaşları da bu verilen cezanın adaletli olmadığının farkındalar. 2008'deki ekonomik krizde devasa bir finansal balon oluşturup krizin çıkmasının baş nedeni olan, bir sürü şirketi, abd dahil pek çok ülkenin ekonomisini batıran, denetleme mekanizmalarını kandıran, rüşvetle yatıp kalkan, tüm dünyada milyonlarca insanın direkt veya indirekt çok ciddi zarar görmesine neden olan ceolar, finans uzmanları, bürokratlar, profesörler bırakalım ceza almayı ödül gibi tazminatlarla paralarına para katıp mis gibi yaşamaya devam ediyorlar. ulbricht'in yaptıkları bu adamların dünyaya verdiği zararın yanında konuşulacak bir mevzu bile değil. kaldı ki ulbricht'in çaldığı bir şey de yok. sadece 2008 krizi değil buna benzer yüzlerce örnek yazılabilir kafadan özellikle ülkemiz için.

    çok benzer bir yanları olmasa da aaron swartz'ı hatırlayalım. mevcut statükonun tekerine çomak sokacak bu tip sistem dışı bireysel davranışlara karşı sistemin koruma mekanizmaları aşırı derecede baskıcı ve cezalandırıcılar. ağzımız açık izlediğimiz o distopyalardaki hikayeleri aslında her gün gerçek hayatta yaşıyoruz ama farkında bile değiliz. işin acı yanı bunları gerçekten sorgulamaya başlayıp bir şeylerin gerçekten değişmesini istediğinizde nerede olursa olsun kafanıza gaz bombasını yiyorsunuz.
  • aptallığından değil, kendisiyle ilgili olmayan bir bilgi açığı yüzünden yakalanmıştır.
    yine bilinenin aksine silkroad'u kendisi kurmamış, admin olmuştur. zaman içerisinde takındığı liberal tutum kimliğinin bir parçası haline gelip karakterini yeniden şekillendirmeye başlamıştır. özgürlük hakkı takıntısı öyle bir gelişim göstermiştir ki, sitede takılan herkesin kimliğini ifşa etmekle tehdit eden birini indirmek için 150.000$'a kiralık katil tutmuş, özellikle özgürlük konusunda böyle şeylere tahammülü olmadığını söylemiştir.

    sitede sadece uyuşturucu akışı ve kiralık katil ilanları yok. nitekim bir mühendis arkadaş yaptığı bir silah tasarımını siteye koymuş ve 100.000'den fazla indirme raporu almıştır. 3d yazıcısı olan herkes silah sahibi olmuştur kısacası.

    bu adama müebbet yedirmekle ne amaçladılar o da merak konusu. hitman mevzusuna eyvallah dersek, uyuşturucu pazarında alan memnun satan memnun. onu geçtim bu trafik facebook üzerinden gerçekleşseydi mark zuckerberg mü hapis yiyecekti?
    hepsinden öte atlantis peşinde bir çok klon siteyle varlığını sürdürmeye devam ediyor. silkroad da keza. yüzlerce benzeri var orada bir yerlerde hala. durdurulabilecek bir sistem değil bu.
  • hayatı yakalanışı film olacak müthiş bir dramı barındıran kişi. ibnetor vpn yüzünden yakayı ele vermiş aslında. penn state'den de adam çıkmayacağını anladık, her mezunun kafası itliğe, haytalığa çalışıyor nasıl okul bu amk.
  • rapora gore komisyonlardan 80 milyon dolar degerinde bitcoin yapmasi itibariyle walter white'a benzetilen sahis. ek olarak an itibariyle dogrulanamamis olsa da iki adet cinayete azmettirdigi iddiasi da mevcuttur.
  • silk road macrerası bütün detaylarıyla şurda okunabilecek genç girişimci, eli kod tutan walter white.
    http://www.wired.com/2015/04/silk-road-1/

    yalnız mükemmel makale olmuş.
    doz doz artan tansiyonu, süprizli sonuyla falan hazır film senaryosu gibi. iki vakte kadar çekerler bunu.
    ulbricthi de twilightdaki eleman oynasın, tip aynı.
  • yakalanmasına yol açan diğer bir soru: https://stackoverflow.com/…-session-in-code-igniter
  • fbi tarafindan yakalanan silk road sitesinin kurucusu. http://www.heavy.com/…oad-tor-dread-pirate-roberts/

    dikkatsizlik yuzunden yakayi ele verdigi soyleniyor. http://stackoverflow.com/…service-using-curl-in-php
  • bitcoin'i bulması söz konusu değil, tor network arkasında çalışan bir ilan sitesi kurup burada dönen uyuşturucu ve silah gibi yasadışı ürün ticaretinden yüklü miktarda para kazanmış olan bir genç girişimci.

    aptallığı sebebiyle yakalanıp ömür boyu hapis cezası aldı: https://news.vice.com/…n?utm_source=vicenewstwitter
  • tamamen tesadüf üzerine hakkındaki belgeseli izledim.gerçek hayatta çiftine birden yan basmamak için yanından bile geçmediğim,sadece meraktan bakınıp çıkmak istediğim ama çok da dert etmediğim bir şey deep web.belgesel yapma konusunda amerikalılar gerçekten işin sonu..olayların akışı,ulbricht'in kendi görüntüleri,yakınlarının ve olayın en yakın takipçisi gazetecinin görüntüleri (ve daha birçoğunun) ifadeleri o kadar güzel işlenmiş ki kendimi aksiyon filminde gibi hissettim.belgeselde olayın tamamına vakıf oluyorsunuz.deep web'i uyuşturucu pazarına çevirdiği ve kanunları paramparça ettiği konusuna diyeceğim bir şey olamaz ama belgeselin anafikri,uyuşturucuyla mücadelede kullanılan yöntemlerin şiddet ve ölümleri ciddi anlamda tahrik ettiği.

    benim açımdan bu belgeselin en rahatsız edici,şaşırtıcı,hayalkırıklığı yaratıcı tarafı şu oldu : türkiye'de yargı her dönem bir şekilde manipüle edildi ve günümüzde de ediliyor,yargı asla bağımsız değil.bir dönem alevi yargıtay üyesi çoğunluğu vardı,sonra cemaatçiler,sonra ülkücüler,oncular buncular,para pul alışverişi,hemşeri kayırmacılık,ideolojik yakınlık,kişisel husumetler,gaza getirilmeler vs gibi birçok etkenden dolayı verilen kararlar değişiyordu ve halen de öyle. buraya kadar tamam ama bu belgeseli izledikten sonra amerika'da yargı kararları,savunma makamı,sanık hakları gibi konularda çok daha büyük bir trajedinin ve kokuşmuşluğun yaşandığını çok rahat görebiliyorsunuz.suçlama makamında devlet olunca,medya gerekli baskıyı yapınca,algı operasyonu ve kamuoyu şekillendirme işleri iyi tasarlandığında herşey bir anda demek ki sanık aleyhine değişebiliyormuş,zira düşündüğüm gibi de oldu.davanın seyrini kökünden değiştirebilecek hayati noktalarda tamamen despot bir tavır sergilenip sanığın lehine olabilecek donelere dokundurulmamış bile.adama hiçbir hakkı kullandırılmamış.müebbeti çakmışlar.haketmiş mi,orası tartışılır ama dava süreci ve sanık hakları ,dolayısıyla hukuk katliamı yaşandığı ayan beyan ortada.

    bütün bunlara rağmen uyuşturucu,kumar,alkolizm..aman gençler,aman...!sağlık ve özgürlükten güzel hiçbir şey yok bu hayatta..!
hesabın var mı? giriş yap