• fitoplanktonlar dünyadaki oksijenin %50’den fazlasını sağlıyor. yaşamın temel yapıtaşı okyanuslarda.

    ve bunların üreyebilmesi için balina ve yunuslara, köpek balıklarına ihtiyaç var.

    peki insan ne yapıyor? sadece 8 orkinos avlamak için, 45 yunus avlıyor. ve orkinosları avlarlarken gelen yunus ve köpek balıkları atık! olarak denize ölü olarak atılıyor. köpek balıkları yüzgeçleri için öldürülüyor (çorbası için).

    yaw ne iğrenç bu insanın bencil ve gözü dönmüşlüğü.

    bir de plastikler var denizdeki! bunu konuşmaya sanırım artık gerek yok!
  • izleyeni insanlığından utandıran netflix belgeseli. izleyin, izlettirin. okullarda ders olarak falan işlensin. genç adamı gerçekten tebrik etmek gerek. hiç kimsenin cesaret edemediği bir pisliğin açığa çıkması için çok uğraşmış. netflix gerçekten diziyi, filmi falan bıraksın komple belgesel işine yönelsin. belgesel konusunda gerçekten çok iyiler.
  • ilk başlarda japonlardan nefret ediyorsunuz. ilerledikçe bütün insanlıktan nefret ediyorsunuz.
  • "gelirim kesilir" korkusu yaşayan greenpeace üyelerinin kötülediği netflix belgeseli.

    aynen aynen, sanayi devi haline dönmüş balık şirketleri, bu şirketlerin gemileri ve ağları küçücük bir bölgede var.

    kaynak (bkz: greenpeace) = (bkz: kaynak götüm)

    greenpeace şey değil mi ya, biz gezide dayak yerken 150 metre ötede metro girişinde murat boz'lu kutup ayısı bebeği satan, ne boktan bir okulşum olduğu yüzlerce defa ortaya çıkan yeşil sermaye "holding"i?
  • izlerken hangi birine şaşıracağınızı ve üzüleceğinizi bilmeden öylece bakakalcağınız, denizler ve endüstriyel balıkçılık hakkında cesur bir belgesel.

    endüstriyel balıkçılık tarafından nasıl uyutuldugumuzu anlamak gerçekten inanılmaz. devamlı plastik atıklara dikkat çekilirken aslında okyanuslara en çok zarar verenin endüstriyel plastik ağların olması, ve kimsenin bunu konuşmaması..

    en son plastik pipetleri gündeme getirip herkesi bunlarla oyalarken, endüstriyel balıkçılık tarafından kat be kat daha fazlası yokedilmesi..

    2048 yılına kadar bu gidişle denizlerde bir şey kalmayacakmis.

    yanlış: sıradan plastik atıklar okyanusu öldürüyor!
    dogru: endüstriyel balıkçılık ve denizlere bıraktıkları atıklar kat be kat daha fazla zarar veriyor!

    yanlış: balık ürünlerindeki sertifikalar gerçekten kontrol ediliyor!
    doğru: kimsenin gerçekten kontrol ettiği yok, gemi kaptanına soruyorlarmış, ya da günlüğe bakıyorlarmış, tamamen kaptana kalmış, ister yazar ister yazmaz.

    yanlış: sürdürebilir endüstriyel balıkçılık mümkün!
    doğru: mümkün değil, denizlerdeki suanki tükenmişlikle bunun mumkunati yok.

    yanlış: devletler denizleri kontrol ediyor.
    doğru: çoğu devlet kontrol etmiyor, daha doğrusu hiç biri kontrol etmiyor. kontrol altındaki kisimlar %0.5 kadar.

    * bazı asya ülkelerinde hala gemilerde kölelik var. yıllarca gemilerde köle gibi tehditle çalıştırılıp karaya indirilmeyen insanlar var.

    * balinalara yapılan vahşet inanılmaz. hassas biriyseniz izlemeyin.

    tekrar ve tekrar sürdürebilir endüstriyel balıkçılık büyük bir yalan.

    aslında belgeselin konuyu ele alışı çok etkileyici. her yıl danimarka'da veya japonya'da öldüren yunusları balinalari vs tv ekranlarında, denizler kana bulandı şeklinde gösteren ve insanları buna tepki göstermeye çağıranlarin, büyük endüstriyel balıkçılık katliamı hakkında hiç konuşmaması, herşeyi açıklıyor.

    beni en çok şaşırtan kısmı ise, blue planet gibi bbc belgesellerinin bu konudan hiç bahsetmemesi.. evet küresel ısınma büyük bir etken ama şuan deniz yaşamını en hızlı şekilde yokeden ve yıllardır buna sebep olan şey endüstriyel balıkçılık.
  • amkmun japonlari diye sovmeye baslayip, amkmun fransizlari ve de amkmun insanligi diye devam ediyorsunuz.

    ulan bi balik zevkimiz vardi, o da pic oldu, isin kotu yani boyle dusundugum icin de amk thor’u diyorum su anda kendime.

    izleyin, izlettirin, azicik vicdani olan balik yemeyi birakmasa bile cok ama cok aza indirir...
  • bye bye dardanel ton; bye bye ikea somon; bye bye ithal karides, ithal ıstakoz vs. vs.

    yaşasın döneminde lokal avlanmış ufak balık.

    ayrıca; her işin endüstriyel olanını sikiyim.

    not. sushi ve türevleri de tabi ki çıkmış durumdalar beslenme menumden.
  • al okullarda ders diye izlet. tüm yıl verdiğin öğretimden hatta eğitimden daha fazla fayda sağlatırsın öğrencilerine.
    tanım: balık yeme olayını sadece küçük balıkçılardan yapmam gerektiğine ve tepki vermezsek 100 yıl sonra lanet insanoğlu yüzünden okyanuslara yaşamın tamamen biteceğini öğrendiğim beni yerle bir etmiş netflix yapımı belgesel

    kendi adıma aldığım kararlarda burda dursun. bundan sonra bayılarak yediğim somon, karides, ahtapot ve diğer tüm balıklar hayatımdan çıkıyor. sadece şu ayrıcalığı tanıdım kendime oda olta ile tutulan balığı yiyeceğim yılda bir ya da iki kez. balık yemeyi aşırı seviyorum ama bunu yapmak zorundayız. ağlayarak izlerken kendime söz verdim artık balık yok, donmuş market balıkları kesinlikle yok. bunu başaracağım.
  • izle, izlettir cinsinden şahane bir belgesel. yapımcının çıkış noktası çevre kirliliğini önlemek için plastik kullanımını azaltmak iken vardığı nokta deniz ürünü yememek.
    izleyince her yolun kapalı olduğu ve hem sağlık hem de çevre açısından en uygun yolun tüketmemek olduğu sonucuna varıyor insan. en azından kendi adıma bundan sonra somon, çiftlik balığı ve kutu ton balığı yemeyeceğime eminim.
    kendi adıma şu sonuçları çıkardım:

    --- spoiler ---

    -çevre kirliliğinde plastik atıklardan ziyade asıl okyanusları kirletenin balık ağları olduğu
    -endüstriyel balıkçılıkda avlanmanın çok tahrip edici ve fazla miktarda yapıldığı
    -endüstriyel balıkçılıkta istenmeyen av denilen ve ölü olarak yine denize atılan balina köpek balığı gibi nesli tükenen hayvanların çok fazla yakalandığı
    -korunmuş alanların balıkçılığa açık ama kanoya binilmeye kapalı oluşu gibi saçmalıklar
    -avrupa birliğinin sorunun çözümü ve sürdürülebilirliğin devamı için balık tüketiminin durdurulması gerektiğini belirtip yapacak güçte olmayışı
    -afrika gibi yerlerde avrupa ülkelerinin pazarı ele geçirmesi yoksul halkın balığa ulaşamayıp bulduğu ilk hayvanı öldürüp yemesi ve ebola salgını
    -balık çiftliklerindeki parazitler yüzünden hayvanların yarısına yakınının ölmesi hatta canlı canlı somonu yiyen bitlerin görüntüsü cidden etkileyiciydi.
    -*somon etinin normalde gri olduğu ama yeme konulan boyalardan o rengi aldığı ve hatta çiftliklerin karteladan renk seçerek bunu yaptığı
    -çiftlik ve endüstriyel balıkçılıkdaki köleler (cidden köle)
    ve en sonunda çözüm olarak balık yememek

    --- spoiler ---
  • 40 yaşındayım, 25 yıldır koleksiyon yapıyorum 1000 üzeri korku filmi / dizisi / romanı küllüyatı var elimde, en az bunun 10 katı izlemişimdir.
    tıp fakültesi terkim, boktan, kusmuğa kadar vucut atığı gördüm dokundum, elime yüzüme bulaştı..

    hayatımda ilk defa bu belgeseli izlerken kusmak istedim. hayatında izlediğim/okuduğum hiç bir korku eseri o balinalara yapılan ile mukayese edilemez.
    bu hızla gidersek 150 yıl içinde mars yüzeyi dünyanın yanında bahamalar gibi kalacak.
    ve o her yerde gördüğünüz çevre örgütleri ile liberal sanatçılar falan bu işin bir parçası. hele herkesin sevdiği o kuzey ülkeleri.
    iş öyle bir hale gelmiş ki şu saatten sonra dünyanın düzelmesi için tek yol insan denen organizmanın komple ortadan kalkması, ki bu gerçek bile olsa bir daha geri dönüşü olmayan hatalar yapmışız.

    not: sen bu entry i okurken 10 futbol sahası büyüklüğünde deniz arazisi trol balıkçıları tarafından katledildi, 100 lerce köpekbalığı ve deniz kaplumbağası ağlarına katıldı diye endüstri balıkçılığı tarafından katledildi.
hesabın var mı? giriş yap