• udun çalış sınırlarını geliştirmek adına büyük öneme sahip bir üstattır. lakin ufkunu açmak isteyen bir udiye, udun yarattığı atmosferle mest olmak isteyen bir dinleyiciden daha fazla hayrı dokunduğu da bir gerçektir. deyim yerindeyse udu çalmamış, udla tarih yazmıştır, kilometre taşı inşa etmiştir.
  • gelmis gecmis en ileri teknige sahip olan ud virtuozu. udu bir bati muzigi enstrumani gibi calmis olmasi ilginc tarafidir. udu kendi zamanina kadar hic esi benzeri gorulmemis bir teknikle calmistir. ud icin yazdigi virtüözlük etüdleri cok nadir kisiler tarafindan calinabilmektedir. udun normalde 3 oktav olarak kullanilan ses alanini 4 oktava kadar kullanabilir. bazi kisiler tarafindan duygusuz olarak nitelendirilip asagilansa da bence bu bakis acisi yanlistir. onun yerine gerisi getirilecek ve uzerine taslar eklenecek bir reform yapmis insan olarak gorulmelidir, zira zamanimizin en kopuk ud icracilarinin teknigi hep temelini onun tekniginden almaktadir.
  • ''bir saat viyolonsel calmak,testereyle 20 dakika odun kesmek kadar yorar insani''..*
  • hakkında bilen ışıktaş'ın "peygamber'in dâhi torunu / şerif muhiddin targan / modernleşme, bireyselleşme, virtüozite" başlıklı "muhallet" bir kitap yayımladığı büyük musıkişinâs.

    bilgi üniversitesi yayınları'ndan çıkan 500'ü aşkın sayfalık büyük boy kitap gerçekten sıkı bir çalışma olmuş.

    targan'ın süleymaniye yazma eserler kütüphanesi'ndeki kendi elyazısıyla bütün bestelerinin notaları da kitaba eklenmiş. (pek sevdiğim ve herkesin çalamayacağı "koşan çocuk" ve "kapris"in notalarına bakınca niye kolay kolay çalınamayacağını bir kez daha fark ettim. (bunlar birbirine benzetilerek karıştırılır çoğu keskin olmayan kulak tarafından.)

    sadece targan meraklıları değil musıki meraklıları için de yararlı ve üstünde düşünülecek bir çalışma.

    .

    targan 1967'de öldükten sonra arşivi ve bazı belgeler, safiye ayla (ve o zamanlarki basketbolcu arkadaşı) tarafından kısmen süleymaniye kütüphanesi'ne getirildiğinde yıl 1974 (ya da 1975 ) idi... nerden mi biliyorum? fakîr orada genç bir kütüphane memuruydu da ondan.

    .

    armağan bir kitap... unutulmayacak.
  • rahmetullahi aleyh, mezarı zincirlikuyudadır.
  • udda mizrabi vuracagi yer olarak cogu ud icracisinin aksine mizrapligi degil mizraplikla sap arasinda olan buyuk kafes'in uzerini tercih eden rahmetli ud virtuozu. bu tercihi, uduna baska hic bir udide olmayan ilginc bir tını kazandırır. o kadar değişiktir ki bu tını, çoğu insan bilmese onun ud olduğunu anlayamaz. garip bir sestir.

    etüdleri incelendiğinde, aslında hayatını sol el tekniğine adadığı görülür sanatçının. daima sağ elden kaynaklı teknik zorlukları sol el tekniğinin uygulamalarıyla aşmaya çalışmış ve bunu da çok iyi başarmıştır. etüdlerinden görüp uyguladığım bu prensipler de sağ el tekniği zayıf bir udi olarak bana çok şey katmıştır hani. ancak artık şerif muhiddin targan'ın tekniğinin de aşılmış olduğunu (bkz: yurdal tokcan)
    (bkz: yildan dirik) (bkz: munir nurettin beken) (bkz: necati celik) kabul etmemiz gerekir. duygusuz çaldığı için onu beğenmeyenlere ise yukarıdaki isimleri tekrar hatırlatır ve udda yaptıkları işlerin hep serif muhiddin'in tekniği üzerine oturduğunu belirtmek isterim.

    sonuçta, şerif muhiddin targan ud icrasinin mihenk taşlarından biridir. yorga bacanos ile birlikte ud icrasinin uzerine en buyuk etkileri yapan zattir. onlardan sonra gercek virtuozler yetismeye baslamislar, onlarin tekniginden feyz alarak uzerine birseyler koymuslar ve bugunlere gelmislerdir.
  • hakkında mehmet akif ersoy’un aşağıdaki dizeleri ve dahasını yazdığı müzik dehası.

    “yanık bağrında, yıllardır, kanar mızrabın yâd’ı,
    gel ey bîçâre şark’ın, şark’a küsmüş evlâdı.”

    “evet, yüksek, senin ûd’un kadar yüksek figan ister.
    gel ey dâvûd-ı san’at sûr-i mahşer’den nevâ göster!”*

    mehmet kemiksiz tarafından şöyle de seslendirilmiş.
  • şerif muhiddin targan, ud sazının kullanıldığı bütün müzik kültürlerinde fikir birliğiyle kabul edildiği gibi, bu sazın icrasında bir dönüm noktası; hatta bir “milât”tır. ud icrasnın tarihi için, “şerif muhiddin’den önce / şerif muhiddin’den sonra” diye ayrıma gidilmesi onun önemini anlatmaya aslında yetmektedir. yalnızca üstün sanatkârlığıyla değil, tarihî ve siyasî kimliğiyle de dünya müzik çevrelerinin ilgi odağı olmuş, dikkat çekici bir kişiliktir. tarih sahnesine çkışıyla ortaya koyduğu müzik varlığının uzantıları, günümüzde de bütün etkisini sürdürmektedir. bağdat konservatuarı’nı kurup öğrenciler yetiştirmesi, kurucusu olduğu ve adıyla anılan ekolün kurumlaşmasını ve ölümsüzleşmesini sağlamıştır. bu kadar önemli bir müzik adamı olmasına rağmen, ölümünün üzerinden geçen yaklaşık 35 yıl süresince, icra kayıtlarından oluşan hiçbir albüm ne arap ülkelerinde, ne de türkiye’de yayınlanabilmiştir. bu büyük sanatçının, abd, irak ve türkiye’de kaydedilen ortalama 50 yıllık pırlanta değerindeki icralarından oluşan bu albüm, kaf müzik’in en prestijli ürünlerinden biridir. ses kayıtlarının büyük bir bölümü, günümüzün en önde gelen müzikologu murat bardakçı’nın arşivinden çıkmıştır. yalnızca 20 orijinal ve eşsiz icra örneğini içeren cd’si ile değil, tamamen orijinal belge ve bilgilere dayanan 80 sayfalık kitap ekiyle de bu albüm, fikir ve yorum birliğiyle, türk musikisi arşiv yayıncılığının yüzakı eserlerinden biri. (kaynak tabii ki: kaf muzik)
  • kendisi esasen arap soyundandir, hatta hz.muhammed'in birkacinci gobekten torunu oldugu soylenegelir, zira serif adi da soylenene gore bunu yansitir. ayrica (bkz: safiye ayla)nin esidir. 1950lerde vefat etmistir
  • 1892-1967 yılları arasında yaşamıştır.muhittin şerif targan besteci, virtiöz, profesör, portre ressamı, irak konservatuarı kurucusudur.(1934)targan, son mekke emiri şerif ali haydar paşa'nın oğlu ve şarkıcı safiye ayla'nın kocasıdır.
hesabın var mı? giriş yap