• ismini bizzat douglas adams'in koydugu pink floyd albumu.. douglas adams isme kar$ilik kendisine teklif edilen paranin ingiltere'de cocuk esirgeme kurumu e$degeri bir yere bagi$lanmasini istemi$tir..
  • high hopes un başını çektiği ve bütün şarkıları güzel olan albüm. cluster one, marooned kubar şarkılarıdır
  • lyriclerin bir kısmının david gilmour'un o donemde yeni evlendigi karisi polly anderson*'a aittir. bunun yani sira album kapagi genellikle oldugu gibi yine storm thorgerson tarafindan dizayn edilmistir. son olarak album (bence) muzikal anlamda roger waters zamanindaki pink floyd albumlerden daha bile guzeldir.

    edit: polly anderson degil, polly samson imis: tesekkurler snowflake.
  • müzik dünyasının ve tarihinin en duygu yüklü albümlerinden biridir. david gilmour ile özdeşlesen güzelliklerden sadece biri...

    1.cluster one: albümün ilk parçası. albümün bu şarkıyla başlaması olacakların habercisi gibi. hüzünlü, piyanoyu içinizde hissettiren yapıt.

    2. what do you want from me: cluster one'dan sonra bu parçanın gelmesi, ağladıktan sonra kendine gelmek gibidir. yıkılmış, yerle bir olmuş karamsar dünyandan sonra bir umut ışığı...

    3. poles apart: bir şekilde sabah yolculuklarında harika giden yegane eser. arabayla dışarıdaki doğayı ya da insanların işe koşuşturmalarını izlerken, gözünüze de günün ilk ışıkları gelirken, bu şarkının çalması... tadından yenmez.

    4. marooned: bir şarkı ne kadar sessizliği, yalnızlığı, terk edilmişliği ve ayrılığı anlatabilir ki? o duyguları bu şarkıdan daha iyi anlatan bir eser yoktur heralde. enfes bir enstrümantal parça.

    5. a great day for freedom: kimilerine özgürlü kimilerine ise ne kadar tutsak olduğunu hatırlatan, özellikle yağmurda dinlenilmesi gereken harika bir şarkı.

    6. wearing the ınside out: yarı uykuda yarı uyanık zamanda, yorucu bir günün ardında yatakta yatarken insana harikulade eşlik ediyor bu şarkı. albümün gizli kahramanı. final şarkısından sonra benim için en dikkat çeken yarı karamsar, yarı umut dolu yaratıcılık ürünü... söz ve müzik uyumunun yegane örneklerinden...

    7. take ıt back: wearing the inside out karamsarlığından ve uyuşukluğundan sonra ilaç gibi gelen, kör kütük aşık olmanıza neden olabilecek hareketli bir ürün.

    8. coming back to life: belki de eşi benzeri olmayan bir şarkı. şarkıyı sözleri olmadan dinleyince hareketli, neşe dolu; sözleri ise karamsar ve hayal kırıklığıyla dolu, pink floyd'un yaratıcılığının ürünü olan eser.

    9. keep talking: modern insanın en büyük sorunlarından birini *, yıllar önce görmüş ve bu şarkıda öyle güzel işlenmiştir ki... açıklamak bile zor.

    10. lost for words: irdeli sözlere sahip bir ürün. intikam alma, rahatlama duygularıyla yüklüdür. diğer pink floyd şarkılarından biraz farklıdır. gilmour şarkısı da denilebilir. gece dinlenmesi önerilir.

    11. high hopes: müzik tarihinin en iyilerinden... en iyi final şarkılarından biridir. çan sesleriyle başlar. sözleri ağlatır, şarkının ortasında başlayan eşi benzeri olmayan solusu bağımlılık yaratır. içinde hüzün ve neşe, karamsarlık ve umut gibi karşıt duyguları barındırsa da türleri dıken dıken yapan, biraz ürpertici bir şarkıdır. eğer dünyayı, dünya dışında temsil edecek bir şarkı varsa, o da budur.
  • pink floyd'un david gilmour etkisinde progressive rock'a daha da yaklaştığı nefis bir albüm...
    high hopes aşmıştır..
  • pink floyd'da roger waters sonrasi donemin iki albumunden biridir (otekisi a momentary lapse of reason). david gilmour babamiz, roger'dan arinmi$ bir muzik yapmaktadir. bu arinma iyi midir kotu mudur o ki$ilere kalmi$tir, ama roger'li zamanlardan farkli oldugu kesindir. $arkilar daha kisa, daha yakalayici melodiler agirlikta, $arkilarda "giri$ geli$me sonuc" belli, oz. album kotu mudur denilirse, degildir demek lazim. hem muzikalite hem de $arki sozleri ve besteler acisindan ba$ta high hopes olmak uzere coming back to life, a great day for freedom hic de siradan degildir. ama asla eski 4-6 parca arasindaki uzun konsept albumleri gibi olamaz. yine de farklidir i$te, gitarina kurban olunasi bir insandir david gilmour, keza rick wright ve nick mason da... cluster one calmaya ba$larken zaten albumu seversiniz, regardless of roger or whomever...
  • iyi bir albümdür ama pink floyd, darkside of the moon'la çıtayı o kadar yükseltmiştir ki, nispet yapıldığında the wall ve darkside of the moon'un gölgesinde kalır. ancak, müzik dünyasında hangi albüm darkside of the moon'un gölgesinde kalmamıştır ki? bu durum albümü kötü yapmaz, zaten içerisinde high hopes gibi inanılmaz bir başyapıt barındıran albüme kötü diyen yalan söyler. sadece bu parça bile gilmour'un dehasını kanıtlamaya yeter.
  • bir kaf dağı albümü. pink floyd'un içimde tınısını bıraktığı en güzel albümü. bir uyku, bilinçsizlik arketipi. o albümü dinlerken 'gökyüzü' nü ''hissediyorum'' inanılmaz derecede somut ve dokunulası. müzik bu işte, dedirten, bütün olarak 'tek' albüm. çan sesleri, sis griliği, puslu ve karanlık ovalar, ıssızlık. biçok kelimeyi görünür kılıyor, ve bütünde her şeyi 'silik' bırakıyor.

    coming back to life, kadar güçlü.
    tanrı varsa ve ibadet istiyosa, sadece bu adamları yarattığı için ona şükran sunardım. ama diz çökmeden tabii.
  • o kadar güzel bir albüm ki, albüme başladığım anda değişen ruh halim nedeniyle içimden fışkıran hisleri birileriyle delice paylaşabilmek istiyorum sözlük. nitekim paylaşacak çok biri olmadığı için dönüp dolaşıp sana yazıyorum. elbet birileri anlıyodur beni.
  • albüm kapağı dizaynında nedense sadece fotoğrafçısı storm thorgerson'ın adının geçtiği pink floyd albümü.

    sanırım çoğu insan da albümün üzerindeki fotoğrafın, fotoğraftan ziyade bir grafik çalışması olduğunu zannediyor, bilgisayar ortamında üretilmiş bir imge olduğunu düşünüyor. belki de bu, fazla "günümüz" zihniyetinin yarattığı bir düşünceden ileri geliyor olabilir, şu an felsefe yapmaya üşendim.

    neyse, aslında kapakta gördüğümüz o iki nesne, iki kafa, çift katlı bir otobüs büyüklüğünde olan, yaklaşık da 1 ton eden iki metal heykeldir. tasarımı keith breeden tarafından, inşası ise john robertson tarafından yapılmıştır.

    heykeller ely'de bu bölgeye getirilmiş, ve bu şekilde fotoğrafı çekilmiştir. aradan görülen ise ely katedralidir.

    heykeller şu anda rock and roll hall of fame, ohio'da sergilenmektedir.
hesabın var mı? giriş yap