• ursula bu kitabında, lorbanery adlı bir kasabadan bahsederken aynı zamanda bir insanlık dersi de veriyor;

    "... adanın üzerinde yürünmeyen ya da üzerine bina yapılmamış olan her metrekare, yapraklarıyla, çoluk çocuk tüm lorbaneryliler' in iplik yapıp dokudukları ipekleri ören küçük tırtılcıkların beslendikleri alçak ve yuvarlak tepeli hurbah ağaçlarına bırakılmıştı. burada alacakaranlıkta tüm hava, bu küçük tırtılcıklarla beslenen küçük gri yarasalarla dolardı. bu yarasalar çok fazla tırtılcık yer ama engellenmezlerdi; ipek dokumacıları gri kanatlı yarasaları öldürmeyi gerçekten de kötü bir kehanet olarak kabul ederler. çünkü, eğer insanoğlu tırtılcıkların sırtından geçiniyorsa, elbette küçük yarasaların da bunu yapmaya hakkı var."
  • büyük usta ve filozof ged der ki:

    --- spoiler ---

    yapılan her eylemin, öyle gençlerin zannettikleri gibi, insanın bir taşı yerden alıp fırlatmasından, o taşın yere çarpması veya sıyırıp geçmesinden, böylece de bu işin bitmiş olmasından ibaret olmadığını görebiliyor musun arren. taşı yerden kaldırdığında yer hafifler, onu tutan el de ağırlaşır. fırlatıldığında yıldızların dolanımları tepki verir ve vurduğu veya düştüğü yerde evren değişmiş olur.her eylem, bütünün dengesine dayanır. rüzgarlar ve denizler, suyun, yerin, ışığın gücü ve bunların hepsinin yaptıkları; tüm hayvanlar ve yeşilliklerin yaptıkları iyi ve doğru olarak yapılmaktadır. ... dengeyi korumayı öğrenmemiz gerekir. aklımız olduğuna göre cahilce hareket etmemeliyiz.seçme şansımız olduğuna göre sorumsuzca davranmamalıyız.

    --- spoiler ---

    ursula harbiden environmentalist bir insanmışsın. gözlerinden öperim.
  • bu kitap bence ne bir bedel ödemeydi, ne de bir sondu. bunun farkına le guin de varmış olmalı ki seriyi böyle bitirmek istememiş. bedel ödemek malı alınca karşılığında para vermek değil, ondan sonrasında artık olmayan paranın sağladığı olanaklardan mahrum kalmaktır bence. kitaptan örnek vermem gerekiyorsa yavaş yavaş spoiler vermeye başlayacağım demektir.

    --- spoiler ---

    ged, kitabın sonunda geçmişte yaptığı, belki de o zamanlar ufak gibi görünen bir hatasının bedelini büyücülüğüyle öder. bu ged için her şeyi demektir aslında; çünkü büyücüler için sanatları hem bir geçim kaynağı hem de onların tözüdür. nasıl bir kömürü yakıp onun enerjisini ateşe çevirdiğinizde geriye kalan kül artık kömürden çok farklı bir şeydir, büyücü de gücü olmadan kendisi değildir artık. aslında kitap boyunca karşılaştığımız, sonsuz yaşam için büyücülüğünü veren o insanların anlayamadıkları da budur. sonsuz yaşama kavuşsalar bile artık onlar kendileri değillerdir. "tavşan" artık tavşan denilen "büyücü" değildir. onun dışında kalan her şeydir.

    ve bunu fark ettiklerinde artık çok geçtir, artık büyüleri yoktur ve sonsuz yaşam vaadi de fos çıkmıştır, bu yüzden korkarlar ve tekrar tekrar çorak topraklardaki geçiş yolunu ararlar. bu onlara bir "yeniden doğum" gibi gelir. eğer sonsuz yaşam için yeniden doğralarsa yeni bir "ben"e kavuşacaklarını umarlar. ancak biz sonunda görürüz ki "ölümsüz yaşamın kralı" kuğu bile açtığı kapıyı, boşluğu dolduramayacak kadar aciz kalakalmıştır.

    "sen varsın: adsız, biçimsiz. gün ışığını göremiyorsun; karanlığı göremiyorsun. kendi kişiliğini koruyabilmek için yeşil yeryüzünü, güneşi ve yıldızları sattın. ama senin kişiliğin yok. satmış olduğun her şey sendin. her şeyi, bir hiç için verdin. ve şimdi de hiçliğini doldurabilmek için kaybetmiş olduğun dünyayı, ışığı ve hayatı kendine çekmeye çalışıyorsun. ama bu doldurulamaz. ne yeryüzündeki tüm şarkılar ne de gökyüzündeki tüm yıldızlar senin boşluğunu doldurabilir."

    ged bu sözleriyle yapılan yanlışı ve ödenen bedeli söyler kuğu'ya. kuğu benliğin en önemli parçasından, isminden bile yoksundur. aslında o da atuan'ın rahibesi arhe gibidir, yutulmuştur. büyük bir yıldız yok olduğunda ardında bir karadelik bırakır ve o her şeyi yutar. o karadelik artık ne önceki büyük yıldızdır ne de o yıldızın sonu. çünkü o delik bir zamanlar onu yaratan yıldızı da yutmuştur. bunun gibi kuğu da kendi açtığı delik tarafından yutulmuştur. ve diğer her şeyi kurtarmak adına ged o deliği kapatır.

    aslında kuğu'yu uzun zaman önce çorak topraklara götürerek ona bir ders verdiğini sanması ged'in hatası mıdır, değil midir tartışılır. büyücülerin tartışmaları hiç bitmez. ancak ben bunu bir hata olarak görüyorum ve o minik hata, pergelin bacaklarının uzadıkça daha çok alanı kapsaması gibi tüm dengeyi alt üst edecek bir sorun haline dönüştü. belki de ged'in taş diye yerden alıp fırlattığı bir tohumdu ve düştüğü yerde zehirli sarmaşıklar büyüttü. (10. entry'ye bakınız) ve ged bu hatasını telafi etmek için artık çok daha büyük bir bedel ödeyecekti: büyücülüğünü verecekti, bu da kendi tözünü vermek demekti. ancak yazının başında da anlattığım gibi bedel ödemek ged'in büyücülüğünü vermesi demek değildir, artık büyücü olmadığı hayatına devam etmek ve büyücülüğünün getirdiği tüm olanaklardan ve gururdan mahrum yaşamaktır asıl bedel. ki bu da bizi bir sonraki kitaba götürür: tehanu.

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    "insanın kesinlik beklediği yerde ümit bulması biraz sıkıcıydı. arren bu soğuk zirvelerde bulunmak istemediğini fark etti. kısa bir süre sonra, 'neden kötülüğü sadece insanların yapabileceğini söylediğinizi anladım. köpekbalıkları bile masum aslında; öldürmek zorunda oldukları için öldürüyorlar,' dedi."

    "işte bu yüzden başka hiçbir şey bize karşı duramaz. dünyada sadece bir şey kötü yürekli bir insana karşı durabilir. o da başka bir insandır. ayıbımızda yatar şerefimiz. sadece bizim ruhumuz, kötülüğe açık olan ruhumuz, onu yenmeye muktedirdir."

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    "ve kahramanlar, kendileri olmaya çalışan insanlar. insanın kendi özünü bulması çok nadir rastlanan bir şeydir ve çok büyük bir şeydir. insanın sonsuza kadar kendisi olması daha da güzel değil mi?"

    --- spoiler ---
  • "en uzak sahil ölüm hakkında. onun diğerlerinden daha zayıf kurgulu, daha tutarsız ve eksik olması da bu yüzden. ilk iki kitap yaşadığım ve atlattığım şeyler hakkındaydı. en uzak sahil'de konu edilen şeyi ise yaşayıp atlatamazsınız. bu bana genç okurlar için çok uygun bir konu gibi gelmişti, çünkü çocuk yalnızca ölümün var olduğunu değil -çocuklar ölümün yoğun bir biçimde farkındadırlar- kendisinin de ölümlü olduğunu, öleceğini anladığı anda, çocukluk biter ve yeni hayat başlar. bu da büyümedir, ama daha geniş bir bağlamda."

    ursula k leguin.
  • ölüme direnmeye çalışanların ölümsüzlüğü bulmaya çalışırken delirdiği, ölümün ve yaşamın aynı olduğunu düşünen ve tüm hünerlerine karşın ölümsüzlüğü arzulamayan mütevazi bilge büyücü ged'in , enlad prensi arrenle yerdenizin batısına ve güneyine yaptığı yolculukları ve ikisinin kendi iç yolculuklarını anlatan kitap . büyük gücüne karşın alçakgönüllüğüyle ged kendisine hayran olucak bir kahraman olduğunu göstermekte yerdenizden ötedeki biz dünyalılara.
  • ursula k.le guin'in ölümü acımasızca anlatan baş ucu eseridir.
    kitabın içeriği ölümle bütünleşmenin kaçınılmaz olduğudur.

    --- spoiler ---
    ölümle yüzleşmektir. ölümden korkmamanın gerktiğini öğretir. sondan kaçış yoktur. eğer hata yaptıysanız. bu hatanız herşeyi sonlandıracaksa ve hatayı salt siz düzeltebilecekseniz. yapılacak birşey yoktur. gidip cesaretle ölümle yüzleşeceksiniz. yaptığınız hatanın bedelini diğer insanlara ödetmeye hakkınız yoktur .
    ged tüm gücüne karşın gene de ölümü sevgiyle yenmiştir. yaşlı ejderha kalessin o çirkin devasa gövdesinin içinde sevgiyi barındıran son varlıktır. kalessin gitmiş sevgi de yok olmuştur.
    --- spoiler ---
  • son sayfalara yaklaştıkça içimi tarif edemediğim bir hüzün kapladı.
  • "dünyadaki her şey yoldan çıkmışken, büyücülüğün de yoldan çıkmasına şaşmamak gerek. bütün sürü dağılınca, bizim kara koyun ağılda mı kalır?" *
hesabın var mı? giriş yap