• gunumuzde insanlara "saglikli besin" diye yedirilmeye calisilan, piyasadaki en sagliksiz yiyeceklerden biridir.

    abd'de doktorlar 20 yasinin altindakilerin hic tuketmemesi gerektigini, 20-40 yas arasi kadinlarin mumkunse hic tuketmemesini, genc erkeklerin de en fazla 10-15 gunde 1 porsiyon tuketmesini tavsiye ediyor. peki neden? dogadaki balik cinslerine baktigimizda "buyuk balik kucuk baligi yer" kurali gecerlidir. her balik kendisinden kucuk baliklari yer ve yedigi baliklardaki bakterileri, zararli maddeleri ve atiklari da toplar. gunumuzde ortalama bir balinanin ortalama bir sehir coplugu kadar zehirli madde tasimasinin sebebi de budur. haliyle ton baligi da buyukce bir balik cinsi oldugu icin (kucuk konserve kutulari sizi yaniltmasin, ortalama bir ton baligi bir insandan daha buyuktur) kucuk baliklardaki bir cok zehirli unsuru icinde barindirir.

    ton baliklari civa konusunda cok "zengin" bir balik turudur. ufak baliklarda az miktarda bulunan civa ton baliklarinda cokca bulunur cunku bu baligin civa'yi vucuttan atacak bir sistemi yoktur. bir ton baligi ufak baliklari yedikce vucudunda civa birikir ve yakalnip konserve haline getirilen ortalama bir ton baliginda bir insan icin oldukca zararli miktarda civa bulunur.

    peki civa neden zararlidir? buna cevap bulmak icin japonya'nin minamata kentine gidiyoruz. minamata 1900'lerin basinda kimyasal urunler ureten ve civa uretiminin de yapildigi bir sahil kasabasiydi. uretilen kimyasal maddelerin atiklari okyanusa bosaltiliyordu ve insanlar en basta bunda bir sakinca gormuyordu. bu fabrika disinda kasabanin en onemli gecim kaynaklarindan biri de balikcilikti. bir gun kasabadaki sokak kedilerinin garip davranislari dikkat cekti. kediler sacma sapan hareketlerde bulunuyordu, bazilari durup dururken yere yigilirken bazilari yururken onlerindeki duvari gormeyip kafayi tosluyordu. kedilerin ilginc davranislari dikkat cekse de kimse sebebini anlayamadi. halbuki kediler kirlenen denizdeki baliklari yiyordu ve ilk zarar goren onlar olmustu. kedilerin cogunda agir beyin travmasi vardi ve yeni dogan yavru kedilerin onemli bir kismi ozurlu olarak doguyordu.

    birkac yil sonra kasabadaki cocuklar da garip davranislar sergilemeye basladi. dahasi, kasabada dunya'ya gelen bebeklerde de gariplikler vardi. cogu insan kasabanin "lanetlenmis" oldugunu veya "kotu ruhlar tarafindan ziyaret edildigini" dusunuyordu. hatta kasabada ortaya cikan hastaliga kasabanin ismi olan "minamata sendromu" verildi. doktorlar birkac yil boyunca sorunun cevabini aramaya calisti ve gercek ortaya ciktiginda cok gec olmustu cunku kasabada son birkac yil boyunca dogan cocuklarin tamamina yakini beyin ozurluydu.

    sonraki yillarda olay ortaya cikti. fabrikadan denize atilan maddelerin en zararlisi civaydi. civa gelismemis veya gelismekte olan beyin hucrelerine (ve hatta sinir sisteminin diger bolgelerine de) cok buyuk zararlar veren bir madde. kasabadaki baliklardan ozellikle ton baliginda cok miktarda civa tespit edilmisti. civanin insan vucudundan atilmasi 3 yil surdugu icin buradan ton baligi yiyen bir kadin 3 yil icinde hamile kaliyorsa cocugu zarar goruyordu. yine bir cocugun beyninin gelismesi 20'li yaslara kadar devam ettigi icin cocuk yasta ton baligi yiyenler de zarar goruyordu.

    sonradan yapilan arastirmalarda dunya'nin neresinden cikartilirsa cikartilsin ton baliklarinda olmasi gerekenden kat kat fazla civa oldugu ortaya cikti. amerika'da bugun doktorlar ton baligi tuketiminin mumkun oldugunca azaltilmasi gerektigini soyluyorlar. ton baligi sirketler tarafindan "saglikli besin" olarak tanitiliyor cunku dusuk yag ve yuksek protein oranina sahip ama sirketler nedense yuksek civa oranindan bahsetmiyorlar.

    bu her ton baligi yiyen kadinin ozurlu cocuk sahibi olacagi anlamina gelmiyor ama bunun almaya degmeyen bir risk oldugu asikar. yani haftada 1 ton baligi yiyen bir kadinin cocugun ozurlu olma ihtimali %5 bile olsa bu cok buyuk bir risktir cunku bunu yapan 100 kadinin 5'inin ozurlu cocuk sahibi olacagi anlamina geliyor. erkekler cocuk dogurmadigi icin 20'li yaslardan sonra ton baligi tuketmesinde risk daha az olacaktir ama yine de fazla tuketilmemesi tavsiye ediliyor.

    michigan universitesi'nde 1998 ile 2008 arasinda yapilan bir arastirmada denizdeki ton baliklarindaki civa oraninin her yil ortalama %4 arttigi ve ton baliklarinin giderek daha da zehirli bir hal aldigi ortaya cikmis. harvard universite'sinde yapilan bir baska arastirmada da 1989 ile 2009 arasinda ton baliklarindaki civa oraninin %30'luk bir artis gosterdigi ortaya cikmis. dunya giderek kirleniyor ve baliklar da bundan nasibini alan yiyecekler arasinda. genelde bir balik ne kadar kucukse yenilmesi o kadar guvenlidir denir cunku buyuk baliklar kucuk baliklari yiyerek onlarin zehirlerini de biriktirmektedir.

    yabanci gazete, dergi ve sitelerde bu konuda bir suru yazi var ama turkce siteleri taradigimda cok az bilgi bulabildim. nedense turkiye'de ton baliginin olasi zararlari konusunda kimse bir sey soylemiyor. dikkatli olmakta fayda var.

    minamata sendromu hakkinda: https://en.wikipedia.org/wiki/minamata_disease
  • bundan fazla tuketilirse civa zehirlenmesi oluyor imiş. ınsan bikez araştirmaya baslayinca yiyecek birsey bulamiyor. balik civali, tavuk antibiyotikli, kirmizi et deli, sebze hormonlu. en mutlu insan cahil insan arkadaş kapat gözünü ye. sokayim civasina da vidasina da.
  • bol limon ve domatesle cok leziz bir bekar yemegi olan balik. kediler de pek severler (onlarin bekar olup olmamasi onemli degildir).
  • ayıptır söylemesi spor sonrası iki kutusunu mideye yolladıktan sonra, ooohh fena bastım proteini heeee diyerekten bir bakayım dedim başlığa yararlı bi bilgi milgi vardır diye. bi şükelaladım basmaz olaydım hemen geldi amk bilimsel makalesi. yok cıva varmış, yok amerikalı doktor önermiyomuş, yok zehirliymiş. ne yiyecez biz kardeşim tavuklar hormonlu, balıklar civalı, sütlerde besin değeri kalmamış, her gün bonfileye para mı dayanır, onlar da antibiyotikli. sabah akşam lor yiyelim. ne sanayi devrimiymiş arkadaş ortalığın amına koymuş be. valla çocuk mocuk yapmayın çok insan var diye böyle oluyo. allah kahretsin böyle işi ya.
  • protein fakiri bir beslenme düsturu olan ülkemizde niye kitlesel şekilde tüketilmez aklımın almadığı besin. örneğin markasız market ürünlerinde* kilosu 8 ytl'ye kadar düşüyor. yahu 8 ytl'ye evine pişmiş balık geliyor ama yine de çok fazla tüketilmiyor türkiye'de. ben ezelden beridir balık hastasıyımdır. denizden babam değil reha muhtar çıksa, amma şekilsiz jumbo karides der yerim. fakat şu anki şartlarım altında taze balık bulmak ve pişirmek sorun*. bu bakımdan son üç senedir ton balığı müptelası oldum. ama ne müptela, bir hesap yaptım geçen sene tek başıma 40-50 kilo kadar tüketmişim. bu da kılçıklı 60-70 kiloya denk. hatta şu an dahi evde, 5 kiloluk stoğum var.* istatistiklere baktım da bu konuda japonları bile sollamışım. hatta o raddeye geldi ki, bizim evde bunun envai çeşit yemeği pişer oldu. çorbasından, makarnasına kadar. bazı günler 3-4 öğün ard arda yediğimi bilirim. 2-3 gün yemesem asabiyet çöker üstüme, çıngar çıkartırım.

    neyse demem odur ki, kilosuna 18 ytl verip yağlı dana eti yiyeceğinize, kilosuna 8 ytl verip pişmiş balık eti yiyin, yedirin. unutmayın, bizim beslenme rejimimizde ciddi protein eksikliği var. kırmızı et ile bunu kapatmamız mümkün değil. üstelik kırmızı et her derde deva değil. ton balığında ise yok yok. özellikle zeka gelişimine çok faydalı.
  • bunu ısıtmayın ama daha da önemlisi metal bir şeyi mikrodalgaya koymayın. ölmeye mi çalışıyorsunuz?
  • gereğinden pahalı ürün. adam gibi fiyata satan sadece bim var ama pimpirikli bir insan olduğum için eziyete dönüşüyor bim'in tonbalığını yemek. siyah-kahverengi kısım görüyorum, onu ayıklamakla uğraşıyorum, tam yiycem kenarları sanki kurumuş gibi sararmış bir parçaya denk geliyorum, uğraş babam uğraş. hiç keyif alamıyorum.

    geçenlerde migros'ta gördüm, aha dedim! dardanelin 1 kiloluk konservesi satılıyor. 15 lira mı ne. fiyat performans iyi yani, dardanelde öyle uğraştıracak garip parçalar da olmuyor genelde, rahatça yeniyor. aldım elime. evirdim, çevirdim. yok lan! açacak yeri yok! amerikalı mıyız oğlum evimizde konserve açacağı olsun? bıçakla açayım desen ayrı dert. hadi açtım diyelim. nasıl kapatıcam? bir oturuşta 1 kilo ton balığı yiyen müşteriniz mi var? sanayi tipi ürün satıyorlar bildiğin. insanı ton balığıyla sinir harbine sokuyorlar.
  • konserve kutuda olanları ısıtılmadan yenir.
  • bir yaşıma daha girdim; ısıtılmaması gerekir, yapmayın arkadaşlar.

    ayrıca sağlıklı beslenmek adına yağı süzülerek yenilmelidir.
  • ulan şu civa olayı yüzünden tam da alışmaya başlamışken bundan da tiksindim. tavuk yok, ton balığı yok, hamburger yok, hazır gıda yok, oldu olacak her gün salata yiyelim anasını satayım. ne pis bi dünya oldu burası ayrıca amk, ulan hadi adamların afrika'da mahsülleri yok, biz burada avrupa'nın göbeğinde varlık içinde niye bu malca yokluğu çekiyoruz lan?
hesabın var mı? giriş yap