• gereksiz aciliyeti olmayan bir başlık. burası yardım kuruluşu değildir.

    zira benim ortalamamın da çok yüksek olmasından ötürü, bende yüksek lisansımı yurtdışında yapmak istiyorum. fakat şu an cebimde 5 kuruş para yok ve burs bulamadım. insanlardan bu şekilde böyle bir platformda "para" istemek çok saçma ve yanlış.

    eğer gerçekten başarılı ve azimli iseniz, devlet tarafından gerçekten çok güzel burslar veriliyor onlara başvurun ya da özel başvuru yapın.

    yeter artık duygu sömürüleri.
  • sırf isveç olduğu için kendisine bir iki tavsiyede bulunmak istediğim hanım kızımız kendisi. ben de hukuk mezunu olarak uppsalaya gitmiştim zamanında yüksek lisansa. aynı şekilde okul bursum vardı bir tek gerisini ben karşılıyordum. ne yaptığımı anlatayım, nasılsa takip ediyorsundur. etmesen de buraları okuyana bir faydam olsun.

    elimde ilk ayın kirası ve yeme içme masraflarını karşılayacak param vardı. okul başlamadan önce gittim, yerleştim. etraftaki pizzeria denen pizzacı/dönercileri tek tek gezdim (kaç tane olabilir deme, o kadar çok ki). sonunda bir türk bir suriyelinin işlettiği bir yer buldum, dedim böyle böyle para lazım. ben geleyim ortalığı temizleyeyim, kiram masrafım çıksın yeter dedim. kayıt dışı çalışma bu dediğim tabii, parası da normal maaşa göre bayağı az oluyor maalesef ama ne yaparsın. onların ihtiyacı yokmuş, sağolsunlar başka bir yere telefon ettiler oraya gönderdiler beni. iranlıların yanında çalıştım 3 ay. zaten ders yükü ağır olsa da derse gitmeye harcadığın vakit az isveçte o yüzden çalışma ve ders saatlerinin çakışması çok çok sorun olmuyor.

    3. ay sonunda türk bir hemşireyle tanıştım. o zamanlar bütün isveçte pıtrak gibi göçmen kampları açılıyordu, deli gibi eleman arıyorlardı. oraya geçtim. mutfakta çalıştım, temizlikte çalıştım vs. orada göçmenlere tanınan bedava isveççe kurslarına gittim onlarla. 5 ay falan da orada geçti, sonra da mezun olma vakti geldi zaten.

    sosyal hayat için de öğrenci derneklerinde çalışmanı tavsiye ediyorum. barmen, aşçı, temizlikçi ihtiyacı olur sürekli. para vermezler maalesef ama yeme içme bedava falan derler. bu sayede hem gece dışarı çıkmış olursun, hemde hiç olmazsa yemeğin içkin vs. bedavaya gelir. ayrıca süper eğlenceli bir ortam oluşuyor çalışırken bile.

    bu aralar duyuyorum hastanelere vs. temizlikçi olarak da çalıştırıyorlarmış sigortasız yine. bu işler isveçliler nezdinde kirli iş olup yapmak isteyen çıkmadığı için genelde göçmenlere kalıyor. ben elimden geldiğince sıfır isveççeyle yapılabilecek işleri sıraladım. evet alışkın olduğumuzdan çok daha bayağı hayat şartları ama illa kafana koyduysan yol böyle maalesef. şu ekonomide milletten yardım dilenmek hiç bir işe yaramayacak, bu kesin.
  • tugce merhaba,

    beni hic ilgilendirmiyorsun.

    bye.
  • bu şahsiyete para vermek isteyen herkes, rica ediyorum bu girdiyi okuyun, karar size ait. tuğçe hanımefendiler:

    - 2016 yılı mart-nisan-mayıs aylarında *okul döneminde* en az 6 hafta süren interrail yapmış. kaynak

    - 2015 yılında 9 ay polonya’da kalmış. bu esnada avrupa’yı önceden bir kere daha turlamış. acaba bu esnada okumuş mu, ne yapmış? tüm polonyayı otostopla gezmiş. kaynak yetmemiş bir de iskandinav turu atmış kaynak

    o zaman sayın tuğçe hanım:

    - avrupa’da 12 ay yaşayarak para saçarken aklınız neredeydi?

    - hasta annenize kim bakıyordu?

    - bu 12 ay boyunca okulunuzu yandal ve 4,00 ortalamayla kim okudu?? insanın 23 mart ile mayıs başı arası bir finali dahi olmaz mı?

    - lund üniversitesi web sitesinde phd programı n’için ücretsiz yazıyor?

    ben de eğitimimin devamı için abd’ye gitmeye çalışan bir insanım. sadece sınav masrafım 10,000 dolar tutuyor ve tek taksit veya erteleme dahi yaptırmıyorlar. parayı yatırmadan başvuru dahi yapamıyorsun. ama ne yapıyorum biliyor musun? canımı dişime takıp çalışıyorum. annem ve babamdan dahi gelecek yardımı kabul etmekten utanarak, alnımın terini akıtıyorum.

    geç olsun, güç olmasın.

    sana 3x1 aç karnına haysiyet yazıyorum.
  • sözlükte açılan ve hayati nitelik taşımayan (kan arayışı, ilaç, hastalık, kaza, afet, evsiz kalma vs. durumlar) dışında yardım kampanyaları gerçekten can sıkıcı bir hal almaya başladı. sadece burada bahsi geçen, burs arayan hanımefendi için söylemiyorum, lafım genel fakat konu bu olduğu için bundan gidelim. mesela yurt dışında eğitim almayı bu ülkede herkes ister yani. sonuçta türkiye'de her üniversitenin her bölümünün bir adet çok başarılı öğrencisi, birincisi var. çoğunun da maddi imkanı yeterli gelmez ve gidemez. evet lund üniversitesi çok iyi olabilir, muhakkak ki çok şey de katar ama gerçekten iyi bir psikolog olmanın tek yolu bu değil. ha, imkanın vardır veya burs bulursun gidersin ama bu şekilde yardım kampanyası düzenleyerek dersen, yok dostum derim. eğer şartlar o kadarına izin vermiyorsa, türkiye'de de gayet hayallerine giden yoldan yürüyebilirsin. insan böyle yardım kampanyalarını gerçekten elzem durumlar için düzenlemeli ve insanların yaşadığı sorunların yanında kusura bakmayın ama "hayallerime giden yol" çok şımarıkça bir gerekçe olarak kalıyor.

    (bkz: buket'i amerika'ya yolluyoruz)
    (bkz: onemliuyarilar'a yardım ediyoruz)

    gibi örnekler de hafızalarda halen taze zaten.

    edit: kıskanç!!!! diyenler de damlamış hemen. bakın arkadaşım, emin olun hayatım bu kızı kıskanmamı gerektirecek seviyenin gayet üzerinde. olmasaydı dahi kıskanmazdım orası da ayrı konu. mesele ne biliyor musunuz? böyle eften püften konularda adeta dilencilik etmeyi kendine yedirebiliyor olan insanlara karşı duyduğunuz bu sempati. bu ülkede bu hanım gibi yurtdışı yüksek lisans hayali olan ve gayet başarılı eminim binlerce genç çıkar. onlar kendini böyle süslü ve sempatik 3-5 cümle ile ifade edip, duygu sömürüsü yapıp dilencilik etmiyor diye suçlu mu yani? hayaliymiş, bu ülkede hayaline kavuşmayı bırak canını idame ettiremeyen milyonlar var be. bu hanım kızımızın "20 lira bile" diyerek küçümsediği 20 lirayı bulamadığı için akşam yemeğinde yağsız, salçasız düz haşlanmış makarna veya kuru ekmekle karnını doyuran aileler tanıdım ben. sonra biz böyle "first world problems" tadında yardım kampanyaları düzenleyenlere şımarık deyince kıskanç oluyoruz. daha geçen sene koşuyolunda evi, yazlığı, ford mondeo arabası olan adam buradan dilencilik yaparak evinin içine 50.000 liralık tadilat yaptı, ondan da ders almamışsınız.

    edit 2: başta kendisini ve "kampanyasını" kırıcı olmamaya çalışarak eleştirmiştim fakat ortaya çıkan şeylere bakılırsa bence bu şahıs ciddi ruhsal problemleri olan, felaket bir egoya sahip ve çıkarı uğrunda dilencilik yapmak, yalan söylemek gibi şeyleri içselleştirmiş biri gibi geldi. özellikle yazısında yer alan "size de o güzel günlere benimle umutla bakabileceğiniz bir fırsat ile geldim." kısmı nasıl bir egonun esiri olduğunu gösteriyor zaten. bunun yanında dilencilik kötü bir şey değildir demesi de nasıl bir kafaya sahip olduğunu gösteriyor. dilencilik kötü bir şeydir tuğçe. burada bu kızın başlığını açarak veya entry ile destekleyen reelde tanıştığı arkadaşlarına da söylüyorum. benim bu zihniyette bir arkadaşım olsa kesinlikle irtibatı keserdim. zira tüm bunları kendine yedirip yapan biri her şeye tenezzül eder.
  • ışık üniversitesine sağ elimi göndersem 3.90 ortalamayla mezun olur, o ortalamayı git boğaziçi'nde yap bakalım
  • sözlüğe iyi saldırıyor tuğçe, benim gördüğüm 3'üncü başlık bu aynı içerikle. bir ... gidin artık.

    edit: burada bir sinkaf ve beddua vardı. o yüzden mi sildiniz entry'yi sözlük bey?
  • (bkz: çok sıkmayacağım deyip çok sıkmak)

    ayrıca şu ortamda bu isteğine gelecek tepkileri tahmin edemiyorsan zaten iyi bir psikolog olamazsın gibi geliyor bana. ikna olmadım.
  • bana da yapın burs yardımı 4 senedir ebem *ikildi..

    edit: az önce çaylak bir arkadaş uyardı @jilet ahmet sevdigimiz bir abimizdi nickli. aynen aktarıyorum.

    söz konusu arkadaşın ismini facebook'tan arattım. interrail türkiye grubunada üye olduğum için kendisinin bu grupta attığı postlarda gözüktü. 2 sene önce hollanda yapmış. 2 ay sonrasında kuzey ışıkları yapmış 1 hafta. bi ara italya'da yapmış. erasmus gibi bi durum yoksa bu kızın maddi bir sıkıntısı yok. çaylak olduğum için yazamıyorum, insanlar acıyıpta parasını kaptırmaz umarım.

    edit2: arkadaşın bahsettiği postların görüntülerini istedim, yardım yapmaya yeltenen varsa görüntüler geldiğinde gönderebilirim.

    edit3: görüntüler geldi efenim ısıcacık.. link
  • tuğçecim, anlattığın şeyler, çektiğin sıkıntılar falan o kadar sıradan ki. yurtdışında kendi imkanlarıyla, tırnaklarıyla kazıya kazıya burs almış binlerce insan var, senin ayrıcalığın ne? dilini bildiğin bir ülkedeki okullara başvur, oradan kabul al. tam burs alamazsan çalışabileceğin ve yaşam masraflarını karşılayabileceğin bir ülkeden.

    dünyanın en iyi 100 üniversitesi arasındaymış da blablabla. dünyanın en iyi 10 üniversitesi listesinden düşmeyen bir üniversitede doktora yapıyorum. kabul aldığımda dediler ki "okul masraflarını ödemene gerek yok, üçüncü senenden itibaren de maaş vereceğiz. ama ilk iki yıl tek başınasın, maaş yok. ne yer ne içersin umrumuzda değil. yersen." o iki yıl boyunca yemek alacak para kazanabilmek için kampüsteki kütüphanede getir götürcü olarak iş buldum, sakat belim ve boynuma rağmen onlarca kiloluk kutular taşıdım. yağmur çamur, kar kış demeden.

    ben de bilirdim verecekleri bursla geçinemeyeceğimi bile bile mesela ingiltere'deki okullara başvurmayı. ama başvurmadım, haddimi bildim. sana da aynını tavsiye ederim. türkiye çok kalabalık, senin gibi binlercesi var artık. "yurt dışından kabul alan türk kızının efsane başarısı" gibi haberler konuşulmuyor, geçti o günler. çok kalabalıksınız orda, senden çok var. kusura bakma. motivasyonunu kaybetme, seneye tekrar başvur, olur öyle arada.
hesabın var mı? giriş yap