• bazen mide bulandirir. aslinda mesela turban degil zihniyet, fakat turban bu acidan turnusol gorevi gorebiliyor.

    kadin giyim magazasinda calisiyorum. gayet gobegim acik, dekolte vs giyerim canim isterse. genelde musteriler ya dik dik bakar ya da begenir, begenisini dile getirir. her sey yolunda.

    bugun yaninda 20 li yaslarinda kiziyla bir turbanli teyze geldi. bakindilar birseyler alacaklar. kasadayiz. yuzugu gorup "kocan nasi birakiyo seni boyle disari, kiskanmiyor mu" dedi. baska bir ortamda olsak yari igneleme yari iltifat iceren bu yorumun ignesini alir bir guzel sokardim fakat musteri iste.
    " yoo kizmiyor hatta o seciyor her sabah" dedim. simdi bu kisiye "kocam bana karismaya hakki oldugu fikrine sahip degil, ben de oyle" desem direk devreler yanacak. esitlikten bahsetmiyorum bile.

    "aa sen bana ver onun yerini numarasini, kizayim ben ona. nasi birakiyo sokaga boyle yani ben kiskaniyorum valla. erkeklerden kiskaniyorum guzel kizlari. nasi bakiyolar oyle pis."
    baya bir iki dakika agzindan alev saca saca bunlari soyledi, nevrotik bicimde. yaninda kendisi gibi turbanli kizi ile, hayat goruslerini bana ve aileme dokuverip gitti.
    yani bana acik giyindigim icin direk kizamadi ama bu soyleviyle kizina kocasinin kendine karisma hakki oldugunu, eger kocasi karismazsa kendinin buna mudahale edebilecegini, kadinin karari ustunde kadindan once az 3-4 mercinin soz sahibi oldugunu, bunun disinda hareket ederse toplumsal baskiya ugramayi hak ettigini filan mis gibi anlatti.
    kadinin kadina ettigi cok can yakiyor.
  • bazen diyorlarya adamlar tanrı parçacığı ile uğraşıyorlar. bizimkiler açık, kapalı, türbanlı, çarşaflı. bitiremediniz zaten sanane kardeşim kapanan kapanır. kapanmayan kapanmaz. bitiremediler şu konuyu ölüm gideceğim hala aynı konu devam edecek gibi görünüyor.
  • daha dun basima gelen bir olayi anlatayim efenim.

    antalya havaalanina giriyoruz. guvenlik kontrolu vs. esim onde ben arkada kemer, saat vs cikartiyoruz. laptop falan. kutuya koyarken esimle arama birisi daldi elinde kutu ile. ne oluyor demeye kalmadan tahmin ettigim gibi siraya girmekten aciz bir turbanli. dedim hanimefendi hayirdir. dedi ben seni beklemek zorunda miyim? dedim ki evet. beklemek zorundasin zira burasi sıra.

    karima abuk sabuk seyler soylemeye basladi. guvenlikten rica ettim. neyse mudehale ettiler. megerse kari iki arkdaymis. arkamdaki kadinin da onune geçmiş.
    neyse gectik guvenlikten, arkadan sesi geliyor hala. aynen soyle dedi: biz cicili bicili olmadigimiz icin boyle davraniyorsunuz. hem arkamdaki kadina bagiriyor hem de guvenlige. sonra bize geldi ayni igrenc cumleyi kurdu.

    kadin sunu anlayamiyor: basit bir siraya girecek kadar akli melekeleri gelismedigi icin mudehale edildigini anlamiyor. turbani yuzunden engellendigini zannediyor. cicili bicili insanlar onu turbanli diye sevmiyor. kafaya bak.

    bu zihniyet nasil duzelir bilmem.
  • açıklar türbanlalılara nasıl bakıyosa aynı ama her iki tarafın yobazları da yok değil. kapalı yobazlar açıkları dine saygısız, açık yobazlar kapalıları gerici olarak görüyor. ikisininde görüşü ön yargılı ve akıl dışı
  • türbanlıların açıklara bakış açısı değil, bir yazarın çalıştığı mağazada yirmi yaşındaki kızıyla alışveriş yapan aynı zamanda da başörtülü olan teyzenin o mağazanın bir görevlisine bakış açısıdır.

    başlatmayın genellemenizden.

    bu arada evet, türbanlı değil (çok yüksek ihtimal) başörtülü teyzedir.öğrenelim eksik kalmasın. (bkz: bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp)

    her başörtülü ya da her başı açık melek ya da şeytan diye bir şey yok kardeşim.hepsi insan.insanlar da çeşit çeşit.bazıları saf kötülük bazıları saf iyilik.bazıları da biraz ondan biraz bundan.

    hiç mi toplum içine çıkmıyorsunuz farklı insanlarla takılmıyorsunuz anlamadım ki.

    sosyalleşin yahu biraz, çıkın fanusunuzdan, valla üzülüyorum..
  • anladığım kadarıyla olay "türbanlıların açıklara bakışı" değil de "türbanlı bir teyzenin dekolteye bakışı"dır. zira baş örtüsü örtmeyip de saçı ve yüzü dışında pek bir yeri görünmeyen kadınlar da var. bu cümleleri o kadınlara kuracağını sanmıyorum teyzenin.

    yine anladığım kadarıyla teyzemiz işin "günah-sevap" boyutuna değil de erkeklerin sapıklığına odaklanmış ki bu konuda haksız olduğu söylenemez. on yaşındaki öğrencisine nikah kıymak isteyenler bile var bu ülkede.

    olayda bahsi geçen teyzemiz kendi doğrularını paylaşmıştır. hakaret, aşağılama içermediği sürece insanların doğru olduğuna inandıkları fikirlerini paylaşmalarında bir yanlış yok. bu bakımdan teyzeyi yerden yere vurmayalım.

    eşlerin birbirleri üzerinde söz sahibi olma konusuna gelince, fikrime göre buna hakları elbette vardır. çünkü eşler bir bütünü oluşturan iki yarımdır. bu iki parça ayrı ayrı hareket ettiklerinde bir uyumdan söz edilemez. bu demek değil ki erkek kadını sokağa çıkarmasın ya da kadın erkeğe hayatı zindan etsin. bu gönül işidir. zorlamayla olmaz. birbirine değer veren eşler birbirlerini düşünerek hareket ederler.

    kocasının kıskanacağını düşünen bir kadın dekolte giymez, karısının kıskanacağını bilen erkek sokaktan geçen kadına yan gözle bile bakmaz. evliliklerini birbirlerini düşünerek ve rızalarını gözeterek sürdüren bireylerin yuvalarında da huzursuzluk olmaz.

    sözün özü eşlerimize değer vermeyi bilelim, haklarını gözetelim. *
hesabın var mı? giriş yap