• insanlar eskiden daha gerizekalıydı sadece siz fikirlerini duymuyordunuz. sosyal medya sayesinde herkesin fikrini duyabildiğin için gerizekalı sayısı artmış gibi geliyor.
  • son yıllarda ülkemizde hızlı bir artış gösteren gerizekalılığın sosyal, ekonomik ve psikolojik sebepleridir.

    insanlar artık okuduğunu anlayamıyor. en basit bir cümleyi bile idrak etmekte zorlanıyor. birbirleriyle iletişimi zaten sorunlu. bu nedenle dengesizlik gittikçe artıyor. konuşulan kişi ya aval aval suratına bakıyor ya da bambaşka manalarla karşılık veriyor.

    sosyal açıdan; insanlar son on yılda olabildiğince kutuplaştırıldı. kimsenin kimseye güveni yok. siyasi, dini ve kültürel ayrışmanın zirvesini yaşayan toplumda artık ağızdan çıkan her söz fişlenme, raporlanma, ispiyonlanma nedeni olabiliyor. kardeş kardeşi şikayet ediyor. bu da, insanlar arası etkileşimi olumsuz yönde etkiliyor.

    ekonomik açıdan; insanlar artık yeterli beslenemiyor. beyni besleyen gıdalardan uzaklaşınca anlama kıtlığı ortaya çıkıyor. vücut zaten hantallaşıyor. etrafta zombi gibi dolanan varlıklar haline geliniyor. öte yandan, kültürel faaliyetler en aza indirgenmiş durumda. cepte para olmayınca tiyatro, sinema gibi etkinliklere katılım düşüşte. beynin fonksiyonlarını artırıcı, analiz ve hayal yeteneğini güçlendirici etkenler en az seviyede.

    psikolojik açıdan; kin, hırs, çekememezlik, kıskançlık, hasetlik gibi konular eskiye göre daha fazla ortaya çıkmış durumda. bu da kısa yoldan kazanç, başkasının kuyusunu kazma, sahtekarlığın inceliklerini bulma gibi yollar oluşturduğu için normal seviyede insan ilişkisi gerçekleştirilemiyor. eldeki telefonlara yoğunlaşmış bir toplum olarak birbirlerine hava atıp, dünyanın en mutlu insanı imajı oluşturma çabası ruhen çürümeyi beraberinde getiriyor. bu durum doğrudan psikolojiyi bozan bir etkene sahip. herkes gerizekalılığının farkında olmadan gerizekalıca bir yaşam sürmeye devam ediyor.

    böylesi bir topluma çoban olma iddiasındaki yöneticiler de ne zaman bayrak sallasa, iki ayet okusa peşlerinden hipnozlanmış milyonları sürükleyebiliyorlar.

    örneğin bakınız:link
  • kıssadan hisse size: adamın iki çırağı var aynı anda birini elektrik diğerini su fatura yatırma yerlerine gönderiyor, biri diğerinden çok daha erken geliyor çünkü kurnazlık yapıp herkesin önüne geçmiş diğeri sıraya girmiş ve sıra kendisine gelinceye kadar beklemiş. usta erken gelene aferin diğerinin kafasına ufaktan patlatmış
    yani başkalarının hakkına gireni ödüllendirip, doğru olanı yapanı cezalandırmış
    toplumda böyle hak yemeği marifetmiş gibi eğitilip büyütülmüşüz yani ahlaksız bir topluma evrilme yolunda büyük adımlara alıştırılmışız.
    bizim dinden önce ahlaka ihtiyacımız var ustadım ahlaka.
    birşey çalmak günahtan ziyade ahlakın izin vermeyecek, ekmek sırasında bekleyen onca kişi varken herkesin önüne geçmene ahlakın mani olacak...
    yani kendine saygın olacak önce...
  • 1. osmanlı devleti: anadolu adını verdiğimiz coğrafya osmanlı için esasen asker ve tahıl demekti. dolayısıyla yüzyıllarca kaderine terk edilmiş bir yer olarak kaldı. örneğin, kars şehri 1877'den 1918'e kadar yaklaşık 40 yıl rus işgali altında kalmıştır. işgalci rusların oraya yaptıkları, osmanlı'nın 500 yılda anadolu'ya yaptığından fazladır. fotoğraf makinesi icat olduktan sonra anadolu şehirlerinde çekilen fotoğraflara bakın, bir devletin varlığına dair kanıtlar 3-5 taş bina'dan ibarettir. imarını, şehirciliğini, donatılarını geçtim, yaşamdan iz bulmak zordur. bu insanlar nesiller boyunca irili ufaklı yerleşim yerlerinden oluşan dar bir çemberde sadece hayatta kalarak ömürlerini tüketmişler. dünyanın geri kalanıyla herhangi bir temasa geçmeden aynı hayatın karbon kopyasını yaşayarak geçip gitmişler, yüzlerce yıl.

    2. akraba evliliği: kıyı kesimleri ve ticaret yolları üzerinde olan kısımları atarsak, anadolu ve özel olarak iç anadolu'daki birinci madde kapsamındaki yerleşim yerlerinde, yüz yıllar boyunca akraba evliliği yapılmıştır. bariz bir örnek ermek gerekirse, aşiret denen orta çağ artığı yapının açılımına bakarsak görürüz ki esasen herkes herkesle akrabadır. hal böyleyken, yüz yıllar içinde bir süre sonra yakın akraba-uzak akraba kavramının anlamı kalmıyor. gen havuzu o kadar dar kalıyor ki birkaç kuşak içinde çekinik genler eşlerini çok kolay bulmaya başlıyor. bugün bile "ne var ki benim annem, babam akrabaymış bir şey olmamış" diyerek, bir örnekten yola çıkarak genelleme yapanlar var. gerçi bu durum da akraba evliliğinin bir sonucu haha.

    3. modern tıp teknolojisi ve teşhis ve tedavideki gelişmelerin etkisi: ikinci maddeyle birlikte bakmak lazım. eskiden ucuz işgücü olsun diye çok çocuk yapılır ancak sadece bir kısmı hayatta kalırken, cumhuriyetle birlikte sağlık hizmetlerinin yaygınlaşmasıyla doğal eleme yönteminin artık çalışmamaya başlaması nedeniyle haliyle "normal" şartlarda üremeyecek insanların üremeye devam etmesi.

    4. iç göç: bu ülkede yaklaşık 50-60 yıllık yoğun bir iç göç yaşandı. cumhuriyetten önce orta çağ'da kısılı kalmış yüzlerce köy, kasaba ve yerleşim yerlerinden şehirlere ve özellikle batıdaki büyük şehirlere akın oldu. zamanla göçmen nüfus şehirli nüfusu geçti. daha makul yaşam koşullarının da etkisiyle üçüncü maddedeki doğal seleksiyon süreci azaldı ama üreme hızı azalmadı. hatta akraba evliliği de tam gaz devam etti. bu dalganın hakim gücü olan insanların çocukları, torunları falan şehirde doğmuş olsa bile o genetik ve kültürel miras yerli yerinde duruyor. büyük bir değişimin yaşanması için birkaç kuşak lazım.

    5. çevresel şartlar: bir insan zeki bile olsa, çalışmazsa ve uygun ortam bulamazsa potansiyeline ulaşamaz. aile, arkadaş çevresi, yaşadığı mahalle, ilçenin etkisi ile yaş ilerledikçe zekanın körelmesi, rutine hapsolmuş beynin hayatı otomatik pilota alması ve eğitimden, sosyal imkanlara kadar hükümet politikasının halkı donuklaştırmak için olması derken, potansiyeli olan insanlar bile köreliyorken, zaten donuk zekalı olanların hiç şansı yok. zaten çoğunluk donuk zekalı olunca, kalanları da aşağı çekmek için uğraşıyor. kaldı ki zaten bu ülkede halkın aptallaştırılması bir politika olarak çok uzun zamandır uygulanıyor. devasa bir insan öğütme çiftliğinde yaşıyoruz.

    6. beslenme: en sıkı denetime tabi olması gerekirken saldım çayıra mevlam kayıra prensibiyle kişilerin vicdanına terk edilen gıda sektörü ve alt üst edilen tarım ve hayvancılık sayesinde, insanların kaliteli besin maddesine erişimi kısıtlı. kaliteli diye sunulan yiyeceklerin denetimi şusu, busu her daim şüpheli olageldiği için insanlar bol katkı maddeli şeyleri yiyerek büyüdü. yemekten anladığı hamurişinden ibaret olan bir kalabalık var. misafir ağırlanacak diyelim, masa donatılacak. masada sigara böreği, pasta, kısır, kurabiye falan var. bunların tamamı aslında aynı şey. 2023 yılında, eğitimli, şehirli biri yapıyor bunu. masada ne var? karbonhidrat, karbonhidrat, eh işte nispeten iyi karbonhidrat ve daha fazla karbonhidrat. boş kalori. bir ömür "kaliteli" ete, yumurtaya, süte ulaşamadan ölen insanlar var. ülkenin bazı yerlerinde de sebze diye bir şey bilinmiyor bu arada.

    daha uzar gider.
  • çünkü bu topraklardaki insanlara, ne yapmaları gerektiği sürekli söyleniyor. o yüzden kendi başına karar vermeye girince saçmalıyor.

    küçükken anası babası söylüyor ne yapması gerektiğini.
    arkadaşlarından etkileniyor, kabul görmek için o doğrultuda hareket ediyor.
    evleniyor, ne yapması gerektiğini eşi söylüyor.
    işe giriyor, patron söylüyor.
    sokağa çıkıyor, devlet söylüyor.
    yalnız kalıyor, dini söylüyor.

    yalniz başına bir karar verme eşiğine geldiğinde alışkanlık gereği dönüp emir dinleyecek birini arıyor.

    ya yukarıdaki gibi bir yol izliyor, ya da tecrübesiz olduğu için saçmalıyor.

    çünkü mantığını veya vicdanını kullanma gereği duymamış hiç. ne yapması gerektiği her zaman söylenmiş ona.
  • çocukken yeterli protein alinamamasi. makarna erişte ile anca bu kadar gelişiyor zeka işte. sosyal bir devlete dönüşüp bu sorunu çözebiliriz aslında. etrafı denizlerle kaplı bu coğrafyada daha ömründe balık yememiş yetişkinler var çocukları sayamiyorum bile.
    edit:ara cümle tamamlandı.
  • sorun demografiktir. iyi genler gec evleniyor, tek cocuk yapiyor, bazen hic uremiyor. ama dusuk iq ya sahip gen tasiyicilari liseden sonra hemen evleniyor, bes cocuk on çocuk yapiyor, onlara da zaten iyi egitim verecek ne mantalitesi var ne de parasi var.

    iyi genler zaten dısari gidiyor ya da belli semtlerde kompartman halinde yasiyor. eh o zaman sokaklar kötü genlere kaldi. dolayisiyla sokakta gordugunuz insan kalitesi de giderek dusuyor.
  • geri zekalıların evlenmesi ve üremesidir.
  • zeki insanların uzun zamandır çocuk yapmama eğiliminde olmasıdır.
  • 1. sadece ekmekle beslenmesi
    2..sosyal yaşamının olmaması
    3..kitap okumaması
    4..beyni,midesinden az çalışması
    5..yaşam kodlarının kadın ve seks üzerine kurulu olması.
    6..din ile ahlak ilişkisini kuramamasi..

    vs
hesabın var mı? giriş yap