• enteresan bir kişilik.
    antik dünyadaki diğer apollonios'lardan ayırt edebilmek için memleketi olan tyana ile anılan bu kişi bir yönüyle filozofu, diğer yönüyle kâhin veya peygamberi andırır.

    türkiye'de yeterince tartışılmamıştır, ancak batıda kendisinin gerçek isa olduğuna dair birçok yayın yapılmış, birçok tartışma olmuştur. peki, bunun aslı astarı var mı? yaşadığı döneme dair anlatıların azlığından ötürü bu soruya cevap vermek zor, sadece metinsel anlatılara odaklanmak daha doğru olur, elbette insanlar spekülasyon üretmek konusunda hürdür, ancak bunun için de refersans kaynağı olarak kullanılabilecek antik metinler var.

    bu metinlerin ilki ve en önemlisi, tyanalı apollonios'un yaşamını anlatan atinalı philostratos'un literatürde vita apollonii olarak anılan, 8 kitaptan oluşan eseridir. bu, günümüze ulaşan biyografik nitelikli en uzun metindir.

    ilk dört kitap apollonios'un hindistan'daki bilgeleri ziyaretiyle başlar, roma'ya gelişi ve imparator nero'nun tiranlığını deneyimlemesiyle son bulur. ikinci dört kitap farklı konular içerir, örneğin apollonios'un etiyopya'yı ziyareti ve orada "çıplak adamlarla" (gymnosofistler) buluşması anlatılır, daha sonra roma'da zalim imparator domitianus tarafından tehlikeli bulunup yargılandığı, hapse atıldığı ve orada yaptığı konuşmalarla ve kendisine atfedilen mucizelerle serbest bırakıldığı üzerinde durulur.

    philostratos'un metninin önümüze koyduğu apollonios, bazen pythagorasçı ruh ve dünya öğretisinin savunucusu bir filozoftur. nitekim etrafındaki kişilerle yaptığı konuşmalar aktarılırken, tıpkı pythagoras gibi bir üstat olarak sunulur. apollonios'un pythagoras'ı daimon yani tanrı ile insan arasında özel bir tanrısal varlık olarak gördüğünü anlıyoruz. benim metinden edindiğim izlenim, onun kendisini de yeryüzündeki daimonlar sınıfına ait gördüğüdür.

    mesajının adresi sadece roma, etiyopya veya hindistan'da karşılaştığı kişiler değil, tüm insanlıkmış gibi görünüyor. bu açıdan bakıldığında kinik ve stoacı kosmopolitanizm idealinin de savunucusudur, yurdunu tüm dünya olarak belirler, tüm insanlığı kardeşler birliği olarak görür, bunu da herkesin tanrı'yla akraba olduğu fikrine dayandırır.

    diğer roma imparatorlarıyla olan diyalogları iktidar temsillerinden çekinmediğini, hatta kendisini onları tarih önünde yargılayabilecek kadar onlardan üstün gördüğünü ortaya koyuyor. imparator vespasianus'a yazdığı bir mektupta onu yunanlara tanınan birtakım hakları kısıtlamasından ötürü eleştirir ve nero'nun tanıdığı hakları iptal etmekle, hatta atina'yı yakan persia'nın kralı kserkses'e öykünmekle suçlar. sophokles'in kral oidipous'undaki teiresias oidipous'a "senin için değil, tanrı apollon için yaşıyorum" der, tyanalı apollonios da imparator domitianus karşısındaki konumunu bu mottoyu örnek alarak belirlemiş, tek farkla, apollon yerine bilgeliği koymuş. [philost. vit. ap. 7.4.2] bu, onun hiçbir imparatora ve yeryüzü yasasına tabi olmadığını ifade ediş biçimidir, o sadece bilgelik aracılığıyla kavradığı, tüm evrene hükmeden tanrısal iradeye tabidir.

    son olarak, tyanalı apollonios şöyle dua edermiş: "ey tanrılar, bana hak ettiğimi verin." [philost. vit. ap. 4.40.2] bu entiriyi, herkesin hak ettiğini bulması dileğiyle kapatmak isterdim sevgili sözlükçüler ama bu, iyimserliği rasyonel bir şekilde temellendirilmemiş bir dilek, bu yüzden ünlü feylesof bob dylan'ın son şarkısı false prophet'ın giriş dizeleriyle bitirmek daha doğru olur, diye düşündüm:

    "another day that don't end
    another ship goin' out
    another day of anger, bitterness, and doubt"
  • "tüm yeryüzünü kendi vatanımız, insanların hepsini kardeşlerimiz ve dostlarımız olarak görmemiz soylu bir tavırdır, zira hepimiz tanrı'yla akrabayız."

    tyanalı apollonios, epistulae 44.2
  • bu kişinin gerçekte isa mesih olduğu öne sürülmüştür. hıristiyanlığın ilk 200 yılında hiçbir kaynakta nasıralı isa mesih'in adı geçmezken, ilginçtir ki bütün roma kayıtlarında gerçek peygamber ve " mucize yaratıcısı" olara tyanalı apollonios'un adı geçmektedir. kilise 300 yıldan itibaren bu şahsın tüm yazılarını yaktırmış ve adına dikilen anıtları yıkılmıştır. apollonios'un "gizli ilimleri" anlattığı kitabı ise papalık arşivinde saklanmıştı.
    apollonios adlı bu anadolu ereni, yıldızlar ve gökler ilmi, anahtar ilmi ve ölçümler ilmini uygulamıştır.
    araplar bu kişiye "balius", osmanlı türkleri de "balyos" demişlerdir. apollonios muska yazma konusunda hayli ilerlemiş bulunmaktadır. elden ele geçen eserler sonraki zamanlarda yasaklanmış fakat bursa ve istanbul'da medreselerde gizli şekilde okutulmuştur. şöyle demişti: " ben apollonius, tanrının verdiği güçle muskalar yazdım bunlarla kurtlar fareler ve canavarlar yarattım. "
  • hayatının isa mesihe uyarlandığı düşünülen şahıs. aytunç altındal - hangi isa
  • son 2000 senedir tartışılan ve sonraki 2000 yılda da tartışılması muhtemel olan kemerhisarlı.

    öyle veya böyle, isevi hareketin tam kalbine bir mızrak gibi saplandığı ve olası hasarlar nedeniyle bulunduğu yerden sökülüp çıkarılamadığı bir gerçek.
  • (bkz: #84828578)
    yukarıdaki entry'de bulunan dramatik hatayı düzeltmek gerekir.
    tarsuslu yahudi hahamı saul'ün romalı ismi petrus (peter) değil, pavlus (paul) idi. ve bu pavlus, hıristiyanlık dinini tek başına kurmuş bir kişiydi. öyle matta, markos, luka ve yuhanna falan hepsi hikâye. saul (pavlus) tüm yeni antlaşmayı (yani incil'i) baştan sona kendisi kaleme alıp anatoli topraklarını inanılmaz büyük bir hırsla karış karış dolaşarak, zaten anatoli'nin kadim inanışı olan adonis kültü üzerine inşa etmiş ve yaymıştır.

    başlığa konu olan tyanalı apollonios'u tanımam etmem ve adını ilk kez duyuyorum.
  • karakteristik olarak hz. isa ile büyük ölçüde benzerlikler taşısa da; hz. isa ile karıştırılan bilgin. kendisi yunan asıllıdır, oysa hz. isa ise yunan değildir.
  • bir grup niğde'linin sahiplendiği dini karakter. niğde'de de yaşadığı dönemde bir çok kilise ve ibadethane yapıldığı rivayet edilmektedir.
    gerçek isa olup olmadığı sır gibi saklanmaktadır..
  • "devleti ilgilendiren konularda kral gibi, kendini ilgilendiren konularda özel bir insan gibi davran." sözünün sahibi.
  • yeni pisagorcu düşünür. hz. isa ile aynı dönemde yaşaması bakımından da önemli bir isimdir.

    "hz. isa ile benzer bir yaşam ve mucizelere sahip olduğunun belirtilmesi uzun süre bu iki kişinin aynı kişi mi olduğu sorusunu sordurmuştur. italya'dan kuzey afrika'ya, ortadoğu'dan hindistan'a kadar değişik coğrafyaları gezmiş olan bu filozof, hem 4. yüzyılda roma'da hem de çok uzun yıllar sonra aydınlanma çağında hristiyanlığa karşı bir figür olarak kullanılmıştır. ortaçağda ise bu söylentiler nedeniyle kilise tarafından adeta istenmeyen adam ilan edilmiş ve izleri silinmeye çalışılmıştır."

    kaynak
hesabın var mı? giriş yap