• farkında değil ama egosu arşa çıkmaya başladı iyice. vedat milor hakkında yazdığı gereksiz duyardan sonra kendisine yazanlara verdiği yanıtlar gerçekten düşündürücü.
    en iyisini o bilir, hep "siz hatalısınız" tavrı gerçekten çok itici hale gelmeye başladı. burada da bizim payımıza da her zamanki gibi "önce adını yaz" çemkirmesi düşecek.
    bir mola ver tatile git diyeceğim de milletin yarısı aç ünsal abi, otur bari evinde.
  • hiçbir konuda eleştiri kabul etmiyor. ya çoğu eleştirisine katılıyorum, çoğu fikrine imzamı atarım. lakin o kadar genelliyor insanları ve o kadar acımasız saldırıyor ki.. hepimizin durumu eşitmiş gibi konuşuyor. senin abin gs de yöneticilik yaptı, belli ki maddi kaygı yok fazlaca. e güvendiğin yerler, tanıdığın birileri de var sürekli anlatıyorsun çünkü. ulan biz bi şey desek yedi sülalemizi çarmıha geriyorlar.

    kendisinin selamı, sabahı olan herkes muteber. onun dışındaki herkes biraz şey... abi olabilir mi böyle bir şey? haluk bilginer'den efsane yaratma peşinde sürekli. neden, çünkü aynı masada rakı içiyorlar diye. yahu haluk bilginer denen adam, mahsun'un filminde feto hocaefendi(!) yi canlandırmadı mı?

    ekrem konusundaki bugünkü eleştirilerinde sonsuz haklı. ama ekrem'e olan mesafesi, mansur yavaş ile olan yakınlığından dolayıdır.

    koskoca yayını kişisel bir hesaplaşmaya çevirip 25 dakikamızı çaldı. ikinci yayını dinlemedim ve dinlemeyeceğim bugün. bu tip yayınları daha önce de yaptı.

    tamam abi en büyük sensin. biz kim köpeğiz ki?
  • gazetecidir.

    her sabah çalışma odasından tüm dünyada yayınını izleyenlere pek çok dilde -elinden gelse tüm dillerde- “günaydın” der.

    sosyal medyadan yaptığı yayınlarla, eleştirinin dibine vurur. muhaliftir, ama muhalefeti de eleştirir. kimsenin “adamı” değildir. dünya köyünden, “insan” ırkındandır.

    edebiyatımızın iyi mizahçılarından aziz nesin, rıfat ılgaz’dır. müzik insanı ahmet kaya’dır, sinemamızın yılmaz güney’i, derinliğiyle nuri bilge ceylan’ıdır. ama en çok dünya edebiyatının saramago’sudur. çünkü yayınları, insanlığın “körlüğü” aşması için mücadelenin sembolüdür. bu isimlerin hepsi, ama daha fazlasıdır.

    biliyorum ki, onun fikirlerine katılmayanlar da onu her sabah gizli gizli izliyor. çünkü siyasetin olmadığı, insana dair ne varsa onun konuşulduğu gelecekteki dünyanın insanı ünsal ünlü. olması gereken siyasete, ekonomiye olduğu kadar sanata, yaşam tarzına, şehir kültürüne, spora da dokunur.

    yayını 1 saat sürüyorsa, her 5 dakikada bir gülümsetme; 10 dakikada bir kahkaha attırma garantisi vardır.

    aydınlanmaya, o güzel türkçesiyle bizi aydınlatmaya devam etsin.

    yayınları daim olsun.
  • son vedat milor olayında en çok üzüldüğüm sevenlerinin "abi seni seviyoruz ama burada yanlış yapmışsın" temalı umutsuz çabaları. ünsal bey'i yeterince tanıyamamışlar. bir kere bir laf ağzından çıktıktan sonra kendisi ondan asla dönmez, çok üstüne giderseniz iki katını söyler. bunu da samimiyetle yapıyor, haksız olabileceği ya da hata yaptığı ihtimali aklında bile yok.

    netekim vedat milor' a laf etmiş, eleştiriler gelince de "acaba abarttım mı" demek yerine eleştirenleri "tarananlar" olarak tanımlayarak alışılmış üslubunu kullanmıştır.
  • bugünkü yayınını yeni izledim. nedim şener için "büyüyünce doğu perinçek olacak." dedi.

    nedim şener için bu kadar cuk oturan bir tanım görmemiştim valla. harbiden lan...
  • çok severek izliyorum. şikayet ettiği üzere asla kendisini mahalle değiştirmiş ve muhaliflere kakalamış akif beki ve levent gültekin gibi tiplerle yanyana koymam. çok onurlu duruyor, krt ve halk tv gibi sözde muhaliflerin çullandığı mecralara da gitmiyor, bildiği yoldan yürüyor. helal sana. ünsal abi her zaman pusuladır. lakin bir eleştirim var; fazla didaktik. abi didaktizmden kurtul, sen öğretmen değilsin. 6 yıldır inatla bir başına yayın yapıyorsun ve haklı olarak artık illlalah ettin. sen entelektüel, kafası delice çalışan insansın. burayı da okuyorsundur eminim. eleştirileri de dikkate alırsın. her sabah yolda seni dinliyorum, ders veren, üstten konuşan halinden biraz daha sıyrıl. ankara'yı bilmiyorum ama istanbul'un varoşlarında geçti çocukluğum, zeytinburnu'nda, sefaköy'de, bağcılar'da... yaşananları biraz daha incele, buranın insanları bambaşka şartlarda yaşıyor. bugün yayında anketleri yorumlarken "fikirsiz" diye haklı olarak kızdın ama bu insanlar niye "fikirsizz" onu kurcala lütfen. bu arada seni anlıyor ve sonuna kadar katılıyorum emin ol. ama lütfen biraz sakin ol, seni seven ve sıkı takip eden bizlerin yüzünü ekşitme rica ederim.
  • akp'yi ve erdoğan'ı otoriterleşme sürecinde sonuna kadar destekleyip, doğan medya grubuna kayyum olarak atanıp sonra bir şekilde gözden düştüğü için muhalifimsi kesilen akif beki'ye karşı sonuna kadar arkasında olduğum düzgün ve ahlaklı ve hafızalı gazeteci.
  • adamin en yakin arkadasi 2 gun once "micirik asi ve firik pilavini asiltane zeytinyaglariyla" daha lezzetli hale getirirken, nedense hicbir sekilde elestiri yapmiyor ve duyarli davranmiyor. konu meslegini yapan ve bunun hakkinda soru soran bir kisi olunca sacma sapan duyarlar kasip takipcilerine "siz gerizekalisiniz, anlamazsiniz dedigimi" modunda cevap veriyor.

    her gun sabahin 9 unda bas bas bagirarak elestirdigi zihniyetten ne farki var su yaptiginin, oturup bir dusunur umarim. ya da her zaman kendini hakli gormeye ve sanatci dostlarinin poh pohlamasiyla halktan iyice kendini koparmaya devam eder...

    edit: coskun aral'in yaptigi programa asla lafim yok, burda unsal unlu'nun ikiyuzlulugunden bahsediyorum sadece. gayet keyifle izledigim bir program coskun bey'in programi.
  • her sabah periscope üzerinden yaptığı '' patronsuz '' interaktif yayın çağdaş gazeteciler derneği mahmut tali öngören yılın tv programı ödülü'nü almış.

    çağı yakalamak budur, koca koca stüdyolara dev ekiplere gerek olmadığı, önemli olanın söylenen sözler ile akla, mantığa ve vicdana hitap etmek olduğunu bütün satılmış ve tek taraflı medyaya gösterdiği için tebrikler ünsan ünlü.
  • anason kokulu freelance gazeteci.

    ünsalcığım, ihtiyarlara has dede asabiyeti var sende. ifade özgürlüğünden dem vurup farklı düşüncelere tahammülsüzlük kalkanı kullanan da sensin; hemen her kesimden kabul gördüğünün pazarlamasını ego yelkenli kayığınla yüzdüren de...

    vedat milor mevzuunda son olarak "taranacaklara mani olmayayım ben" demişsin, aklınca ironi yaparak. oysa sende saç olsa kuaförden hiç mi hiç çıkmazdın.
hesabın var mı? giriş yap