• fransızca’nın piri, türkçe’nin ustası, kalem hastası, bir mütevazi pir beyefendi, dil uzmanı, herdaim bir öğretmen, yorgun bir savaşçı.. arkasında bir bedri rahmi balığı, önünde iki satır sait faik içlemesi, iki dize orhan veli üflemesi, sevdikçe sevilesi güzide insan..

    90 yaşını devirmesine rağmen önünden rakısını, votkasını, viskisini, beyaz leblebisini eksik etmeyen, bir ahir zaman yolcusu, bugünü artık hatırlayamayan ama geçmişi bir bir anlatan leziz bir hatip, kibarlığı ve nezaketi ile dudak ısırtan insan..

    “o dili bilmiyorum” demesinden korkulan, bir iki saat içinde yabancısı olduğu dil ile halvet olma yeteneğine haiz kişi.. hiç evlenmemiş, hiç çocuk sahibi olmamış ve fakat bu sevgisini manevi oğlu ile dindirmiş kişi..

    “tek olayı şudur” kategorisine birkaç beden büyük geldiğinden dolayı, inzivasında demlenen “yazar”..
  • eşsiz çevirmen... konusunun en iyilerinden... o olmasaydı camus bu kadar keyif verir miydi acaba...
  • "filozofların aydınlatmadığı bir toplumu şarlatanlar aldatır. bu şarlatanlar halkın gözdesi olmaya niçin can atarlar? halkın başına geçip zorbalık edebilmek için."

    - kendimce denemeler, vedat günyol -
  • kafkayı türkçemize katan, azra erhat ve sabahattin eyuboglu ile birlikte birçok çeviriye imza atmış ölümü üzen üstad.
  • kendimce denemeler adlı kitabından "hepinizi çağırıyorum" başlıklı yazısından:

    "hiçbir mülküm yok zamandan başka diyor değerli şair süreyya berfe. bu dizeler benim yaşamımı özetliyor. evet, bugüne dek hiçbir mülküm olmadı. beni 92 yaşıma taşıyan zamandan başka. ben bu zamanla neredeyse özdeşleşmiş durumdayım, her ne kadar o sözünü ettiğim zaman kimi kez benliğimi elimden alıp beni yüzüstü bırakıyorsa da. bugün 92. yaşımı, tek mülküm olan zamana borçluyum. sizlere sesleniyorum, zaman denen mülkünüzü iyi kullanın, çünkü onun kaypaklığını ancak dirençle önleyebilirsiniz benim gibi. hepinizi mümkün olan zamana sarılmaya çağırıyorum. çünkü gün olur zamanın kendisi gibi hayali de cihan değer. sevgilerle"

    http://www.radikal.com.tr/….php?ek=ktp&haberno=2241
  • lisedeydim ve edebiyat dersi dönem ödevim için bilinen bir kişiyle röportaj yapmam gerekiyordu. annemin edebiyat öğretmeni perihan erguna fikir almaya gittiğimizde, büyük bir heyecanla vedat günyol ile röportaj ayarlayabileceğini söylemişti. sene 2001 veya 2002, ben de 14 veya 15 yaşlarında tıfıl bi lise öğrencisi. o zamanlar google'da bilmediğin şeyleri arayıp bulma konusunda da çok bilgi sahibi değilim... velhasıl, ne kadar önemli bir insanla görüşmeye gittiğimin çok da bilincinde olmadan maltepe üniversitesi'nde odasında buluştuk. hazırladığım soruların bir kısmı belki ona çocukça geldi, belki de bazılarının perihan hoca tarafından revize edilip daha yetişkin olgunluğuyla sorulabilecek sorulara dönüştürüldüğünü farketti. ama hiç bozmadı, aksine gözlerindeki heyecan, bana da bulaştı. çok tatlı, çok keyifli, bir sohbet oldu. ben tabii daha çok, çok anısı olan yaşlı bir dedeyle görüşüyorum ve onun anılarını dinliyorum gibi hissettim. ama hiç sıkılmadım.

    ve ne oldu biliyor musunuz? evet dönem ödevimden güzel bir not aldım, ama hocam tahmin ettiğimden daha az ilgi gösterdi. biraz bozulmuştum tabii, ama otorite olarak kabul ettiğim bir insanın pek üzerine düşmemesi bende "demek ki o kadar da önemli birisiyle görüşmedim" algısını oluşturmuştu. ne çocukluk!
  • sunay akın antik acılar kitabında bulunan aşağıdaki kısa şiirini vedat günyol’a ithaf etmiştir.

    deniz

    yaşlı bir devrimci
    düşürmez hiç ağzından
    özgürlük kelimesini
    ve yatmadan önce
    bir bardak su yerine
    denize bırakır
    takma dişlerini*
  • cemal süreya’ya göre edebiyatımızın cumhurbaşkanı.
  • çevirmen dahası edebiyat heveslisi gençlere evini açacak kadar da samimidir. tam bir edebiyat gönüllüsüdür vedat günyol.

    ölmeden beş yıl evvel şunları yazmış, 88 yaşında: " bu yaş beni çok yaş bir duruma sokuyor. bu yan yana iki sekiz var ya, onlara yer değiştiriyorum, olmuyor. oysa, geçen yıl yaşım 87 idi. 7'yi başa alınca 78'lik olabiliyordum." devamında şöyle cümleler kurmuş: " ne yapar benim gibi sunturlu bir yaşa demir atmış insan? benim yaşımdaki çoğu insan geleceği geçmişinde arar durur, yani anılarına, gelenek göreneklere göre sürdürür yaşamını. bense buruk bir özlem diye tanımlayacağım anılarımla yaşamaya çalışırken, anılarda yaşamaktan kaçınır oldum."

    bütün sevdiklerinin ölümünü görecek kadar yaşadığına sitem etmiş yazar. muhsin kızılkaya'ya göre cennete gidebilecek tek ateist'tir vedat günyol.
  • albert camus'nün yabancısına yaptığı çeviride rahatsız edici bir nokta var ki o da arap'ları tanımlamak için sürekli "fellah" sözcüğünü kullanması. eserin orjinalini okumadığım için ahkam kesmek istemem ama camus'nün, mağrıbi'leri tanımlamak için kullanılan yöresel bir tanımlama yaptığını ve günyol'un da buna dayanarak bizim topraklardan benzer bir sıfat kullanmaya çalıştığını düşünüyorum. lakin şöyle bir şey var ki, "fellah" kelime anlamıyla çiftçi, köylü anlamına gelse de, türkiye'de hatay-adana-mersin yörelerinde yaşayan arap alevi'lerini aşağılamak için kullanılan ırkçı bir sıfattır. mağrib ülkelerinde, arap-alevi'si yaşamadığına göre günyol'un "fellah" sözcüğünü seçmesini bir mersinli olarak yadırgadım.
hesabın var mı? giriş yap