• 35+ bir kadına, “beni kabul etmeyip de ne yapacak, düşürürüm ben bu yaşa gelmiş kadını,” diye yaklaşan ama reddedilen birinin hezeyanı. aksi takdirde, sizinle alakası olmayan insanların size dokunmayan tercihlerini neden kendinize dert edesiniz, değil mi?

    edizhun; arkadaşlar, ciddi soruyorum; geri zekalı mısınız? bi' insanı savunmak için onunla aynı özelliklerde olmak mı gerekiyor? afganistanlı/suriyeli de değilim; onlarla ilgili yazdım. tacize, tecavüze, kadın cinayeti girişimine de maruz kalmadım; aleyna çakır'ı savundum...

    yaşımdan size ne? 35+ değilsem bu densiz giriye cevap veremez miyim? gerçekten hastasınız, yahu, lami cimi yok; hastalıklısınız.
  • bugün denizde, her gün karşılaşıp birlikte yüzdüğümüz, oldukça formda görünen, aramızda 20+ yaş fark olmasına rağmen benden daha efemine ve çekici duran 55-60 yaş skalasında bir hanımefendiyle kulaç ata ata bu konuyu konuştuk, çarşaf gibiydi deniz de. eşini birkaç sene evvel kaybetmiş, yeniden aşka hazırmış. iyi talipleri var, flört ediyorlar yazlık yerin kulübünde falan. ona kur yapan emekli savcıyı mı seçse yoksa emekli mühendis fakat şu an müzikle uğraşan diğerini mi seçse bilemiyor ama kalbi mühendis müzisyene daha yakın. beyler de 58-62 skalasındalar sanıyorum emin değilim. hayat dolu bir kadın, iki çocuğu üç de torunu var, altında arabası, "akşam alaçatı'ya gidelim şuraya müsaitsen, güzel mekan" diyor bana. kadın bana ilham veriyor. "kafanızı dinleyin, değer mi tekrar aşk meşk girdabına girmeye?" diyorum kadına, kızıyor bana, "ay ilahi venera" diyor, "sen kapatıyorsun kendini " diyor, "aşk için en muhteşem yılların daha yeni başladı" diyor 30'ların ortasındaki halime. kızıyor bana.

    "aşk için en muhteşem yılların daha yeni başladı" kulağımda asılı kaldı bu cümlesi epey. sırtüstü yüzerken bunu düşündüm.

    hatta ara ara mahrem şeyler anlatıyor kadın, bir adam varmış hayatında, ama adamın yıllardır kurtulamadığı bir belalısı varmış, yelloz bir kadınmış. o kadından tam kurtulamıyormuş, adamla kavuşamıyorlarmış. arada yaramazlık yapıyorlarmış yasak aşk gibi, "beni uçuruyor yatakta, böyle bir şey yok" dedi adam için. adam da kadınla aynı yaşlarda, 58-62 skalası. "mutluluk çubuğu? viagra?" diye hadsizce düşünüyorum içimden. anlıyorum ki viagra veya mutluluk çubuğu da değil, 55-60 skalasında adamın aşkla seviştiğini dinliyorum. vay be diyorum. ben de 30'lara geldik diye fıtı fıtı un eleyecek ve duvara çivileyecektim az daha.

    insanları dinlemeyi ve gözlemlemeyi seviyorum, çok da şey katmıştır hikayeleri tıpkı bu hanımefedinin hikayesi gibi.

    şimdi fark ediyorum da 20'li yaşları aşka ayrılmış en özel loca zannedenler beni güldürüyor. 20'li yaşlar hayat kavgası, kimlik bulma çabası ve aileden özgürleşme için ayrılmış bir loca. ne cepte düzgün para, ne toplum önünde bir statü bulunur, ne de "hayattan ne bekliyorum" sorusunun cevabı mevcuttur sanki çok önemliymiş gibi.

    30'larda ise evvelden derdine düşülen pek çok şeyin boş olduğu keşfedilir, dolayısıyla bu yaşlar aşk, keyif, laylaylom locasıdır, tahminimce bu 40'larda 50'lerde de artarak devam eder. tahmini bırak yahu 40-60 skalasında dinlediğim maceraları yaşıtlarımdan dinlemiyorum inan olsun. insanlar baya baya heyecanlı her yaşta. sorumluluklar yoruyor yaş 20 de olsa, sorumluluklarınızı ve maddi kaynakları iyi düzenleyebilmişseniz ve yorgun bir zihniniz yoksa ruh gerçekten yaşlanmıyor.
  • her kadının çocuk sahibi olmak istediğini düşünen bir yazarın önermesi.
    kadınların bir kısmı gerçekten çocuk istemiyor haberiniz olsun.

    doğ, okula git, iş bul, evlen, çocuk yap, işten ayrıl, çocuğa bak, öl döngüsü kırılabilir.

    içinde yaşadığımız çağda; kariyeri 3-5 bir yere getiren kadın zaten 30-40 bandı içinde.
    eskiden evlilik yaşı düşüktü ama artık özellikle eğitimli kesimde bu yaş büyüdü.
    30 yaşın altında evlenen yok neredeyse beyaz yaka hayatında.

    ayrıca klişe falan değil aşk zor değil.
    sadece evlenmek için evlenecek ise, çocuk yapmak için evlenecek ise zaten çok çabuk evlenebilir kadınlar.
  • şurada yazanları görünce kadın olarak dünyaya gelmediğine şükrediyor insan. 35 yaşında ne kadınlar gördüm tanrıça gibiydiler hepsi yüzüne bakmaya cesaret edemeyecek kafada saç kalmamış 30 yaşına gelmeden çökmüş gitmiş dingillerden nene muamelesi görüyor. insanı zorla meriç yaparsınız amk.
  • (bkz: don't feed the troll)
    yine mi sen bergamot?
  • bulmanın ilk adımını atmıştır.

    "yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
    yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
    hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
    ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
    yaşamak yanı ağır bastığından. "

    aşk ölüme en güzel tepki. büyüdükçe büyüyor hayat. insan çocuk oluveriyor yeniden. kıpraşmaz sandığın kalp, salsa rumba çaça yapıyor.

    ben derin bir umutsuzluk içindeydim. hayatımın bittiğini zannettim 34 yaşımda. sonra öyle bir alt üst oldu ki her şey, şems'in sözünü anımsadım:

    'hakk'ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın. "düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir" diye endişe etme. nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?

    aşkı aramaktan hiç vazgeçmeyin. evvela içinizde bulun elbette. burada dalga geçen, laf sokan erkekler, öyle isterler ki sıcacık bir kalbin onları sarıp sarmalamasını. ister kadın ister erkek... tercihleri ne olursa olsun, insanlar sevgiyle, aşkla şifa buluyor. ezberlere direnmek zor olabiliyor ama kolay olsa bu kadar zevkli ve heyecan verici olmazdı sanırım.

    benim kafamda klişeler vardı. beraber olacağım erkek x, y, z olmalı şeklinde. aşk o kurallara nanik yapan şeydir. sizin kafanızdaki doğruyu, gönlünüzdeki hakikatle yıkıp geçendir.

    sakın vazgeçmeyin. 45'te, 55'te, 65'te aşkı arayın... hala ;)
  • hay sizin kadına yüklediğiniz koca arıyor çocuk istiyor etiketine sıçayım ya. olm siz kendinizi gerçekten nerede görüyorsunuz ben çok merak ediyorum. ha kadın çocuk da ister evlenmek de ama tek misyon buymuş gibi konuşmanızdan yıldım. ulan türk erkekleri olarak bi boka mı yarıyorsunuz? tek beceriniz çocuk yapmaya yardımcı olabilmek zaten. boş yapmayın artık nolur.
  • aa benimdir bu.
    tam olarak neden vaz geçmem gerektiğini anlamadım. geçmiş 35 seneden çok daha güzel, çok daha zeki ve çok daha özgüvenliyim. şimdi aramayayım da ahirete mi saklayayım.

    t: amsalak bebelere dert olmuş kadındır.
  • 35 yaşından önce aşkı bulamamış olabilir ya da evlenmiş boşanmış olabilir, eşi vefat etmiştir yas süresi bitmiştir ve aşık olup evlenmek istiyor olabilir. hayatını annesine vakfeder annesi vefat eder, yalnız kalmamak icin evlenmek ister.

    ne yapsın arkadaşlar 35 yaşında ve yalnız kalmak istemiyor diye kafasına mı sıksın?
  • "kadın için son durak 30, bu yaşa kadar evlenilecek birini bulamadıysa zaten şansı yok, bu yaşa kadar aklın neredeydi derler değil mi ?

    erkek için de böyle bu arada, erkekte de 35 yaş son duraktır."

    arkadaslar insan hayati hakkinda kimse boyle fetvalar veremez. su fani dunyada her turlu hayat var. cevrenize zarar vermediginiz surece de kimse size karisamaz, kimse sizin ne yapip ne yapamayacaginizi da bilemez. fakir ve nufusu fazla olan bu ulkede ne yazik ki herkesin kafasi insan elemekten baska bir seye calismiyor. cimri ruhlu olmanin ne alemi var?

    kadin ya da erkek 35inde de evlenir 40inda da 45inde de, 55inde de. kendilerinden kucuk erkekle evlenen kadin da var, yasitla da, buyukle de. 40 yasinda asik olup 43 yasinda bebek yapan kadin da taniyorum 21inde yapani da.

    eger 35 e kadar evenmediyseniz, demek ki kismetiniz daha gelmemis. baskalarina ne? bunu kimse aciklamak durumunda degildir, hele tanimadigi kimselere. insanlar derin varliklar ve elimizde tek bir hayat var. lutfen bunu bu cesit toksik zirvalarla bozmayalim.

    belki hayat sizi olgunlastirdigi icin ileride daha iyi bir es ve anne olacaksiniz. ne cimri ruhlu kadinlarin, ne de erkeklerin (erkekler ne istediklerini bilen varliklar degil, onlara ne sunuluyorsa onunla yetinen varliklardir. sarisin seven adami gronlanda yolla, eskimo hastasi olur) dediklerine bir saniye bakmayin.
hesabın var mı? giriş yap