147 entry daha
  • şili'nin (chile) çağrışım kardeşi. kentlerle ülkeler dost olabilse eşlemek gerekirdi. kurucaşile uzak veya başka ülke kenti olsa kardeş şehir yapılabilirdi.

    şile ve kurucaşile'nin şilesi mercanköşk anlamına geliyor. biliyor muydunuz? şile, mercanköşklerden bir çiçek olduğuna göre; farsça marzangoş farekulağı denen, kekik türü bir ottan geliyor sayılıp, şile'ye fare kulağı/farekulağı diyebiliriz.

    yalnız şile'nin isim kökeninde rivayet muhtelif. yunanca kaynaklarda hilea olarak geçiyormuş, dudaklar anlamına geldiği savunulmuş. burada küçük gemilerin sığındığı koya dökülen psilis deresini isim kökeni/kaynak olarak görenler var.

    şile dokuz ay çile, üç ay şile tipinde tutucu bir sahil kasabası özellikleriyle sürüp gidiyor olduğundan, özellikle çile döneminde birbirlerine adım atacak yer bırakmamacasına dedikodu ettiklerinden, şile'de özellikle sonradan gelip uzun süre kalanlar [ve özellikle bekarlar*] sonunda ya alkolik, ya çapkın, ya her ikisi birden* olurlar. istisnaları saymayız, sosyolojisi böyle. hem seks hem cinayet vakaları da bittabi olabiliyor..

    buranın zaman cinayetleri vardır, zaman öldürmek gerekli, kendine yetmek zor, oyalanmak nasıl oluyorsa zor. şile'de zaman, hep her an bir şey olacakmış gibi geçer. galiba zaman zaman bir şey, garip veya ilgiye değer şeyler oluyor da. yalnız şile'nin üstünde bir elektrik, bir tekinsizlik, bir değişik manyetik alan vardır, emin olun.

    kaç gecesi bir gecedir bilinmez. şile'nin gecesi binbir gece'yi dokur. gel, sana yer vardır, ama şile bilinmeyen birini bekliyor gibidir. beklesin şileli, derhal tahta çıkmasın, apar topar evlendirilecek biri değildir.

    şehir efsanesidir herhal, şile'de deli hüseyin var, bir vakit ona tecavüz etmişler. zamanın birinde iki kız (veya diğer söylentiye göre orta yaşlı 3 alman turist) şile'ye kamp atmaya gitmişler. kumsaldaymış galiba çadırları. oralarda gezinen zeka fakiri deli hüseyin'i çadırlarına alıp dışarı salmamışlar. günlerce hüseyin'den yararlanmış, onu kullanmışlar. derler ki, bu olaydan sonra kızlar ortadan toz olduysa bile deli hüseyin daha tozutuk olmuş. eskiden yapmadığı şekilde halkın içinde çıkarmaya, olup olmadık yerde cinsel taleplere başlamış. gördüğü tepki ve ayrımcılık daha da artmış garibin.

    gene fi tarihinde şile'nin lezzo kızların favori mekanı olduğu söylentisi dolaşırdı. adalar (prens adaları) gibi şile de gözümüzün önündeki istanbul olmayan istanbul olduğundan kaçak kesim seferlerinin de gözde yeriydi. belki bununla bağlantısı vardır, şile esnafı kazıkçı ve acımasızdır, değişiklik oldu mu bilmem. cinsellik açısından daha da eskisi şile'nin erkek eşcinsellerin seçimi olmasıdır. olasılıkla o yönden tanıtımını yapan şileli ismet ay. zeki müren bahsi burada da geçiyor. limandaki iyot kafe'nin karşısı gibi olan sahil kayalıklarına zeki müren mağaraları dendiği dedikodusunu aldım.

    ben kendisine hakları zayi olmasın diye kelkit diyeyim, geçici bir sakini vardı; şile imgesine derhal katılmış veya katkıları olmuş. bu kelkit ingilizcesi çok iyi bir urfalı, gitarı ve davudi sesiyle söylediği şiirleri var. seks için, seks hizmeti için doğmuş. onda kadına hayır demek yok, zinhar, cehennemlik olursun. genç, yaşlı, güzel, çirkin demez, isteyen herkese bedenini sunar. elbette o da ister, çapkınlık yapar; ama sululuk yaptığını, çirkefleşip tecavüze yeltendiğini hiç görmedim duymadım. bir keresinde bir otele davet edilmiş, gittiğinde bakıyor ki bir kadın, bir erkek onu aralarına almak istiyor. afedersiniz edilgen seks yaptığını sanmam ama hizmet aşkına o olasılığa da kapı aralamak gerek. işlerini görmüş tabii ki. başka tanıklığım, iskoç yaşlı bir kadın buna takılıyordu, menbaın kokusunu almış. kelkit ondan kurtulamıyordu, hayır kitabında yazmıyor. bir keresinde, bana dedi ki, 'ne olur devreye sen gir, hiç canım çekmiyor, nöbeti devral.' dedim hiç işim olmaz, dünyada olmaz. dedi 'ne yapayım, kaderim bu, rakıya yüklenicem, sarhoş olup yüzüne bakmadan gene yapıcam.' er geç bıkmıştır sanmayın. bu iskoçla ortak hayal kurdular; nikahlanıp, ingilizce ders vermeyle zengin olmak için çin'e gittiler. yalnız işler yürümemiş, birinden biri ölmeden boşandılar üstelik. ayrıca briç partilerine de katılırdı. şile'de kağıt oyunu sadece kahvelerde oynanmaz, her platformda oynanır. hem küfürlü yakın ilişki, hem zaman öldürme, hem fazla konuşmadan bir arada bulunma. kumar masasının çoğu diyaloğu beyinden değil omuriliktendir, otomatiktir. belki seks de sıkıntıdan, zaman geçirmek ve kendinden kurtulmak* içindir bazılarında.

    david stoliar olabilir, struma faciasında kumbaba sahiline birisi vurmuş, şans eseri canlı kalmış. ama diyorlar, 4-5 ay belleği yerine gelmemiş. şile'de ona bakım vermişler. keşke bunu anımsayan ya da direk anı sahibinden dinleyen biriyle konuşabilsem. zaten ingiliz kemal ilgim fos çıkıp, birbiriyle ilgisiz öyküler üretmişti.

    şileliler herkesi kolay benimsemezler, antika, garip bir halktır. yalnız sevdiklerinden de hiç kopmazlar. istanbul'a sefer eden hemen her şileli işini sağlam kazığa bağlamak* ya da çabuk bitirmek için önce başka bir şileliye danışır. o önerilere göre davranırlar. vefalarına diyecek yoktur. o taraflarını severim, beni de sevdikleri yabancılardan saymışlardı.

    şile pek çok bakımdan benim ilk göz ağrımdır. çok değerlimdir. ilk şiirimi şile deniz feneri için yazdım. ilk yüzmeyi fethiye'de değil şile haydutlar mağarası'nın önünde öğrendim. ilk uzmanlık atamam oraya yapıldı. oradayken devletten istifa ettim. oradayken büyük aşkımı (ama şile'de değil, nevizade degüstasyon'da) buldum, vs vs. şimdiki eşimi de ilk şile'ye gezmeye motorla götürmüştüm, hala sık sık gideriz, bir ayağımız şile'dedir.

    şile köylüsünün tarlası, arsası iyi para ettiğinden biraz tembellik dinamiğindedir. bazısı düzenli aralıklarla ata toprağını satarak para kazanır ve fazla çalışmadan geçinir. aslında mutlaka tutunacakları birer el sanatı, küçük zanaatları vardır. odun kömürü (kok) yapımı, ormancılık, turistik işler, yol kenarı yeme işleri, şile bezi, ağaç işçiliği, balıkçılık, kumculuk (acaba şile'nin efsane kumullarında ne kadar azalma ve gerileme var?), madencilik hemen akla gelen ilk yerel iş türleri.

    benim şile'de bulunduğum sıralar 2000-2001 gibi, bir ara bir genç erkek çocuğunun (belki 2 erkek kardeşin) annelerinin diyarbakırlı aşığını öldürmesi haberiyle ilçe çalkalanmıştı. 2018'de onun akıbetini sorasım geldi. inanamadım ama renk vermedim, annesini de öldürdü çocuk dediler. meğer doğruymuş, öbür kardeşi cinayetten cezaevindeyken, evde annesini erkekle yakalayan gerideki erkek çocuk hem annesini hem bastığı erkeği öldürmüş, erkeği denize, annesinin cesedini ormana atmış.

    kumbaba tarafında bir yaşlı adamın kendi evinde öldürüldüğü vahşi cinayet haberi almıştık, onu öldüren bir genç akrabası çıkmış.

    aralık 2017'de ise tv dünyasının ünlü yönetmenlerinden mustafa kemal uzun, dizisinde figüran veya yan rol oynattığı biri tarafından çavuş mahallesindeki evinde bıçaklanıp beyzbol sopasıyla başına vurularak öldürülmüş. tabii tv ve popüler simaları izlemediğimden bilmiyordum. gecikmeli olarak şile ilgim nedeniyle öğrenmiş oldum. m. k. uzun'u tiyatroya ve yayıncılığa kazandıranlardan haldun dormen de şile'yi sevrmiş diye duydum. şile'de mülkü var mıdır, belli mekanlara iz bırakmış mıdır, orasını bilmem.

    şile sahillerinde çok boğulma ve ölüm olur. bunlardan biri, henüz akp iktidar olmadan akp kitlesinin ayak seslerini duyuruyordu. örtülü veya türbanlı kızları olan bir baba, bu kızlar denizde boğulup da acil doktor ambulansı yetiştiğinde cankurtarma işlemlerine, suni teneffüse filan izin vermemiş. yaşayan ben değilim, duydum; ölsün benim kızlarım demiş, erkek tarafından dokunulacaklarına ölsünler. yanılıyor olabilirim ölen kız sayısı en az 2 veya 3. kan dondurur. belki hatta kurtarmaya giden doktor da solcu, ateist değildi de dindar biriydi, ne belli?

    (bkz: ibisile)
    (bkz: şile şile), hoş şildiniz
    (bkz: şile bezi)
    (bkz: kastamonu/@ibisile)
    (bkz: ağva/@ibisile)
    (bkz: tahlisiye), rokethane
    (bkz: maşatlık)
    (bkz: şile deniz feneri/@ibisile)
    (bkz: istavrit/@ibisile)
    (bkz: ağlayan kaya/@ibisile), aglayankaya
    (bkz: ingiliz kemal/@ibisile), fener mahallesi
    (bkz: avcıkoru)
    (bkz: sahilköy)
130 entry daha
hesabın var mı? giriş yap