• yaklaşan seçimler itibari ile ülkenin en büyük sorunlarına parmak basan bir yazı...

    http://www.haberturk.com/…sadece-strateji-farki-var

    ---------------------------

    iki zihniyet arasında sadece strateji farkı var

    türkiye’nin önünde iki yol var: ya çoğulcu ve özgürlükçü bir demokrasi olacağız ya da çoğunlukçu ve kimlikçi bir demokrasi. kendimizi kandırmayalım, bugünkü toplumsal olgunluk seviyemize bakacak olursak birincisi olmamız imkânsıza yakın görünüyor. birbirleriyle zıt görüşte de olsalar ülkemizin büyük çoğunluğu gücü ele geçirip karşı taraftan intikam alma gayretinde. böyle bir toplumda çoğulcu, liberal, demokratik rejim kurulamaz.

    bu satırları yazarken çok üzülüyorum ama maalesef hakikat bu. 27 mayıs ve yassıada ruhu her an bu ülkede hortlamaya hazır durumda. bazen bu duyguları barış atay gibi “dürüstçe” ifade edenler oluyor, bazen dolaylı yoldan satır arasında ağzındaki baklayı çıkaranlar, ama hepsi aynı kapıya çıkıyor. zaten barış atay’ın intikamcı ve kinci yaklaşımına karşı çıkanlar da “stratejik” gerekçelerle bunu yapıyorlar. mesela ahmet hakan’ın dünkü yazısında tamamen bu stratejik bakış açısı var.

    özetle şunu diyor barış atay gibi radikal muhaliflere karşı: “gerçek duygularınızı saklayın. önce ak parti tabanını erdoğan’dan vazgeçmeye ikna edelim, yumuşak ve mutedil gözükelim, sonra siyasi gücü ele geçirince erdoğan’ın da erdoğancıların da defterini zaman içinde düreriz. şimdilik özgürlükçü ve demokrat gözükelim.”

    yani aslında zihniyet olarak ahmet hakan ile barış atay arasında fark yok. ikisinin de tayyip erdoğan’a karşı duygularının çok yakın olduğu açık. aralarında sadece strateji farkı var. zaten dün fatih altaylı’nın çok doğru bir şekilde hatırlattığı gibi ahmet hakan, atay’ı hedef gösteren yazısında esasen geçmişten kalma kişisel hıncının hesabını güdüyor. atılan tweet tamamen bahane. zaten herkesin bildiği bu şahsi rövanşist ve kindar zihniyeti yüzünden ahmet hakan’ın “barış ve kardeşlik” yazılarına toplumun hiçbir kesimi inanmıyor.

    ***********
    hesaplaşmadan helalleşme

    oysa bu dediğim “hesaplaşmadan helalleşme” başarısını yapabilmiş iki lider var tarihimizde: celal bayar ve ismet paşa. dp genel başkanı celal bey 1947’den itibaren “chp dönemine dair devr-i sabık yaratmayacağız. asla ismet paşa ve chp’liler yargılanmayacak” diye diye herkesi ikna ederek 1950 seçimlerinde galip geldi. oysa müfrit dp’liler, “chp iktidarında ve özellikle son 12 senede işlenen suçların haddi hesabı yok. bu mücrimlere hesap sorulmayacak mı?” diye bayar’a çok baskı yapıyorlardı. ama bayar bu radikallere direnebildi.

    ismet paşa da chp’nin ve genelkurmay’ın seçimler sonrasında “bunlara iktidarı vermeyelim” ısrarına rağmen 1950’de iktidarı kansız ve demokratik yolla devretmeyi bildi. 14 mayıs 1950 bu iki ismin ortak zaferidir. hesaplaşma değil helalleşme örneğidir. 27 mayıs denen cumhuriyet tarihinin en rezil hadisesi yaşanmasaydı, demokratik siyasal hayatımız bugün çok daha olgun hale gelecekti. intikamcılık döngüsü bu ülkeyi ele geçirmemiş olacaktı. 27 mayıs darbecileri ve destekçileri bu ilkeye olabilecek en büyük kötülüğü yaptılar. hâlâ da 2018 ortamında bunun acısını çekiyoruz..

    ***********
    ince’nin yassıada yanılgısı

    muharrem ince’nin genel siyaset tarzını başarılı buluyorum ve türk siyasi hayatı için bir kazanç sayıyorum, ama o da malum rövanşizm mevzusunda bence yetersiz bir cevap verdi, “mahalle baskısı”na yenik düştü ve topu taca attı.

    şöyle dedi ince: “bana iktidara geldiğinde şunu yargılayacak mısın, bunu yargılayacak mısın diye soruyorlar. kardeşim ben yargılama makamı mıyım? yargılamak benim işim değil ki! ben yargıyı bağımsız hale getireceğim. yargının tarafsızlık ve adalet içinde görevini yapmasını sağlayacağım.”

    türkiye koşullarında bu sözler palavra!

    hiç kusura bakmasın muharrem bey ama bu sözler türkiye koşullarında palavradır! bu açıklamayı öven yazarlar da ya çok yanlış yapıyorlar ya da içlerindeki gizli intikamcılığı açık ediyorlar. iktidar el değiştirirse tayyip erdoğan’ın yargılanması ancak adnan menderes’in yassıada’da yargılanması kadar “tarafsız ve adil” olur. türk yargı geleneğini ve tarihini bu ülkedeki herkes çok iyi biliyor.

    halbuki muharrem ince, chp tabanındaki radikalleri karşısına almayı göze alarak şunu diyebilse gerçekten büyük lider olurdu:

    “devr-i sabık yaratmayacağız, yani asla tayyip erdoğan ile ak partililer hiçbir surette 16 senelik iktidarlarıyla ilgili yargılanmayacak. hatta ilk işim bu konuda kanun çıkarmak olacak. siyasi mevzuları mahkemelerle çözmeyeceğiz.”

    muharrem bey ya da meral hanım bu sözü içtenlikle verebilse ve toplumun çoğunluğunu buna inandırabilse belki iktidar olabilme şansları olurdu. ancak bu saatten sonra böyle deseler de kimse inanmaz. erdoğan’ın hapse atılması ihtimali bu milletin yüzde 65 gibi çok büyük çoğunluğunun asla kabullenemeyeceği bir hadise.
  • retorik tayyip erdoğan'ın gidici olduğu izlenimini vermek için kurgulanmış. alçı, rte'yi tasfiye ekibinde mi acaba?

    “devr-i sabık yaratmayacağız, yani asla tayyip erdoğan ile ak partililer hiçbir surette 16 senelik iktidarlarıyla ilgili yargılanmayacak. hatta ilk işim bu konuda kanun çıkarmak olacak. siyasi mevzuları mahkemelerle çözmeyeceğiz.”
  • 16 senelik iktidarıyla hiçbir şekilde yargılanmayacakmış rte. hatta yetmemiş, akpliler de yargılanmayacakmış. menderes de araya sokulmuş klasik taktik olarak. yüzde 65 asla erdoğan'ın yargılanmasını istemezmiş.

    oldu abla, başka emrin var mı? sen istediğini yapacaksın 16 yılda ama hesap vermeyeceksin. ne güzel dünya bu. artı, erdoğan'ın oyu ne zaman yüzde 65 oldu? direkt ülkenin tapusunu erdoğan'a yapalım, olur mu?

    abla ben erdoğan'dan çok senin ve kocanın yargılanmanızı istiyorum. erdoğan yargılanmasa bile siz yalakalar tetikçilikleriniz yüzünden yargılanın ve hapse girin, yeter.

    tanım: prim verilmemesi gereken trol bir tetikçinin erdoğan yargılanamaz temalı yazısı.
  • 'eğer kaybedersek rok'la benden şırıngayla kan alacaklar. aman diyim.' temalıdır.
  • konunun özeti şu: mevcut hükümet gittiğinde, hükümeti geçmişte yaptıklarıyla yargılamayın.

    tabi asıl söylemek istediği şu: siz akp güruhunu yargılarsanız, geçmis defterleri açarsanız biz de yanarız... bunu yapmayın diyor.
  • (bkz: tuvalet kağıdı olarak kullanılabilecek köşe yazıları)
  • komedi bir yazı bana kalırsa. açıkça hukuksuzluk talep ediliyor. muharrem ince ne dedi? "kardeşim ben yargılama makamı mıyım? yargılama makamı mahkemelerdir." ayrıca şu anda bulunduğu makam sebebiyle edinme imkanı olmayan ancak cumhurbaşkanı sıfatıyla edinebileceği hukuksuzluk belgeleri eline geçerse elbette bu konuda belgeleri vereceğini belirtti.

    burada yapılan geçen seçimlerdeki gibi klasik safları sıklaştıralım uyarısı. bakın bunlar gelirse bizi yargılayacak. biz bi sürü boklar yedik ama bizi yargılamayın. güzel kardeşim, bıldır yediğin hurmalar gelir götünü tırmalar. hem ayranım dökülmesin hem götüm sikilmesin. ne ala memleket.

    bu rövanşizm pazarlığı açılacaksa eğer kendilerine şunu demek lazım. haydi safları sıklaştıralım bakın bunlar iktidara gelirse bla bla olur demek yerine gelin yol yakınken yaptıgınız hukuksuzluk varsa (ki ince beyefendi bunu diyor. rövanşist değilim yalnız sen bu halka karşı suç işlemişsen ve konumum gereği bunun bilgileri benim elime geçerse gereğini yaparım diyor. kendi çarpık adaletinizle karıştırmayın bunu.) cezasını çekin çıkın. siz safları daha önceki seçimlerde yaptığınız gibi yine sıklaştırıp yine kazandınız diyelim. sonra yine ülkenin %50 sini ezdiniz, dışladınız hain ilan ettiniz, hakaretler ettiniz. bunun sonu bu öyle bir patlar ki rövanşizm diyene kadar aklınızı alırlar. yargılanalım demekle de çıkamazsınız işin içinden.

    o yüzden adalete hukuka güvenin, hukuksuz işler yapmışsanız da bir zahmet herkes nasıl çekiyorsa siz de cezasını çekin. yapmamışsanız zaten yazlığınızda dinlenin. benim iktidarımda rte de yazlığında emekliliğini yaşar rahat eder diyor ince beyefendi.
  • neden sürekli yargılanma meselesi açılıyor anlamadım. ak parti'nin oy oranları azaldı mı? hayırdır?

    kimsenin kimseyi yargılayacağı yok. suçu olan varsa, delili varsa yargılanır.

    merak etmeyin burada uydurma delil yok. gizli tanık falan yok.
  • ak partinin liberal görünüp tek adamcı çıkma stratejisini kopyalayıp muhalefete yakıştırmaca, halen gazeteciler dahil sayısız siyasi mahkum varken, muhalefetten seçim vaatlerinde 'devr-i sabık' yaratmama vaadi beklemece, evirmece, çevirmece, kıvırmaca.
  • asker eşleri maarif takvimine soyunsun diye yazınca böyle korkular yaşanır.
hesabın var mı? giriş yap