• islam tarihçilerinin duayenlerindendir. princeton üniversitesinde yakındoğu araştırmaları bölümünde celeveland e. dodge profesörüdür. türkiye üzerine de bir kitabı vardır (bkz: the emergence of modern turkey). çok leziz ve anlaşılabilir bir dile sahiptir."çatışan kültürler" isimli kitabı bir araştırma kitabı olmasına rağmen 55 sayfadır ve (bkz: dunyanin en ince kitaplari) arasındadır.
  • yamulmuyorsam esasen ingilizdir. duayen olmaktan ziyade eski kafali bir tarihcidir kanimca. turkiye ve israil disindaki ortadogu halklarinin ise yaramayan cahil musluman topluluklarini oldugunu savunur. bu yuzden bu geri kalmisliga karsi savasmak modern insanin en temel gorevidir lewis'in kitabinda. amerikali ve avrupali olmayan insanlar hakkindaki genellemelerden olusan-ve ben yazsam kimsenin kaale almayacagi-return of islam makalesi samuel huntington isimli sahsa ilham olmustur. bildigim kadariyla medeniyetler catismasi denilen zikkimi ortaya atan lewis'dir.*

    what went wrong 11 eylul sonrasi amerikasinin en cok satan kitaplarindan birisi oldu. okuyanlar dikkat etmistir ki su anda amerikanin sahinleri bu kitapta yazan bircok seyin uygulayicisilar. bizde ise turk dostu olarak bilinir ama kendine benzemeyen insanlari sevmez lewis. tarihi siyasi amacli kultur yikimi icin kullanir. yahudi lobisi bastaci etmistir kendisini. zirt pirt odul verirler. simdilerde 80 kusur yaslarinda.
  • bir de bunun daniel pipes adinda bir badisi vardir; ikisi vakit buldukca "ah biz soyle ustun kulturuz, sunlara savas acalim yokedelim.. sunlar yasasin" planlari yaparlar.
  • tarih itibariyle turkiye'nin ab'ye girmesinin mumkunati olmadigini iddia etmis tarihci.
  • 2003 yılında atatürk ödülü * verilen insan. ödül töreninde şunları söylemiş:
    “demokrasi, yürütmesi en zor sistemlerden biridir. güçlü bir ilaçtır. dozu iyi ayarlayamazsanız kişiyi öldürür. atatürk’ün başlattığı reformlar gibi demokrasi de, küçük adımlarla, derece derece gelişmeli”

    22 eylül 2003'de yapılan "turkey at the crossroads" toplantısındaki sözleri de şöyle:
    "daha önce türkiye'nin önünde islam ve avrupa seçenekleri bulunuyordu ve türkiye'nin avrupa'yı seçti. şimdi ise ab ile abd arasında seçim yapması gerekiyor. ab'nin türkiye'yi üyeliğe kabul edeceği beklentisi saçmadır. bu ancak ab'nin bir gün müslüman bir devlet olması durumunda gerçekleşebilir. türkiye geleceğe ilişkin politik hesaplamalarına rusya, çin ve hindistan'ı da dahil etmelidir. rusya birgün yeniden uluslararası sahneye bir güç olarak dönecektir..."
  • genç osmanlılar hareketi için "montesquieu’nün hukuki, smith ve ricardo’nun iktisadi, rousseau’nun siyasi görüşlerinden etkilenmiştir" demiş olan tarihçi.
  • bizim oralari ve gerceklerimizi en guzel anlatan yazarlardan biri.

    aciklayici ve mumkun oldugu kadar objektif bir yontemle gunumuz sorunlarini derinlemesine inceleyen, bunu konu populer oldugu icin degil de, adamin kendi isi oldugu icin yapan, yeteri kadar gercekci, kendi goruslerini cok dolandirmadan aktarabilen, goruslerine dogrudan katilmasaniz bile, verdigi bilgilerle ve yaklasimiyla kendi goruslerinizi sekillendirebileceginiz ingiliz ortadogu uzmani...
  • bernard lewis, 1916 senesinde, londra’da doğdu. yahudi bir aileye mensuptur. üniversite öncesi eğitimini bu şehirde tamamladı. 1936 yılında `londra üniversitesi doğu ve afrika araştırmaları bölümünü bitiren lewis, 1937 yılında daparis üniversitesi semitik incelemeler kürsüsü`’nden mezun oldu. tarih bölümünde yüksek lisansını tamamladıktan sonra, 1939 yılında londra üniversitesi islam tarihi kürsüsü’nden döneminin meşhur oryantalistlerinden h. a. r. gibb’in danışmanlığında hazırlamış olduğu the origins of ismailism adlı teziyle doktor unvanını aldı. mezuniyetinin ardından londra üniversitesi’nde yardımcı öğretim elemanı olarak göreve başladı.

    ardından savaş döneminde ingiliz silahlı kuvvetleri’ne ortadoğu dilleri ve kültürüne olan vukufiyeti —ki bir çok batı dilinin yanı sıra arapça, aramice, ibranice, latince, farsça, osmanlıca ve türkçe gibi klasik diller konusunda uzmandır— dolayısıyla göreve çağrılmış ve beş sene bu görevde kalmıştır. bu dönemde ingiliz ordusu ve istihbaratı ile kurmuş olduğu ilişkiden ve daha sonraki çalışmalarında ortaya koyduğu söylemin ingiliz dış politikasına denk düşmesinden olsa gerek, lyndon larouche, bernard lewis’i ingiliz istihbaratının ortadoğu akıl hocası olarak niteler.

    bernard lewis, mezuniyeti ile göreve başladığı dönem arasındaki süreçte, 1940 yılında ismaililiğin kökenleri ve bugünkü türkiye, 1941 yılında da a. j. arberry’nin sunuşuyla arap araştırmalarına ingilizlerin katkıları’nı yayımlamıştır. ikinci dünya savaşının ardından üniversiteye dönerek akademik çalışmalarına devam eder. 1947 yılında ise diplomatik ve siyasi arapça el kitabı ’nı yayımlar. bu kitapla amaçladığı “yeni ortaya çıkmaya başlayan arap milliyetçiliği dünyasında görevlerini yerine getirmeye çalışan avrupalı diplomat ve politikacılara faydalı olmaktır.” 1948 senesinde ise bu çalışmasını, editörlüğünü yaptığı büyücüler diyarı adlı edisyon çalışması izler.

    1950 yılına gelindiğinde arap birliği projesi uluslararası diplomaside kendisine bir yer bulmaya başlamıştır. bu dönemde lewis, tarihte araplar adlı eserini kaleme almıştır. bu eseri bernard lewis’in özellikle hz. muhammed ve islam tarihi hususlarında yapmış olduğu yorumlar nedeniyle, pek çok eleştiri almıştır. eleştiriler, onun islam’ın ne olduğunu bilmediği yönünde kendini göstermekten ziyade, islam ve arap tecrübelerini açıklama ve anlatmada kullandığı yöntemlerde özellikle bilinçli bir tahrifat olduğu şeklindedir.

    bernard lewis’in türkiye üzerine yapmış olduğu çalışmalar da bu döneme rastlar. süleyman s. nyang ve samir abed rabbo her ne kadar bu durum ile 1948’de israil devletinin kurulması arasında bir paralellik kursalar da, bu durumun nedenlerinden bir diğeri de ingilizlerin ii. dünya savaşı sonrasında değişen genel ortadoğu ve türkiye politikası olabilir.

    1952’de yayımlanan türk arşivlerinden belgeler ve notlar adlı çalışması, 1949 senesinde üniversitede başlamış olduğu türk arşiv belgelerini tasnif edip kataloglama çalışmasının bir ürünüdür. bu eserde özellikle osmanlı arşivlerindeki arap eyaletleriyle ilgili belgeler hakkında bilgiler ve değerlendirmeler yer almaktadır. bu tarihten 1961 senesinde modern türkiyenin doğuşu’nu yayımlayana kadar geçen süre içerisinde bernard lewis, muhtelif dergilerde türkiye’nin güncel durumu ve tarihi ile ilgili yazılar —“bugünkü türkiye”, “türkiye’de islami direniş” ve “osmanlı arşivinden çalışmalar” gibi— yayımlamaya devam etmiştir.

    bunların yanı sıra soğuk savaşın başlamış olması ve ortadoğudaki komünizm tehdidi de lewis’in gündeminde yer almış ve “islam ve komünizm”, “sovyet baskılarına ortadoğudan tepkiler” gibi yazılar yazarak anti-komünist bir söylemin üretilmesine katkıda bulunmuştur. 1962 senesinde ise p. m. holt ile beraber, “arap, fars ve türk tarih yazımı” ve “avrupa tarih yazımında islam ve ortadoğunun yeri” gibi bölüm başlıklarının bulunduğu ortadoğu tarihçileri adlı edisyon bir eseri yayımlanır. yine bu dönemde yayımlanan islam ansiklopedisi’nin ikinci edisyonunda sayısız makale, bernard lewis imzası taşır.

    bernard lewis’in 1961 yılında modern türkiyenin doğuşu adlı meşhur kitabı yayımlanır. bu kitabı istanbul ve osmanlı medeniyeti adlı kitap takip eder. bu çalışmalarla bernard lewis, adını önde gelen türkiye uzmanları arasına yazdırır. ardından ortadoğu ve batı adlı çalışması indiana üniversitesi yayınları arasından çıkar. bundan sonraki kitabının adı ise radikal bir islam mezhebi* olmuştur.

    60’lı yılların dünyasına bir göz atıldığında iki şey dikkati çekecektir: arap israil savaşlarına dönüşen gerginlik ve batı dünyasında yükselen ırkçılığa karşı baş gösteren protesto hareketleri. bunlar da lewis’in gündemine anında girer ve islam’da irk ve renk adlı kitabı kaleme alır. bu kitapta da lewis, “islam’ın renk körü olmadığını”, bir başka deyişle islam’da da ırk ayrımın bulunduğunu iddia eder. arap ve müslüman çevrelerden bu hususta lewis’e birtakım eleştiriler yöneltilmiştir. bu dönemlerde lewis, ayrıca cambridge history of islam’ın da editörlüğü vazifesini p. m. holt ve ann k. s. lambton ile birlikte üstlenmiştir. bu eser hala islam dünyası ve tarihi üzerine yapılmış önemli çalışmalar arasındaki yerini korumaktadır.

    lewis, 1939 senesinde göreve başladığı londra üniversitesi’nden 1974 yılında ayrılır ve princeton üniversitesinde görev yapmaya başlar. bernard lewis bu tarihten sonra avrupa macerasını sonlandırmış, “oryantalizmin... en umut verici yer[i] olarak gördüğü” için çalışma yerini değiştirmiştir. abd, ikinci dünya savaşı sonrasında, yeni egemenlik alanlarına ilişkin bilgi ihtiyacını karşılamak için washington’da ortadoğu enstitüsü, ardından da new york’ta ortadoğu sorunları merkezi kurmuştur. ayrıca abd’de oryantalist teşkilatlanmanın gerçekleşmesinde avrupalı oryantalistlerden faydalanma yoluna gidilmiştir. bu amaçla dönemin önde gelen oryantalistlerinden avrupa’ya gidenler olmuştur—h.a.r. gibb ve gustave edmund von grunebaum gibi. bu kişileri gibb’in talebesi olan bir diğer oryantalist, bernard lewis takip eder. bunda ayrıca 60’lı yıllardan sonra ingiltere’deki şarkiyat araştırmaları merkezleri ve fakültelerinin ümit kırıcı durumu da etkili olmuştur. lewis’in amerika’ya gidişi ile birlikte artık yapmış olduğu çalışmalarda da bir artış gözlemlenmektedir. sırasıyla tarih’te islam; `muhammed peygamberden istanbul’un alınışına kadar islam`; hatırlanan, kurtarılan ve icad edilen tarih; klasik ve osmanlı islamı çalışmaları; islam dünyası; `16. yüzyıl’da filistin kasabalarında nüfus ve varidat` başlıklı çalışmalara imza atmış ve bu çalışmalarıyla amerika’nın önde gelen oryantalistlerinden biri olarak yerini pekiştirmiştir. lewis’in çalışmaları özellikle amerikalı yahudi cemaati ve israil tarafından övgüyle karşılanmıştır. bundan dolayıdır ki 1974 senesinde kudüs ibrani üniversitesinden fahri doktorluk ünvanı almış, 1978 senesinde de israil teknoloji enstitüsü harvey ödülü’ne layık görülmüştür.

    1980’lerde lewis, aynı üretkenlikle çalışmalarına devam etmiştir. lewis, bu dönemde yahudilerle ilgili bir dizi kitaba imza atar. bu çalışmalardan ilki benjamin braude ile birlikte editörlüğünü üstlendiği `osmanlı imparatorluğu’nda hristiyanlar ve yahudileradlı çalışmadır. bir sonraki kitap çalışması iseislam’ın yahudileriolmuştur. bir diğeri isesemitistler ve anti semitistler` çalışmasıdır. bu yıllarda yayımladığı diğer çalışmaları ise iran islam devrimi ile tırmanışa geçmiş olan amerikan karşıtı söylemi anlama adına olsa gerek, müslümanların batı konusundaki bilgilerinin ne olduğunu, bu bilgilerin tarihi seyrini ya da başka deyişle islam dünyası ve batı dünyası arasındaki ilişkilerin gelişimini incelediği müslümanların avrupayı keşfi ve islam’ın siyasal söylemi ’dir.

    islam’da irk ve kölelik, islam ve batı, avrupa’daki müslümanlar, modern ortadoğunun biçimlenmesi, çatışan kültürler, ortadoğu, ortadoğunun çoklu kimlikleri, ortadoğu mozaiği, yanlış giden neydi ve islam’ın krizi adlı kitapları ise 90’lı yıllardan sonra kaleme almış olduğu eserleridir. yanlış giden neydi ve islam’ın krizi, 11 eylül sonrası dönemde kaleme alınmış eserlerdir ve burada bernard lewis’in islam ve islam dünyası hakkında yapmış olduğu olumsuz değerlendirmeler okuyucuların ilk anda gözüne çarpmaktadır.

    bernard lewis’in türkiye nezdindeki önemi sadece türkiye üzerine yapmış olduğu çalışmalardan kaynaklanmaz. lewis, aynı zamanda bir “türk dostu” olarak bilinir ve algılanır. çünkü gerek ermeni sorunu meselesindeki tavrı ve bu tavırdan dolayı fransız mahkemelerince cezalandırılması ve gerekse de türkiye’nin demokratik kimliğine ve bölge ülkeleri için yegane model olduğuna yapmış olduğu vurgu, türkiye’nin resmi politikaları ile birebir örtüşür. lewis, türklerin bir ermeni soykırımı gerçekleştirmediğini, bunun ermeni saldırılarına verilmiş bir cevap olarak anlaşılması gerektiğini vurgular. yine türkiye’nin avrupa birliğine üyeliği meselesinde de türklerden yana tavır koyar. çünkü, aksi taktirde, türkiye’de batı karşıtı ve anti-demokratik akımların güçlenmesi riski söz konusudur. fakat kötü ihtimal gerçekleşse ve türkiye ab’ye giremese dahi bu durum, demokrasisi ve iyi batılılaşması sayesinde, türkiye’nin komşuları ve ortadoğu ülkeleri nezdinde edindiği örnek/öncü rolünü gölgelemez. bu ve benzeri fikirleri dolayısıyla olsa gerek, 1998 yılı atatürk uluslararası barış ödülü bernard lewis’e verilmiştir. lewis, ödülünü, çankaya köşkü’nde bizzat dönemin cumhurbaşkanı süleyman demirel’den almıştır. demirel, bernard lewis’i “ortaya koyduğu belgeler, yaptığı eleştiri ve yorumlarla, özgürlüğü ve demokrasiyi savunuyor. insanlığı hoşgörüye çağırıyor” sözleri ile taltif etmiştir.

    yine aynı şekilde 2002 senesinde amerika atatürk toplumu derneği (asa) tarafından, “evrensellik ve barışı simgeleyen” atatürk ödülüne layık görülmüştür. buna gerekçe olarak da bernard lewis’in türkiye’yi çok iyi kavramış olduğu ve islam ve batı medeniyetine bakışının atatürk ile aynı çizgide olduğu gösterilmiştir.
    prof. dr . bernard lewis, 1986 senesinde emekli olma hakkı kazanmış olmasına rağmen, halen princeton üniversitesi’ndeki vazifesine devam etmektedir.

    * * *
  • bir alman gazetesine yaptığı açıklamada yakın zamanda avrupa'daki nüfusun çoğunluğunun müslümanlardan oluşacağını söyleyen ünlü tarihçi.
hesabın var mı? giriş yap