ilhan erdost
-
12 eylül darbesinin hemen ardından askeri cezaevine götürülürken dövülerek öldürüldü. yayıncı ve yazar muzaffer erdost'un kardeşidir. muzaffer erdost bu olaydan sonra muzaffer ilhan erdost ismini aldı.
-
(bkz: sol yayınları)
-
emirhan oguz'un ardindan ates hirsizlari siirini yazdigi, hakkinda anlatilanlari dinledikce cok hos adammis dedirten kisi...
onların ölümü mavi bir ölümdür... sorsam
ateş yollarından geçmişim, damarlarıma kan unutmaz cinayetler yürür
damarlarıma kan unutmaz cinayetler yürür
kasıkları bir cereyan mağmasında yanarak geçiyorlar gözlerimden
budanmış bir dal gibi asılıyorum askı demirine, koltukaltlarımda buz dikenleri
uzun yoldan gelmişim... zaman zindan içinde dehliz geceler
yaralarımızın dilvermezliğiyle sustuğumuz çağlardan
kaç yıl geçmiş bir kış gecesi donuyor mamak ışıklarında zaman
yüreğim demir tarayan bir gemi gibi savruluyor fırtınaların göbeğine
soluk alamıyorum savurdum gözlerimi çınıldayan mazgal deliğine
serçeler bir çitlenbik dalında çiğ damlaları gibi dizildiler dikenli tele
sesler geliyor koridordan çığlık çığlığa insan sesleri
susuyoruz koğuşta biz kırk çift göz kırk pusatsız ağız
ite kaka atıyorlar kapıdan kaşlarını dipçik ezmiş kaskatı kesilmiş elleri
susuyorum bir çağ masalı bu ahir zaman içinde
sarı bir köpük fışkırıyor ağzından ve ince bir fısıltı boğuk
soluk alamıyorum bir çağ masalı bu ağabeyim nasıl
orada düşüp kalacağım okuduğunuz kitap sayfalarına teri damlayan biri
fışkıracak ağzımdan külrengi battaniyenin kıyısına safran çiçekleri
düşüp kalacağım sokaklarda ve dağlarda insanlarımız düşüp kalacak
siz eğiredurun diyeceğim susan çığlığınızı ağzımdan sızan köpüğün kirmeninde
buluşacak bir yer bulunur elbet o korkunç çığlığı geceler boyu sustum
bir çağ masalı bu belki inanan çıkmaz eşkalimi unuttum
ölüm'üm, ölümün bütün mezheplerde ortak olan lehçesi
gümüş haç ışıltılarıyla çağırıyor beni
ilk ateş hırsızının
sedef bir tabut kapağına kazınmış
o korkunç gülümseyişi -
(bkz: muzaffer ilhan erdost)
-
(bkz: ilhan'ın anısına türkü)
-
turkuler'in ve alaz'in babasi...
-
abisinin gözlerinin önünde döve döve öldürülmüş insan. muzaffer ilhan erdost o günü şöyle anlatır. (röportajından aklımda kalanları aktardığım için tam söylediklerini yazamamış olabilirim.)
"cezaevine girdiğimizde 4 silahlı jandarma bizi karşıladı. ikisi ilhan'ı, diğerleri de beni dövmeye başladılar. bir ara farkettim ki, beni bir kişi döverken, ilhan'ın çevresinde üç kişi vardı. ilhan'ın sesi yükseldi: galiba kusacağım. üç kişi açıldı. ilhan'la gözgöze geldik. yüzü, paltosu, heryeri kan içindeydi. sendeledi sol bacağını yere koydu."
muzaffer ilhan erdost burada durur. boğazına bir şeyler düğümlenmiştir. uzanır bir bardak su alır.
"daha sonra yere yığıldı."
suçu kitap yayımlamaktı. insanoğlunun işleyebileceği en büyük suç. cezası büyük olmalıydı. insanlığımdan utandıran bir şekilde döve döve öldürüldü. ilhan erdost öldürülmese ülkemizin hali ne olurdu değil mi, kimbilir kaç kişiyi daha zehirlerdi. kenan paşamın ellerinden öperim. elinize sağlık!!!! -
kansız 12 eylül darbesinin kurbanlarından, 7 kasım 1980 de 36 yaşındayken bir askeri araç içinde 4 er ve bir astsubay tarafından dövüle dövüle katledilen yayıncı.
askeri arac bindirilirken astsubay şükrü bağ erlere talimat veriyor.
- analarını ağlatın, yoksa ben sizin ananızı ağlatırım.
sonra askeri araçta saatler süren dayak faslı.
araçtan indikten sonra ilhan erdost, insan suretinde göründüğü için insan zannettiği astsubaya*
"küçük kızımı uyandırmaya kıyamadan buraya geldim, dövdürmeyin bizi" diyor.
aldığı cevap "ben de kızımı bırakıp geldim sizin yüzünüzden, patlatılmadık bir hayalarınız kaldı, onu da patlatırlar şimdi" oluyor ve
erlere verilen işaretle yeniden başlıyor dayak.
koğuşa atıldığında "kusacağım" diyor, "abim nasıl"* diye soruyor ve son sözleri "nefes alamıyorum" oluyor.
7 kasım benim doğum günüm. her 7 kasımda ben ilhan erdostun "küçük kızımı uyandırmaya kıyamadan buraya geldim, dövdürmeyin bizi" sözünü hatırlarım.
içim sızlar, gidip kızıma sarılır, öperim...öperim... en zor anında mışıl mışıl uyuyan kızlarını düşünebilen tüm insanlar adına....
ilhan abinin adına... -
merhaba ilhan..
i$te enver abiyi de getirdik yanına
"$u dünyada
ayrılık var
ölüm var
ille de zulüm var"
diyen ozanı.
gülü$ünden su içi$ine kadar
halk olan adamı...
mezarlarınız biraz aralı
ama atsan
ulaştırırsın herhal sigaranı...
iki gözüm ona iyi bak
dünyaya küskün gitti biraz
zemheride çiçek açmı$
acılı,suskun bir topraktır o
seslenmezsen
merhaba demez...
hastadır,koluna gir
yürüyemez,
ayakları tutuk.
bağı$la ilhan
öyle ya
senin de kaburgaların kırık...
(bkz: metin demirta$) -
(bkz: ilhan ilhan)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap