*

  • yanilgi: içi gözükmeyen bir kutuya 10 tane top atsam, karıştırsam şöyle güzelcene, çeksem çıkarsam birisini, elimdeki topun kırmızı olması güzel bir rastlantı olurdu.

    gerçek : fiziğin gündelik sınırları içinde rastlantı, çok sayıda ve/veya ölçülmesi pratik olarak mümkün olmayan değişkenler içeren durumların sonuçlarına verdiğimiz addır. (kuantum fiziğindeki rastlandı biraz daha farklı olmak koşulu ile)

    kutu, toplar, topları karıştırırken izlediğiniz yol, topların birbirleri ve kutu ile etkileşimleri ile ilgili tüm kural ve büyüklükler bilinebilseydi, siz topu daha kutudan çıkartmadan hangi topun elinizde oldugu söylenebilirdi. bunun pratikte pek de mümkün olmaması rastlantının "böle kafadan atma götten uydurma bir şey" oldugunu düşündürtmesin size.

    aynı şekilde sayısal loto'da kazanan sayıların hangileri olacağı ve hangi topun yuvarlanarak delikten dışarı çıkacağı bilinmeyen ve ölçülemeyen fiziksel büyüklüklerin gayet iyi bilinen kurallar dahilindeki belirlenebilir harekelerinin sonuçlarıdırlar. bu anlamda rastlantı, belirlenebilir olduğu halde etken parametreler bilinmediği için sonucu istatistiki olarak saptanabilen süreçlerin sonuçlarıdır.
  • yanilgi : belirsizlik klasik mekanikten sonra başlar, kuantum fiziğine kadar olan tüm fizik hesaplanabilirdir.

    gerçek : ne yazık ki öyle değil gibi görünüyor. belirsizlikler ve hesaplanamazlık sadece kuantum fiziğine özgü degil, klasik mekanikte de varlar. en basitinden, t anında uzaydaki üç koordinati ve ve her üç doğrultudaki momentumları bilinen bir parçacığın t' anındaki konumu ancak belirli bir yaklaşıklıkla hesaplanabilir. ama ne mutlu ki hesaplanabilirlikle belirlenebilirlik farklı kavramlardırlar. tüm bunlar, makro ölçekte rastlantı dediğimiz sonuçların belirlenebilirliklerini azaltmazlar.
  • ufak bir hikayeden bir alıntıyı azıcık kurgulayarak aktarmak isterim. zira kimi yanılgılara derman olabilir kanaatindeyim.

    siz evde, camın önünde otururken sokaktan geçen ilk insanın erkek olması ihtimali 1/2 dir.
    arka arkaya iki erkek geçmesi ihtimali, ilk geçenin erkek olması ihtimali ile ikinci geçenin erkek olması ihtimalinin çarpılması ile bulunur ve 1/4'dür.
    sokaktan birbirleri ardına geçen üç kişinin de erkek olması ihtimali 1/8'dir ki bu olasılıklar 1/2^n formulü ile hesaplanabilirler. yani siz izlediğiniz süre içerisinde evinizin önünden arka arkaya 1000 tane erkek geçmesi ihtimali 1/2^1000 olur ki bu da yaklaşık bir / üç yüz iki basamaklı bir sayı'ya tekabül eder.

    şimdi.

    eğer eviniz vatan caddesi üzerinde ise ağustos ayının 30. gününde saat 11:30 civarı 10^302'de bir ihtimal gerçekleşir ve 12. jandarma alayı 990 er ve 10 subayı ile görüşlerinize hazırdır. siz günün tarihini bilmiyorsunuz diye bunun hiç de olası gözükmeyen bir rastlantı olduğunu iddia edebilir misiniz?
  • belli milli piyango biletlerine ikramiye çıkmayacağını peşin hükümle kabul etmek.

    örn.
    0000000. eğer ki böyle bir bilet basılırsa bu bileti almanın keklik olduğuna inanılır. asla çıkmaz buna denir. halbuki en karmaşık sayılı bilete (örn. 6438762) büyük ikramiye çıkma olasılığı ile aynıdır
  • istatistik bilimine gonul vermemis bireylerin icinde bulundugu kaotik* ortamin sonuclarindan biridir.
  • kuantum denen geyiklikteki rastlantı ile makro ölçekteki rastlantı arasındaki fark, makro ölçek rastlantısının bilgi eksikliğine, kuantum mekaniğindekinin de maddenin doğasına bağlı olmasıdır. geri kalan tüm kainatı bilseniz dahi çift yarıkta girişim deneyinde sadece bir fotonun bile hangi delikten geçeceğini öngöremezsiniz.

    aslına bakarsanız gerçek dediğimiz de en büyük olasılığın ta kendisidir. fizik, şu an içerisinde yaşadığımız koşullara sahip bir dünya'da nehirlerin denizden dağların tepelerine doğru akmasını yasaklamaz lakin bu o kadar düşük bir ihtimaldir ki nehirlerin denize doğru akması kendi kendine delil olan gerçek olarak addedilir.
  • yanılgı: bir zara 300 atış boyunca 6 isabet etmemiştir. artık 6 gelmesi çok ama çok olasıdır. 6 üzerine oynamak çok mantıklıdır

    gerçek: o zar hilelidir. belki üzerinde 6 olan yüzü dahi yoktur. varsa da ağırlık merkezi o yüze yakındır, 6 yazan yüzü yukarı gelememektedir
  • beklediginiz otobusun en son gelen otobus olmasi rastlanti degil normaldir.
    ayrica bir sinegin uyuz bir sekilde surekli kulaginizin dibinde ucmasi da normaldir, cunku sinek sirf kulaginizin cevresinde ucmuyordur, sadece kulaginizin cevresinde ucarken sesini duyuyorsunuzdur.
    yanlis aradiginiz numaranin asla mesgul calmamasi da normaldir. bunlar rastlanti degildirler. zaten bunlarin rastlanti oldugunu iddia eden kimse de yok sanirim. ben oylesine soyleyim dedim.
hesabın var mı? giriş yap