• hayatımızı anlamlı kılan inançlarımızın hepsinin yalan ve safsatadan ibaret olduğunu ve elimizde kin, acı ve mutsuzluktan başka birşey kalmadığını görürsek ne yaparız?
    cevap icin bu filmi seyredin.
    ebeveynlerin çocuklarının yanında ne konuştuklarına dikkat etmemeleri durumunda ufak düşmanlıkların şiddetli nefretlere dönüşebileceğini anlamamızı da sağlamıştır.
  • erkeklerin sikildikten sonra akıllandıklarını anlatan güzel bir filmdir... aklımda oluşturduğu soru yumağı ise "kadınların neden yarra yedikten sonra sapıttıkları"'dır... (bkz: bu entry kafa guzelken girilmiştir)
  • filmdeki tek bir sahne butun olayi acikliyor..
    zenciyle esas oglan hapisanede camasir dizerlerken zencinin kafasina carsafi takip kkk i taklit ederken
    -evet beyazlar bugunku isimiz butun gun zencilerden nefret etmek... butun gun zencilerden nefret etmemiz lazim bizim isimiz bu
    demesi bir cok kesime ula$mi$tir sanirim.
  • filmin beni en rahatsiz eden sahnesi basket maci sirasinda derek'in takimdan olan kisa boylu elemanin macin en kritik aninda fast break sonunda turnikeye girerken resmen steps yapmasi ve bunun es gecilmesidir.. orda o steps calinsa bugun hersey degisik olabilir, amerikayi bir zenci yonetiyor olabilirdi cunku vayt men kant camp..
  • yarisinin siyah/beyaz cekilmesinde ince bir ayrinti yatan film.
  • bu filmde nazi aşığı, göğsünde gamalı haç dövmesi olan derek vinyard’ın bir tiradı vardır. filmi tekrar izleyince bu tirada daha dikkat ettim.

    günümüz türkiyesinde yaşadıklarımızı düşününce bu sahneyi bu sefer neredeyse soluksuz izledim ve beni haliyle daha çok etkiledi. şu an ülkemizin her hangi bir yerinde isimler değiştirilerek bu konuşma yapılabilir durumda. kopy-paste değil aynen yazıyorum

    --- spoiler ---

    bu eyalette şu an 2 milyonun üzerinde kaçak göçmen yatıyor. burada olmaya hiçbir hakları olmayan o insanlar için 3 milyar dolar harcandı. tam 3 milyar dolar! kimin umurunda? hükümetimiz bile takmıyor bunu!

    sınır politikamız içler acısı. şaşırılacak bir şey yok, adamlar güney sınırımızda bizimle alay ediyor. kanunlarımızla alay ediyorlar. here gece bu asalakların binlercesi sel gibi sınırın üzerinden akarak geliyor.

    (çevresindekiler güler)

    gülmeyin! komik bir şey anlatmıyorum ki! bu hepimizin hayatıyla ilgili! dürüst, çalışkan amerikalılar ihmal ediliyor çünkü hükümetimiz bu ülkenin vatandaşı bile olmayan bu insanların haklarına daha çok önem veriyor. özgürlük anıtı ne diyor? “bana yorgunları, açları ve fakirleri verin” oysa yorgun, aç, fakir olan amerika halkı!

    bunu düzeltene kadar almayın şu herifleri! çünkü kaybediyoruz! hayatlarımızı sürdürme hakkımızı kaybediyoruz! özgürlüğümüzü kaybediyoruz!

    niye? bazı iğrenç yabancılar gelip bizi sömürsün diye. ve bu uzaklarda olan bir şey değil! bu, hiçbir şey yapamayacağımız bir yerde olmuyor. tam burada oluyor, bizim mahallemizde, hemen arkamızdaki binada. archie miller o marketi çocukluğumuzdan beri işletirdi. dave orada çalıştı, mike da orada çalıştı. iflas edince lanet olası bir koreli satın alıp bu çocukları işten kovdu!

    ve deli gibi para kazanıyor çünkü 40 tane kaçak işçi aldı. hepsi gözümüzün önünde oluyor ama hiç kimse bir şey yapmıyor. ve bu beni çok fena kızdırıyor! etrafınıza bakın! burası bizim mahallemiz değil! burası bir savaş alanı! bu gece bir savaş alanındayız!

    karar verin! ülkemizin ırzına geçerlerken kenarda sessizce durup izleyecek miyiz? yoksa birleşip bir şeyler mi yapacağız?

    evet bir şeyler yapacağız!

    --- spoiler ---

    yorum yok
  • insani ikilemde birakan film.

    --- spoiler ---

    film sonunda üzerinde cok fazla dusunmeden insanlarin 'nazizmi elestiren, kötüleyen' bir film olarak nitelendirse de gercek, biraz daha farklidir. edward norton karakterinin neden irkci olduguna dair ortaya konulan argumanlar, yine yuzeysel degerlendirme sonucu pek cok insani nazizme yonelticek kadar güclüdür. babasinin ölümünden sonra televizyona yaptigi roportaj, aslinda ciddi bir irkcilik propogandasidir. babasinin olumune sebebiyet veren gocmen yasasi , -yani yetenekli iki beyazin yerine zorunlu iki siyah iscinin alinmasi- sonucu babasinin kurtarilamamasi gibi nedenler.. irkcilikla ilgisi bulunmayan pek cok insanin, film esnasinda gosterilen nedenleri hakli bulmasi veya film sonrasi nazi olan gencler olarak acilan basligin altinda yatan ciddiyet buna ornek gosterilebilir. bekledim ki, irkciligin objektif bakis acisi altinda hakli nedenleri olabilecegini one suren bu filmin sonunda yine irkciliga dair anlamsizliklarini/celiskilerini belirtsin, irkci olan veya bu dusunceye yatkin olan insanlari caydiracak noktalara deginilsin. oysa islenilen en buyuk tema, bir grup irkcinin tecavuzune ugrayan irkcinin dustugu durum. bunun savunmasi irkcilikla ilgili degildir, ideolojilerin absurd savunuculari ile ilgilidir. bunun disinda aslinda pek cok duygunun altinda maddi cikarlar oldugunu one suren yetersiz ve etkisiz argumanlar sunulmus.yani, bir tarafta siyahi irka karsi neden dusman olmali insanlar konusu islenirken gayet guclu ve etkili sebebler sunulmus diger taraftan ideolojinin özüne degil, insanlarin karakterlerine elestiri getirilmis. fark $udur; tecavüze ugramasi, bir grup insanin parayi inandigi degerlerden daha fazla onemsemesi, irkciliga dair elestiri degil, kimi insanlarin ideolojilerini paraya cevirmesini, davaya ihanet eden bir grup insan olarak algilanabilir ve savunmasi cok basittir. celiski olarak ortaya konulan irkciligin ozune, kendisine iliskin argumanlar degil, bu ideoloji altinda vucut bulan bir kisim insanlarin cig süt emmisligidir filme gore. oysa, filmin basinda ortaya konulan nedenler, siyahi insanlara karsi ciddi bir cephe olusturacak gucte ve etkililiktedir. bu yuzden, 'film' olarak basarili bulsam dahi, nazizme ve irkciliga prim tanidigi icin, insanliga dair endise acisindan hos bulmadigim film olmustur.

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    filmin başında, okul müdürü ile dany arasında geçen konuşmada, okul müdürü dany yi okuldan atmakla tehdit eder. dany : "ne sanıyorsun, sence okulsuz yapamaz mıyım" der. ve okul müdürü : "hayır, okul olmazsa sokaklarda harcanır ölürsün" tarzı birşey der. ve bir ironidir ki, dany, okula devam eder, fakat filmin sonunda okulda öldürülür .

    --- spoiler ---
  • filmde dikkatlerden kaçmış, fakat bir o kadar da yönetmen tarafından gözümüze sokulmuş bir sahne vardır ki;

    --- spoiler ---
    tombul nazi seth, derek'e hoş geldin ziyaretine gider, onu da alıp aleme akmak niyetindedir. derek, telefonda konuştuğu için, ona diğer odada beklemesini söyler -seth, feci açtır bu arada-.

    seth, koltuğa oturur, önünde şans eseri şeker dolu bir kap vardır. yönetmen kabının içini gösterirken, seth, beyaz şekerlerin arasındaki tek siyah şekeri ayıklayp atar ve diğerlerini ağzına doldurur!!!!

    sonraki sahnede, derek odasından çıkar, seth'e "haydi gidelim" der...tombul seth ise bu arada, ağzına doldurduğu şekerlerden ( muhtemelen kasenin dibinde ve beyazların altında olan ), yeşil, kırmızı ve diğer renklerdekileri sağa-sola püskürtmekle meşguldür!!!
    --- spoiler ---
  • sonu, orjinal son "fazla sarsici" bulundugu icin degistirilen; az sarsici olani buysa orjinali nasildi diye dusunmemize yol acan film..
hesabın var mı? giriş yap